Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, Rol Modellerimiz köşemizin bugünkü konuğu Belgin Akçay. Kendisi Balçova Kadın Kooperatifinden ve İzmir’de yaşıyor. Önce isterseniz kısaca kendisini tanıyalım.
Belgin: Balçova Belediyesinden emekliyim. Bu belediyede Sosyal Hizmetler Müdürüydüm. Kadın çalışmaları içinde yer aldım. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDEV) Eğitmeniyim. Kooperatifleri destekleyen, gerçekten sosyal sorumluluk kapsamında işlerini yürüten bir vakıf. Türkiye’deki kooperatiflerin de gelişmesinde yol gösteren ve danışmanlık yapan bir vakıf.
Şule: Nereden mezunsun?
Belgin: Ticaret Lisesi mezunuyum. Çok erken yaşta, 17 yaşında evlendim ve hemen anne oldum. Üniversite okuma şansım olmadı. Bu benim içimde bir ukdeydi. Çocuğum üniversite öğrencisiyken, üniversite sınavlarına girdim. 4 yıllık kamu yönetimini kazandım, onun da eşimin karşı çıkmasından dolayı iki yılını okudum. Belediyeye girdiğimde, üniversiteyi bitiremediğim için lise mezunu sayıldım doğrudan. Fakat beni görevlendirdikleri tüm eğitim ve seminerlere katıldım. Molalarda bile hiçbir şekilde kendime vakit ayıramadım. Hep birilerinden bir şeyler öğrenmeye çalıştım. Her gittiğim yerden, her konuşulan kelimede bir şeyler öğrendim ve onları uygulamaya çalıştım. Ama şu an hem bir partinin okul eğitmeniyim hem Kadının İnsan Hakları Eğiticisiyim. Aynı zamanda sendika ve dernek çalışmalarım var. Aktif hayatın içindeyim. Kendi kendimi yetiştirmiş oldum. İsterdim ki bir uzmanlık alanım olsun. Uygulamada tamam yapıyorum ama teorik anlamda da bir desteğim olsun isterdim. Fakat kendimi eksik de görmüyorum. Çünkü yetişmeye çalışıyorum. Teorik anlamda o bilgileri de katılmış olduğum toplantılarda elde etmeye çalışıyorum.
Şule: Söyleyecek hiçbir laf bulamıyorum bunların üzerine.
Belgin: Aynı zamanda Türkiye’de ilk defa tüm kadın kooperatiflerini kapsayan birliğin (SİMURG) yönetimindeyim. Balçova Kadın Kooperatifinin Yönetim Kurulu Başkanıyım.
Şule: Kooperatiflerle ilgili oldukça geniş bilgiye sahip olduğun anlaşılıyor. Ama bu yolculuk Balçova’dan mı başladı ve nasıl oldu?
Belgin: Balçova Belediyesinde kadın çalışmalarında yer aldığım içim belediye kapsamında meslek edindirme kursları açtık. Kadınları orada toparladık. Meslek edindirme kurslarından elde etmiş oldukları becerileriyle ortaya koydukları ürünleri ilk etapta; festivallerde, fuarlarda satışa sunduk. Ardından toplu bir sipariş geldi. Ama fatura istediler. Kadınlar fatura kesemiyor, belediye de zaten yasal anlamda kadınlar adına fatura kesemez. O dönemin belediye başkanı, kadınlar adına biz bir kooperatif kuralım. Kadınlar kurumsallaşsın, fatura kesme işleminde de toplu siparişlere cevap verebilelim” dedi. 2010 yılında kooperatifimizi kurduk. Hibe fonlarına da başvurduk. Birleşmiş Milletler Kadın Dostu Kentler Projesinden ekipmanlar aldık. Atölyemizi, gıda atölyesine çevirdik.
Şule: Neleri toplu sipariş olarak üretiyordunuz?
Belgin: O dönemde hediyelik eşya yapıyordu kadınlar. Kolye, bilezik vs.
Şule: Gıda işine nasıl döndünüz?
