Merhaba değerli okurlar. Size yepyeni bir derginin yepyeni köşelerinden birinden sesleniyoruz. Bu köşemizde tarihten bugüne ve özellikle bugün kadınların politikayla ilişkilenme biçimlerini, tarzlarını ve tabi, ataerkil bir toplumda siyasetin kadınlarla ilişkilenme yöntemlerini ele alacağız.
KADINLARIN BAKIŞ AÇILARINA, DÜNYA GÖRÜŞLERİNE GÖRE SİYASETLE İLİŞKİLERİ NASIL BİR KORELASYON OLUŞTURUYOR?
Aslında, kadınlar tarih boyunca gizli ya da açıktan aile yönetimi, giderek devlet yönetiminde de etkili olmuşlar.
Bugün ise, modern çağda iş yerlerinde kadın yöneticilerin azlığı dikkat çekmektedir. Hatta, aynı işi yapan kadın ve erkeğin kadının aleyhine ücret eşitsizliği de Özellikle özel sektörde yaygın bir uygulamadır. Örneğin, bir tuğla fabrikasında ağır kol gücü gerektiren taşıma işlerinin bir kısmı kadınlara daha ucuz ücretlerle yaptırılabilmektedir. Bütün bunlar bir politikanın (kadına bakış) ürünüdür.
Karnından sıpa, sırtından sopa eksik edilmemesi gereken, saçı uzun aklı kısa, eksik etek olan, sofradaki yeri hep öküzden sonra gelen, daha küçücükken, evdeki ağabeylere, babaya ve amca-dayı, vb. hizmet etmesi gereken hep kadınlar, kızlardır. Oğul anasından kendisinin de pekâlâ elinden gelen işleri istemekte herhangi bir sakınca görmez. Eğer evde bir kız evlat varsa anne kızından ağabeyine su getirmesini ister. Kız buna biraz itiraz edecek olsa, aşağılanır, azarlanır, hatta tokat da yiyebilir. Anne, evdeki erkekler tarafından kızını iyi yetiştirmemekle eleştirilir fakat anne de dahil hiç kimsenin aklına evdeki erkeklerden birine, “git suyunu kendin al,” demek gelmez.
İşte bu örnekteki durum bile uzun zamandır içselleştirilmiş olan bir “Erkek Egemen” politikanın ürünüdür. Ev içi de dahil her alanda “Kadın-Erkek Eşitliği”’ni savunmak erkeklerin rahatını kaçırmaktadır. Kadının bilinçlenmesi, haklarını savunur duruma gelmesi iş yerlerinde daha fazla mobbinge uğramasına, evde ise kocanın baskı ve şiddetine maruz kalmasına neden olmaktadır.
Aslında İslamiyet öncesi çağlarda eski Türk kavimlerinde ve devletlerinde kadınlar daha çok yönetimlerde ve karar mercilerinde bulunurlardı. İslamiyet’in kabulüyle beraber kadın yavaş yavaş geriye, ev-mekân içine itilmeye başlandı. Eğitimli kadınlarda da bu durum böyleydi. Çağdaşlaşma hareketleriyle bu durum aşılmaya çalışılıyor fakat henüz yeterli değil.
Dolayısıyla; mücadeleye devam sevgili kadınlar. Hakça eşit bir hayat için adalette, sosyal alan ve çalışma alanlarında kararlı bir biçimde birbirimizi motive ederek, örgütlenerek bilincimizi ve mücadelemizi yükselteceğiz.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.