Çocukluğumda dünyanın kocamanlığı beni şaşırtır, bu kadar canlıyı kucaklayan dünyada insanların umutsuz, çaresiz, mutsuz olması beni derinden üzerdi. Engelli olmam sadece bir ilaç hatasıyla başlamış. Defalarca dilenen özürler kolumu geri getirmedi. Aileme yüklenen acı özrün karşılığı olamadı hiçbir zaman. “Zaman her şeyin ilacıdır” derler. Ne kadar doğru, değil mi? Acılara, sıkıntılara karşı verdiğimiz tepkiler gitgide hafifler, bir süre sonra en katlanılmaz olaylara alışır ve sonrasında ise duyarsız olabiliriz. Benim de acım böyle oldu.
Benim adım Aynur. Hep böyle kalmasını isterdim. Çocukluğumda bunun önüne sakat eklendi. Sakat; çürük, işe yaramayan, bir kenara atılmışlık anlamına gelmekteydi. Bu sıfattan nefret ettim. Gençliğimde buna bir de özürlü eklendi. Sanki bir suç işlemişim de, özür diletiliyordum. Bunu da sevmedim. Sonra engelli oluverdim. Koydukları sıfatın hakkını okulda, derste, işte, içeride, dışarıda, aklınıza gelen her yerde ödettiler. Şimdi, dezavantajlı grup oldum.
Beni ister sakat, ister özürlü, ister engelli, ister dezavantajlı kabul edin veya etmeyin, ben içinizden biri Aynur’um işte. Dünlerimin, bugünün içinde yer işgal etmesine izin vermedim. Görünüşün netleşmesi ancak kalbin içine bakıldığı zaman mümkündür. Dışarı bakan rüya görür; İçeri bakan uyanır.
Gönülleri engelsiz olan tüm dostlara selam olsun.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.