ebrubozcuk@hotmail.com
Açık sarı, yarı toplanmış dalgalı fönlü saçları ve makyajıyla, siyah kıyafeti ve yine siyah kolyesi ile gülümsüyor.
Yeşil yapraklarla çevrili bir orman yolunda bisiklete binen yaşlı bir kadın ve bir adam. Kadın önde ve gülerek mutlu bir şekilde bisiklet sürüyor, arkasında adam bisikletini sürerken o da gülümsüyor. Her ikisi de rahat ve doğa dostu kıyafetler giymiş. Doğal ışık çevrelerini aydınlatıyor.
YAZAN: Ebru BOZCUK

Biliyorum aslında o sesi... Muhtemelen atalarımdan yadigar bir ses bu.
"Yeter artık, ekme dönemi bitti. Şimdi hasat zamanı" diyor.
Fakat içimde yükselen başka bir ses daha var.
O daha derin ve daha sakin bir yerden konuşuyor sanki.
"Aslında şimdi tam zamanı" diyor.
Gençliğimizde 50'li yaşlar, "ununu elemiş, duvara asmış" bir kuşak gibi gelirdi bize.
Ne büyük bir haksızlık ettiğimizi şimdi anlıyorum.
Evet, bedenimiz eskisi gibi değil artık. Arada bir sinyaller, arızalar veriyor fakat hiç de öyle elini eteğini çekmek ister gibi bir halimiz de yok.
Esasında 50'li yaşlar inceden bir bilgelik de barındırıyor. Zihin çok daha keskin ve berrak oluyor. Ne istediğimizi gerçekten idrak ettiğimiz bir yaş bu.
Yılların getirdiği tecrübeyle en azından artık neyi istemediğimizi çok iyi biliyoruz.
Kiminle yol arkadaşlığı yapacağımızı, kimden uzak duracağımızı, kim için fedakarlık yapacağımızı artık netleştirmiş oluyoruz.
Yaşadığımız onca badirenin elbette bir getirisi olacaktı ve bu çok kıymetli bir hazine gibi elimizde artık.
Mış gibi yaşamıyoruz artık. Nerede yaşamak istediğimizi, nerede mutlu olacağımızı biliyoruz.
Kendi sınırlarımızı çok iyi tanıdığımızdan kimsenin suistimal etmesine izin vermiyoruz artık bu yaşlarda.
Ekonomik olarak da kendine yetebiliyorsan eğer, kimselere eyvallahın kalmıyor.
Huzuru kendinde bulacağını öyle güzel deneyimlediğin bir yaş oluyor ki değmeyin keyfimize.
Tek başına çoğalmayı şahane beceriyorsun bu yaşlarda.
Lüzumsuz kalabalıklar, gereksiz sohbetler istemiyorsun. Az ve sade olanı tercih ediyorsun ki bu hal evine, giyim tarzına, sohbetine dahi yansıyor.
Ve belki de ilk kez kimseye bir şey kanıtlamak zorunda olmadığını anladığın yaşta oluyorsun.
Hafif bir gülümseyişle "ben de böyleyim işte" deyip geçiştiriyorsun gereksiz dayatmaları.
En mühimi de, kimseye kendini beğendirmek gibi bir çaban olmuyor.
Öz bakımını, sporunu, makyajını kendin için yapıyorsun çünkü kendi değerini geç de olsa idrak ettiğin yaşta oluyorsun.
Tercih edebilme lüksü senin oluyor artık ki bu yeri geldiğinde "HAYIR" demeyi de öğretiyor sana.
Evet, bir şeyler değişiyor içeride...
Menopozun azizliği, beyazlayan saç telleri, eski parlaklığını yitiren cilt, kilo vermenin zorlaşması, uzun süren hastalık semptomları derken garip bir anaforun içine girildiği aşikar.
Fakat tüm bu korkular yerini zamanla kabullenişe bırakıyor.Onlarla da yaşayabileceğini, bunların öyle çok da dert edilecek şeyler olmadığını kabulleniyorsun.
Çünkü kadın-beden bilgeliğinde bırakmak fiilinin var olduğunu anladığın yaştasındır artık. Anatomik olarak var olan bu özellik ne yapıp edip bir şekilde kadının yoluna ışık tutuyor.
"Bu bana iyi gelir mi?" derken buluyorsun kendini bu yaşlarda. Çünkü artık sakin ve berrak suları hak ettiğini çok iyi biliyorsun.
Bu dönem esasında yaşanması gereken en keyifli zaman dilimi.Bunu asla çaresiz bir kabulleniş halinden, teslimiyetçi bir yerden söylemiyorum.
Çünkü 50'li yaşlar, hak edilmiş, telaşsız ve diretmeden yaşanılacak bir hayatın altın anahtarı...
İspat telaşın yok, "bunu da başarmalıyım" diyen gençlik hezeyanın yok.
Bunların yerine; tecrübelerin, biriktirdiğin güzel dostlukların, sezgilerin ve ne istediğini bilen dingin bir cesaretin var.
Bundan sonra kalemin elimizde olduğu yeni bir senaryo yazabilmek bizim elimizde.
Artık kendimize izin verme zamanı...
Yavaşlama ve sakinleşme izni gibi.
Bir sabah kahvesinden, bir gün doğumundan tadını çıkara çıkara keyiflenme izni gibi...
Ve aynı zamanda YENİDEN BAŞLAMA izni....
50'den sonra hayat bitmiyor, sadece 2.perde başlıyor.
Ve o perde belki de hayatın en sahici, en SEN olan bölümü ki tadını çıkara çıkara yaşanması, kutlanması, çoğaltılıp parlatılması gerekiyor.
O zaman açılsın bakalım! PERDEEEE!...
Kasım 2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.