Belgin: Bizim başladığımız dönemlerde işler çok seyrekti. Sonra tüm kaymakamlıklar, belediyeler ücretsiz bu tarz kurslar verdikleri için talep olmadı. 2014 yılında fon alınca yelpazemizi değiştirdik. Ana sözleşmemiz geniş. Her türlü işletmeciliği, faaliyet alanını yapabiliriz. Şu anda gıda atölyesiyle kadınlara istihdam sağlamış oluyoruz.
Şule: Hangi gıdaları üretiyorsunuz?
Belgin: Mantımız çok popüler. Şehirlerarası sipariş alıyoruz. Aydın’a gönderiyoruz. Erişte, sebzeli erişte gibi unlu gıdalar, turşu, reçel gibi mevsimsel ürünler. Siparişe göre üretiyoruz. Raf ömrü uzun olmayan ürünler çünkü.
Şule: Bu gıda sektöründe kaç kişi çalışıyor?
Belgin: Şu anda on kişi ama 98 ortağımız var. Çalışanlar dönüşümlü olarak çalışıyorlar. Eşit ve adil bir sistemde herkesin daha iyi para kazanması için ihtiyaç halinde, herkesin kendi yeteneğine göre dağılım yapılıyor. Mesela, börek siparişi olduğu zaman börek açabilen kadınları çağırıyoruz. Biz sınıflandırdık. Her bir gıdanın sorumlusu ve çalışanı var. Hangi gıda talep ediliyorsa, ona göre o grup gelip çalışıyor. Olması gereken bir özelliğimiz var, reçetelerimiz tek. Kadınlar evde ürettiklerini getirip satmıyorlar. Gıda olduğu için çok hassas bir nokta. Bizim tariflerimizle birlikte, kendi mutfağımızda üretiyorlar. Onlar yevmiyelerini alıyorlar.
Şule: 98 ortak belirli sermaye koyduğu için ekonomik açıdan bu kazançtan yararlanıyor mu?
Belgin: Kadın kooperatiflerinde kesinlikle öyle bir şey yok. Ana sözleşme gereği, sosyal amaçlı kooperatiflerde kâr amacı gütmediği için katılım payı 100 TL.’dır. O katılım payıyla ortak oluyor. Hizmet üretmediği takdirde, kâr amacı, yedek akçe ayrımı da olmadığı için çalışmadığı halde herhangi bir gelir elde edemez.
Şule: On kişi çalışıyorsa, karı onlar mı paylaşıyorlar?
Belgin: Onlar sadece yevmiye usulü çalışıyorlar. Kadın kooperatiflerinde ne acıdır ki yedek akçemiz, kârımız olamıyor. Ancak kadınlara istihdam sağlayabiliyoruz. Bizim en büyük dezavantajımız şu: Diğer yapı ya da kâr amacı güden kooperatiflerdeki aynı yasayı uyguluyoruz. Onlar ne kadar vergi veriyorsa, biz de aynısını veriyoruz. Yasal mevzuatlar, sosyal amaçlı kadın kooperatiflerinin belini büken en büyük sorunlardan biri.
Şule: Bir kadın, bir gün çalışırsa ne kadar yevmiye alıyor?
Belgin: Kadın kooperatiflerinde, ne kadar ürün üretip satıyorsanız, o kadar gelir elde edersiniz. Kadınlar şu an için 300 TL alabiliyorlar. 350-400 TL alan kooperatifler de var. Satıştan fazla bir oran elde edersek, aynı anda onlara takviye ediyoruz.
Şule: Malzemeleri kooperatif alıyor. Kalanını çalışanlara ödüyorsunuz o zaman.
Belgin: Giderler düştükten sonra kasada kalan para kadınlara gidiyor. Vergi, elektrik, su gibi giderler var. Kooperatifin kasasında bir birikim olmuyor ama ülkenin şu koşullarında kadın istihdamına çok katkısı oluyor. Çalışan kadınlar, dul ve yetim maaşı alan, belirli yaşa gelmiş, herhangi bir yerde çalışma olanağı olmayan kadınlar. O maaşlar, evin kirası, hasta bakımı gibi farklı masraflara yetmiyor. Buradan aldıkları para, evin ekonomisine katkıda bulunuyor.
