eminekamci@hotmail.com
Açık kahverengi saçlarını toplamış, üzerinde siyah montuyla, açık alanda, gülümsüyor.
Açık mavi zeminli büyük kapalı bir ortamda kare kare oluşturulmuş kitap stantlarının tepeden çekilmiş görüntüsü var. Stantların üzerinde kitaplar dizilmiş. Stantların etrafında birçok insan görünüyor.
YAZAN: Emine KAMÇI

Bir arkadaşımla sözleşerek Dördüncü Bornova Kitap Günlerinin çalışmalarından biri olan iki kitap söyleşisine katıldık. Çocuk kitaplarıyla ilgili söyleşide üç konuşmacı yer alıyordu. Saime Bircan Sak ve Gülümsün Gümüş, Bilge Arı ve Devedikeni, Dostluğun Gücü, Sevginin Kokusu gibi çocuk kitaplarının yazarı olan Filiz Gülmez’e kitaplarıyla ilgili sorular sorarak söyleşi ortamının daha hareketli ve sıcak olmasını sağlamış oldular. Filiz Gülmez, emekli Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni. Çocuk kitaplarının dışında büyükler için öykü ve deneme kitapları bulunuyor. Gülümsün Gümüş'e gelince: İngilizce öğretmeni, aynı zamanda turizm rehberi. Bu turistik gezilerde, çocuklara çevreyi drama yaparak farklı bir yöntemle tanıtıyormuş. Bunu öğrendiğimde gerçekten de çok ilginç gelmişti bana.
Saime Bircan Sak’sa yazar kimliğinden gelen deneyimliliğiyle, güçlü gözlemciliğiyle izleyici çocuklara çarpıcı sorular soruyor, onları söyleşiye doğrudan katmaya çalışıyordu.
Gülümsün Gümüş bu kitaplarla ilgili bazı okullardaki çocuklarla, öğrencilerle görüşerek bu çocuklardan yazara sormak üzere birtakım sorular derlemişti. Sonra da bu konuşmacı derlemiş olduğu bu soruları söyleşinin başlamasıyla da yazara aktararak, soruların yanıtlarını istemişti. Örneğin, çocukların sorularından biri de bu papatyalarla ilgiliydi. ‘Koca gözlü papatyalar’ gibi bir tümcesi üzerine: “Bu ne demek; papatyanın gözleri olur mu?” diye sorular soruluyordu. Oysa yazar, büyük papatyalardan söz ediyor, bu çiçekleri bir bakıma kişileştiriyordu. Açıklamaları bu yöndeydi. Dostluğun Gücü adlı kitapla ilgili söyledikleriyse şunlardı: “Sait Faik ‘Her şey sevgiyle başlar’ demiş. Yalnız insan ilişkilerinde değil doğayla insan arasında da sevginin önemli olduğuna inanıyorum. Hayvanlarla da bitkilerle de sevgiye, dostluğa dayalı bir iletişim kurulabileceğine inanıyorum. İşte öykülerimde bunun önemini, güzelliğini ve ne kadar insanca olduğunu çocuklara sezdirmek istedim.”
2.Öykü kitabı Dostluğun Gücü, Moğolistan’da geçiyor, Albino deve ve albino çocuk ilginç. Merak edilenlerden de biri buydu. Yazar Dostluğun Gücü adlı bu öyküde de yine ötekileştirmeye dikkat çekiyordu. “Devenin iyileştirilmesi müzik aracılığıyla oluyor. Benim buluşum değil. Ama bu konuyu çok araştırdım. Moğolistan’da ineklerini sağarken, çift sürerken hep şarkı söylerlermiş.”
3. kitap Sevginin Kokusu, ağaç katliamının yapıldığı günümüzde çocuklara bir uyarı niteliğindeydi. Bir de cep telefonlarının baz istasyonlarının hayvanlara, doğaya vermiş olduğu zarara dikkat çekmek istiyordu bana göre.
Yazarın bir başka öyküsündeyse, bir balarısıyla devedikeni anlatılıyordu. Bu öyküde yazar, ötekileştirmeye vurgu yaparak bunun yanlışlığını çocuklara da yansıtmak istediğini söylüyordu. Başka bir soruysa öykülerin doğuş nedenleriyle ilgiliydi. Balarısıyla devedikenini konu eden öykünün nedeni sorulduğu zaman yazar: Bir öykü yazmak vardı aklımda bir gün otobüsle Aydın’a giderken yol kenarında çiçekler, deve dikenleri vardı, çiçeklerin üstlerinde de arılar geziyordu. O görüntü yazmak istediğim öykü için mekân ve öykünün karakterleri oldu. Doğayı gözlemlemeyi severim, yazlığımızın bahçesinde asmamız var. Önceki yıllarda üzümler olgunlaşmaya başlayınca asmaya arılar doluşurdu. Son yıllarda arıların azaldığını gözlüyordum, bu beni çok üzüyor ve düşündürüyordu. Bu nedenle bir çocuk öyküsü yazmak ve çocuklarla paylaşmak istedim. İşte Bilge Arı ve Deve Dikeni kitabımı bu nedenle yazdım.
