Bana renkleri anlat,
Anlat ki göreyim gözlerimle.
Eriği anlat, yemyeşil, çıtır çıtır,
Tadını aldığımda göreyim yeşilliğini.
Bileyim ki yeşil biraz ekşi.
Tüm ekşiler yeşil mi ki?
Acı bir biber, o da mı yeşil?
O zaman bana gökkuşağını anlatma,
Benim gökkuşağım derin bir kuyu.
Renklerim yok, hiç bilemedim acının yeşilliğini,
Yeşilin ekşiliğini.
Bir kuş öter erik dalında,
Ta derinden eser ruhuma.
Bilmem ki kuş nedir?
Bir tırtıl yürür yapraklarında,
Bir kelebek konar, rengârenk.
Bilemem ki, tırtıl ne demek, kuş ne demek,
Hayallerimde bile canlandıramam.
Sen hiç melek gördün mü?
O erik gibi ekşi mi,?
Acı mı biber gibi?
Bir kuş gibi tatlı mı sesi?
Çizebilir misin bir meleği,
Anlatabilir misin tüm renklerini?
Ya sen arkadaşım, ne kadar şanslısın!
Bir zamanlar biliyordun tüm doğayı.
Görmüştün bebeğinin o minicik ellerini,
Sevdiğinin o yemyeşil gözlerini,
Arıyı karıncayı, denizde balığı,
Sana havlayan köpeği.
Işığın sönse de yavaş yavaş,
Yollarını sis de kaplasa,
Gördün gül kırmızı, gökyüzü mavi,
Göller engin yeşil.
Ama olsun,
Ellerimiz var sevgiyi tutan,
Ayaklarımız var umuda koşan.
Okşanası saçlarımız,
Duygularımız var; insanca sevmek, özlemek, ağlamak.
Yavaş yavaş karanlık bir odaya atıyorsun adımlarını.
Ayakların kaybediyor yollarını,
Ellerin aranıyor boşlukta.
Adım atmaya ürkeksin,
Korkuyorsun konuşmaya,
Anlatacak bir boşluğu sana.
Hayat bu;
Bir gün yolun düşüyor ışığa.
Umut var her zaman,
Hiç bitmemiş dedirtiyor sana.
Bakıyorsun, herkesten iyi görüyorlar sevgiyi.
Herkesten iyi anlıyorlar
Hayata neşeyle sarılmayı.
Ellerinde beyaz bir ışık,
Gözleri olmuş, ayakları olmuş.
Güzel bir isim de vermişler ona:
Beyaz baston,
Yol arkadaşı.
Birleştirmiş etrafında dimdik ayakta,
İnadına tüm karanlığı yırtarcasına.
Artık gönüllerde ne gam ne keder,
Hayat her zaman birlikte güzel.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.