Şule: Sigorta kapsamındalar mı?
Belgin: Sigortalı olmak zorundalar ama hepsini sigortalı yapamıyoruz. Kadınların çoğu, diğer maaşları kesilecek diye sigorta istemiyorlar. Bizi Ticaret Bakanlığı denetliyor. Çalışma Bakanlığının esaslarıyla Ticaret Bakanlığının esasları birbiriyle uyuşmuyor. Çalışma Bakanlığı diyor ki “Ne olursa olsun sigortalı yapacaksın” ticaret Bakanlığı da diyor ki “Her ortak sahibinin sigortalı olması gerekmiyor. Onlar işveren gibi.” Sigortalı çalıştıran kooperatifler var. Fakat biz ancak dul ve yetim maaşı almayan üç kişiyi sigortalı gösterebiliyoruz bu durumda.
Şule: Yer belediyenin mi?
Belgin: Belediye desteğiyle kurulduğu için belediye biz kuruluncaya kadar yerlerini Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği gibi diğer STK’lara vermişti. Başka bir yeri olmadığı için de kiramızı karşılıyor.
Şule: Seçimlerde başka bir parti geldiği zaman, bu kooperatifi kapatabiliyor mu?
Belgin: Hayır, kooperatifler belediyeye bağlı olmadığı için bağımsız bir iktisadi kuruluş olduğu için onların kapatma yetkisi yok. Ama Türkiye genelinde bazı kooperatiflerde, mesela belediye, valilik, kaymakamlık destekli birçok kooperatif var. Bunlar kendi ayakları üzerinde durmayı başarmaktansa, kurumsal desteklere yaslanıp yürümeyi tercih ediyorlar. Yerel yönetimin desteği çekildiği zaman, bu sefer kooperatifler tasfiye durumuna geçmiş oluyorlar. Eğer seçimlerde bir değişiklik olursa, biz kendi ayakları üzerinde durabilen bir kooperatifiz. Belediye ortak olduğu için sadece kiramızı veriyor. Ama o kirayı da kooperatifimiz karşılayacak durumda. Yasal anlamda bir yaptırımı yok. Zaten bizim kooperatiflerin 7 ilkesi var. Bu ilkelerin en önemlisi de özerk ve bağımsız olması. Mevzuatta ve yasada “Yerel yönetimler destek sağlamalı.” diyor. Ama yerel yönetimler kooperatiflerin iç işlerine ve işleyişine karışma hakkına sahip değil.
Şule: Şu an itibariyle bazı ürünlerin fiyatlarından örnekler paylaşabilir misin?
Belgin: Balçova 80000 nüfuslu küçük bir yer. Nüfusunun da %60’ı emekli kesimi. Biz mantının kilosunu 175 TL.’nasatıyorsak, kilo bazında Urla 450 TL.’ya satıyor. Aramızda on kilometre bile yok. Muhitine, oradaki talebe göre bu seviyeyi ayarlamak zorundayız. Alıcının ekonomik gücüne göre fiyat belirliyoruz. Öyle afaki fiyatlar belirleyemiyoruz. Eriştenin 1kilosu 75 TL.
Şule: Sadece Balçova’ya yönelik mi, yoksa kargoyla anlaşmalı isteyen yerlere gönderebiliyor musunuz?
Belgin: Ürünleri kargoyla gönderemiyoruz. Çünkü raf ömrü uzun ürünlerimiz yok. Örneğin, mantının içinde kıyma var. Biz onu kargoya güvenip veremiyoruz. Bir de sipariş alanımız geniş. Aydın Büyük Şehir Belediyesinin 15 şarküteri işletmesi var. Biz onların 6 tanesine ürün götürüyoruz dondurucu araçlarla. İzmir ile Aydın arası yakın, 2 saat. Belediyenin tören temsili ağırlamalarında belediyenin şirketi var. Bu şirkette ihtiyaç duyulan unlu gıdaların siparişlerini belediye bize veriyor. Müşteri potansiyelimiz fazla. Kooperatifimizin yanında Büyükşehir Belediyesinin (İSSU) İzmir Su İdaresi İşletmesi var. Buranın personeli bizden yararlanıyor. Karakılçık unundan mantı yapmamızı istediler, onun siparişleri var. Belediyenin bu sene okul öğrencilerine desteğini bize yaptırıyorlar. 1. Sınıf öğrencilerine anne poğaçası, kek gibi yiyecekleri bize yaptırarak gelir elde etmemizi sağlıyorlar. Karşılıksız bir beklenti içinde değiliz. Sipariş veriyorlar, biz ürünümüzü veriyoruz, karşılığını alıyoruz.