Bu sözleri işitince ben de aynı üzüntüyü yaşayarak nedenlerini düşünmeden edemedim.
Yazar Filiz Gülmez, devedikeninin özellikleriyle ilgili şunları söyledi: Antik Yunan ve Mısır medeniyetlerine kadar köklü bir geçmişe sahip olan deve dikeni, her çağda insanlığın en çok faydalandığı bitkiler arasında yer almayı başarmıştır. Dikenli olmasına rağmen papatya ailesi içinde kabul edilen bu bitki, Temmuz ve Ağustos aylarında çiçek açar.
Yazar ayrıca, çocuk kitaplarının içeriğinde öğüt olmaması gerektiğini de vurguluyordu. Bu yazıların yalın dille, güzel olana yönlendirme yoluyla, öğretici olmadan, ifade edilmesi gerektiğini belirtiyordu.
Söyleşinin bir yerinde ‘Sevginin Kokusu’ adlı kitabı konuşurken söz ağaçların kesilmesine gelince, bir konuşmacı, izleyici çocuklara: “Ağaçlar kesilmeli midir?” diye sordu. Bunun üzerine çocuklardan biri, “Gelişmemiz için kitaplara gerek vardır ve kâğıt elde etmek için ağaçlar kesilmelidir.” dedi. Oysa vücudumuzun gelişmesi için de ağaçlardan elde edilen besine gereksinimimiz var. Ne var ki bu kaynaklarımız gün geçtikçe ağaçların kesilmesiyle azaltılıyor. Dahası, kesmek şöyle dursun; ormanlık alanlar yakılıyor, tarlalar yok ediliyor, tarım ve hayvancılık bitiriliyor. Hey tanrım, söyleşiden nerelere geldim ben. O an aklıma bunlar geldi ve çocuklara bunlardan söz etmek istedim. Gelgelelim o yaştaki çocuklara bunların ne kadarını anlatabilirdim ya da orası bunları anlatmak için doğru bir ortam mıydı?
Katılmış olduğumuz ikinci söyleşiyse Buket Başaran Akkaya’nın moderatörlüğünde, konuklar Salih Öztürk ve Nihal Ulusoy’la gerçekleşti.
Seçkiler dışında, 11 öyküden oluşan ‘Görünmez Bağlar’ Nihal Ulusoy’un ilk kitabıydı. Okurken öykülerin bir bütünlük içinde olduğu hissediliyor, yazar okura yaşanmışlıklarından bolca beslendiğini, hiçbir kaygı duymadan duyumsatıyordu.
Acıyı, sıkıntıyı, çaresizliği öykülerinde, belleğinde kalanlarla yüreğinden akanları harmanlayıp sakince, abartıya kaçmadan aktarıyor.
Çocuk gelinler, kadının kadına zulmü, erkek kadın ayrımı gibi konular çokça işleniyor.
İkinci söyleşide aynı zamanda şair de olan bir yazar tanıtılıyordu.
1960 yılında Batman’da doğan Salih Öztürk, Bingöl, Elazığ, Bergama ve İzmir’de öğretmenlik yaptı. Çok okuyan biri olmasına karşın ilk kitabını elli yaşında çıkardı. Şiir, anlatı, günlük, seyahatname, öykü roman tiyatro alanlarında yazdı. ‘İçgöç’ son şiir kitabıyla şiir yazmaya veda etti. Salih Öztürk’ün başlıca eserleri; Şimdi Bir Martı Çıksa (şiir), Çığlıktan Düşmüş (şiir), Ben Barok ve Diğerleri (anlatı), Ben Barok ve Öbürsüleri (anlatı), F Hanım Nasılsınız? (Şiir), Senden Başka Yar Yok (Şiir), Çıt (Şiir), Çalılıkta İki Gül (Şiir), Ben Kedim Fare Melek ve Dünya (Roman) ve İçgöç olarak sayılabilir.
İçgöç Mart 2023 de Kekeme yayınlarından çıkıp okuyucuya ulaşmıştır.
Salih Öztürk’ün şiir kitabı, Hayat, aşk ve yol olmak üzere üç bölümden oluşuyor.
Daha ilginç yazılarda görüşmek umuduyla mutlu olun, mutlu kalın sevgili takipçilerimiz.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.