Turuncu bir çiçeğin üzerine konmuş bir kelebek, kanatları turuncu, siyah ve beyaz desenlerle süslenmiş. Arka planda açık mavi bir gökyüzü var. Kelebek, çiçeğin nektarını emerken kanatlarını hafifçe açmış.

Yazımı okuyanlar, bir kelebekler kalmıştı yazmadığın diyeceklerdir kesin. Ama içimdekileri kâğıda, ne kâğıdı be?... Günümüzde kâğıtlara kim yazıyor ki?... Klâvyeye dökmezsem resmen kurtlanacağım en beterinden.



Bilenler biliyor artık. Doğuştan görme engelli, dünyaca ünlü ressam canım Eşref Armağan Hocamdan sonra Türkiye'de resim yapan ikinci körüm. Ne hikmetse resimlerimi görenlerin büyük çoğunluğu ünlü Fransız ressam Claude Monet'in resimlerini andırdığını söylüyorlar. Canına yandığımının görmüyorum ki hiçbirini. Görsem de sevgili Monet'in resimleriyle bir karşılaştırma yapsam. Resimlerini görememen çok acı diyenler de olmuştur ama bunun çaresi yok. Tıp retinitis pigmentoza yani tavukkarasının tedavisini henüz bulamadı. Böyle yaşayıp gideceğim gözlerim kör, yüreğim Monet'li Monet'li.



Yahu Monet ve kelebeklerin birbiriyle ilgisi ne diyeceksiniz şimdi. Elbette ilgisi yok. Maksat muhabbet olsun.



Ara ara paylaşım yaptığım facebook resim gruplarından birinde resimlerimle ilgilenen biri oldu. Kendisi ressammış. İlle tutturdu seramik de yapmalısın diye. Bu işler bedava olmuyor ve hayli pahalı bir sanat seramik. Para yardımı teklif etti, şiddetle reddettim. Hiç prensibim değil böyle şeyler. Resimlerimden satın almak istedi. Verdiği fiyat çok uçuk. Benim resimlerim bildiğimiz resim kâğıtlarına yapılmış. Öyle tuvallere, yağlıboya ya da akrilik değil. İnsanları kullanmaktan nefret ederim. Neyse, uygun bir fiyata anlaştık. Messengerden görüntülü görüştük, dört resim seçti. Muhteşem bir sanatsal sohbet de yaptık. Ben uçuyorum bir destekçim, bir üstadım oldu diye. Bir de ödev verdi. Kendisini bana betimleyecek, ben de resmini çizmeye çalışacağım. Önce korktum, yapamam dedim. Denersen ne kaybedersin yanıtını alınca Aaaallllaaaahhhhh tutmayın beniiiii!...



Birkaç gün hiçbir şey yapmadan bekledim. Öyle böyle bir sanatsal heyecan değildi çünkü. Üstadım oldu ya. Yüzünü kara çıkarmak korkusu içten içe kemiriyordu beynimi ve yüreğimi.



Neyse, bir sabah tüm cesaretimi toplayıp başladım çalışmaya. İki resim denedim, beğenmedim. Üçüncü fena gitmiyor ama heyecandan ellerim titriyor ve buz gibi. Midemde kelebekler uçuşuyor. Bu öyle bir duyguydu ki anlatılmaz, yaşanır. Sanki hiçbir zaman gidemeyeceğim güzel sanatlar resim bölümünde okuyan bir öğrenciydim. Onca öğrenci arasında Hocam beni seçmiş ve bu ödevi vermişti. İçimde de hiçbir kötülük yok ya. Tüm saftirikliğimle grupta paylaştığım resmime yaptığı yoruma yanıt olarak aynen; heyecandan ellerim titriyor ve buz gibi. Midemde kelebekler uçuşuyor, sözcüklerini yazıverdim hocam, ödevimi yapmaya başladım cümlesini de ekleyerek.



Kısa bir süre sonra da özelimden bir yanıt ki zehir zemberek. Ben bu Beyefendi'ye farklı duygular besliyormuşum. İki kadın arkadaşı uyarmış bu kadın sana ilân-ı aşk ediyor diye. Garibim iki kadıncığın sözüyle gaza gelmiş, amanın kör bana âşık oldu korkusuna kapılmış zavallım.



Yahu ben 60 yaşında, 86 yaşındaki babasıyla yaşamaya çalışan, derdi başından aşmış bir kadınım. Aşkı, meşki düşünecek hâlim de zamanım da yok. Bu yaştan sonra sanal ortamda tanıdığım birine hemen âşık olacak kadar toy da değilim. Bir kadınla nasıl konuşulacağını bilmeyen, sohbet ederken bile bira bardağı elinden düşmeyen, günde 15 sigara içen, ruhsal rahatsızlıklar geçirmiş biri de hiç tipim değil doğrusu. Ruhsal rahatsızlıkları olanlardan çok çektim çünkü. O da ayrı bir yazı konusu olur. Hadi desem ki; ruhumda kelebekler uçuyor, yüreğimde kelebekler uçuyor. O zaman ne dese ne düşünse haklı. Benim kelebekler midemde cirit atıyor kardeşim midemdeee!... Bundan farklı sonuçlar çıkaranların aklından şüphe ederim vesselâm. Adım gibi eminim ki gören bir kadın olsaydım bunları yaşamayacaktım.



Ama bu işin tek suçlusu kelebekler abicim. Eğer gelip midemde yuvalanmasalar, tam resmin başına oturunca,yaramazlık yapmasalardı, hadi yaptılar diyelim, şu aynı yaramazlıktaki parmaklarım kelebeklerin yaptıklarını yoruma yanıt olarak yazmasalardı her şey farklı olacaktı.



Bu kelebeklerden acilen kurtulmam gerek. Ciddî ciddî böcek ilâcı sıkmayı düşünüyorum mideme. Kovalıyorum kovalıyorum gitmiyorlar çünkü. Çok arsızlar çoookkk.



NOT: Bu olay olduktan iki yıl sonra vatandaş, üyesi olduğum Sanatta Engel Yok Vakfının facebook sayfasında paylaştığım resimlerimi beğenmeye başlamasın mı? Hiç âdetim olmadığı halde şeytan dürtmüş ve kimlerin beğenip ifade bıraktığına bakmıştım işte. Vayyyy sen misin beğenen?...Bu yazımı, konuyla ilgili resmimle birlikte paylaşıverdim zehir zemberek birkaç sözle. Hele bir daha karşıma çıkmaya kalkışsın. Eğer adını açıklamazsam şu ayna gibi gören iki gözüm kör olsun. Zaten resim de erkeğe değil kadına benzemiş iyi mi? Mayıs başında düzenlenen sanat fuarında satıldı kendisi.



22 Nisan 2022 Cuma



 

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.