Şule: O zaman Pazar aramaya ihtiyacınız yok.
Belgin: Bazen yetişemediğimiz zamanlar bile oluyor. Fazla mesai yaptırarak, hafta sonu çalıştırarak takviye kuvvetle siparişlerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz.
Şule: Ürün hazırlama konusunda kriterleriniz var mı? Her çalışmak isteyeni almıyorsunuz sanırım.
Belgin: Mutfak işi bu. El işi ve meslek edindirme kurslarının ürettiği ürünler gibi değil. Herhangi bir bulaşıcı hastalığının olup olmadığıyla ilgili sağlık raporu istiyoruz. Her giren ortak, Halk Eğitimin vermiş olduğu Hijyen Eğitimini alıyor. En popüler ürünümüz mantı. Şarküteriden almıyoruz.Kaliteli ürün satan bir kasabımız var Balçova’da. Kıymayı alıp dondurucuya koymuyoruz. Taze alıp tüketiyoruz. İhtiyaç halinde tekrar alıyoruz. Başka kooperatiflerden duyuyorum, biri sarma yapıp getiriyor ve satıyor. “Peki, müşteri hangisini beğeniyor?” diye sorduğumda, “Bilmiyoruz” diyorlar. Farklı şekilde yapılınca, ürün standardı olmuyor.
Şule: On kişi çalışıyorsa, onlar da ortak olmak zorundalar mı? Sıradan biri çalışmak istese, yevmiye alamıyor değil mi?
Belgin: Evet.
Şule: Oldukça ayrıntılı bilgiler paylaştın. Balçova dışında Türkiye çapına evrilme süreci nasıl oldu?
Belgin: SİMURG Kadın Kooperatifleri Birliği, Türkiye’de ilk oluşan birlik. Birlikler var ama onlar bölgesel birlikler.
Şule: Bu oluşumun yönetimine nasıl girdin?
Belgin: Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfının desteğiyle oluşturulan bir birlik. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfının eğiticisiyim. Kooperatifler olarak bu vakıftan danışmanlık hizmeti aldığımız dönemlerde tanıştık. 2010’dan beri birlikteliğimiz devam ediyor. Simurg oluşturulduktan sonra yönetime girdim. Türkiye’de tüm kadın kooperatiflerine, genel kurul nasıl yapılır, ortaklıkla ilgili bilgilendirmeler gibi konularda destek veriyorlar. En önemlisi de hepimizi çok derin yaralayan 6 Şubat depreminden sonra SİMURG olarak bir ağ oluşturduk. Her birimiz paylaşarak deprem bölgesindeki kadın kooperatiflerini aradık. Hasar gören, ürünlerini orada satamayacak durumda olan kooperatiflerle eşleştik. Onların ürünlerini kendi bölgemize getirdik. Ürünleri sattık ve parayı onlara gönderdik. Kollektif bir dayanışmayla kooperatifler arası çalışma yürütülüyor. Kooperatifler iletişim ağımız var. Kooperatifler arasında birbirlerinden ürün almalarını sağlıyoruz. Gruptan yazıyorlar. “Tekstille uğraşan kooperatif hangisi? Şu kadar bez çanta lazım.” diye. Tekstille uğraşan kooperatif özelden iletişime geçiyor. Birbirleriyle dayanışarak ürün alışverişi yapma imkânı buluyorlar.
Şule: Çok güzel bir dayanışma örneği gerçekten. Bu eğitimleri isteyen kişilere mi veriyorsunuz? Biz bir grup oluşturup böyle bir eğitim almak istediğimizi söylesek, verebiliyor musunuz online ya da yüz yüze?
Belgin: Eğer bir kooperatif kurmaya karar vermiş girişimci kadınlar varsa, kooperatifin kuruluşu, hangi yasal yöntemlerle başvurulması gerekiyor, tutmaları gereken defterler, çalışma ilkeleri konularında bilgilendiriyoruz. Daha verimli, olumlu ilerlemelerini kaydediyoruz. Öncesinde bir analiz yapıyoruz. Kooperatif kurmak istediklerini söylüyorlar. Faaliyet alanlarını, nelerin ellerinden geldiğini bilmiyorlar. Bu şekilde kooperatif kurulmayacağını anlatıyoruz. Kooperatif kurulurken, gerçekten çok fazla giderler oluyor. Tasfiye edilmesi de çok zor. Böyle bir niyeti olan ve öğrenmek isteyenlere kooperatifçilik hakkında online eğitim veriyoruz. O bölgede eğiticimiz varsa, orada yüz yüze eğitim verebiliyoruz.
Şule: Harika. Senin özel olarak ürettiğin bir ürün var mı kooperatifte?
Belgin: Biz yöneticiler gönüllü çalışıyoruz. Ana sözleşme gereği, orada hizmet üretmediği takdirde yöneticilerin ücret almaması gerekiyor. Biz yönetimde 5 kişiyiz, hiçbirimiz ücret almıyoruz. Üretime de katılmıyoruz. İhtiyacı olan kadınlar üretime katılıyorlar. Yıllık genel kurulda yönetim kurulu toplantısı başına bir ücret belirleniyor. Biz onu da istemedik. Kooperatifin ayakta durması önemli bizim için. Kadın istihdamına katkıda bulunalım istiyoruz.
Şule: Bundan sonraki hayalin ne kooperatifçilikle ilgili?
Belgin: Zaten bir oluşumun içindeyim. Kooperatifin zor koşullarda değil de kısa sürede olacak bir iş değil ama gelecekte yüzlerce kadına istihdam olanağı sağlamak isterim. Dezavantajlı, dar gelirli kadınlara bu işletmeyi yürüterek destek olmak çok önemli. Hiçbir beklentim olmadan, yine gönüllü olarak tabii.
Şule: Bilmediğimiz pek çok konu hakkında epeyce ayrıntılı bilgiler edindik. Mutlaka daha ayrıntıları vardır.
Belgin: Kesinlikle, bunlar aklıma gelenler.
Şule: Son olarak vermek istediğin bir mesajın varsa onu da alalım.
Belgin: Çok farklı alanlarda birbirimizi tanıdık. Farklı yerlerde yaşıyoruz. Belli bir noktada, belli bir özveriyle yaptığımız şu eğitimler sayesinde birbirimizi tanıdık. Gerek KİHEP gerek başka eğitimler olsun, farklı amaçlarla buluşalım, bu amaçlarımız dalga dalga tüm Türkiye’ye yayılsın, bütün kadınlar bundan yararlansın. En büyük hayalim: Türkiye’de tüm kadınlar kendi hakları konusunda ekonomilerini kendilerinin sağlayabileceği seviyeye ulaşsın.
Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, Gerçekten ses tonuyla, anlatımıyla, birikimiyle ve gönüllülüğe bağlı o inancıyla yepyeni bilgilerle donandık. Çok teşekkür ediyoruz. Başka bir Rol Modellerimiz köşemizde buluşmak üzere. Sen de bu yoğun işlerinin arasında zaman ayırdın ve bizimle birlikte oldun. Sana da çok teşekkür ediyoruz.
Belgin: Ben çok teşekkür ediyorum. Derginizin posterde yer alan çalışmalarından o kadar etkilendim ki böyle bir konunun içinde yer almak beni çok mutlu etti. Umarım daha farklı alanlarda, sizlere faydalı olabileceğim noktalarda sizlerle birlikte çalışma imkânı bulabilirim.
Şule: Bize umut oldunuz.
11 Kasım 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.