Ne çok kullanır olduk sevgiyle ilgili sözcükleri. Bu sözleri kullandığımız kadar hakkını vererek sevgimizi gösterebiliyor muyuz? Ya da gerçek sevginin ne anlama geldiğinin yeterince farkında mıyız? Bu sorulara gelen yanıtlar kişiden kişiye değişir.
Yakın ilişkilerimizde sık sık “Seni seviyorum” sihirli sözcükleri söylüyoruz. Artık dizilerde, filmlerde de çok kullanılır oldu sevgi sözleri. Aslında söylenenlere değil de davranışlara bakmak gerekiyor. Yalnızca sevgi yetmiyor. Gerçek sevgiden söz edebilmek, saygı, sorumluluk alma, birbirini dinleme, anlama, sevgiyi davranışlarla gösterme gibi pek çok iletişim biçimini beraberinde getiriyor.
Evrensel olarak daha çok da bizim toplumumuzda dezavantajlı gruplara karşı dillendirilen sevgi seline dönüşen sözcükler var. ‘Sevgi her engeli aşar. Biz engellilerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı çok seviyoruz.’ Dikkatinizi çekmek isterim, sonunda mutlaka miz eki var. Yani sahiplenme, onlar adına karar verme. Toplumumuz engellilere daha çok acıyor, vicdan yapıyor ve öylesine güçlü hissediyor ki bu duyguyu, hiç tanımadığı bir engellinin saçını, yüzünü okşayarak gösteriyor. Ama konu paylaşıma, yaşam pratiğini birlikte deneyimleme, haklar için mücadele vermeye gelince işte orada duruyorlar. O zaman sorunlar yalnızca önemli gün ve haftalarda dillendirilmeyle kalıyor. Yılın diğer günlerinde unutuluyor, sıradanlaşıyor. Burada iki farklı tutumdan söz etmek gerekiyor. Birisi, engellileri gerçek anlamda tanımak için araştıran, onlarla zaman geçirerek farkındalık kazanan ve bunu hayata geçiren insanlar, diğeri de ön yargılarının peşini bırakmayan, benzer davranışları sürdürmekte ısrarcı olanlar.
Bu ay engelliler haftasında ‘Engellilerin Haklarına Erişim Platformunun’ basın açıklamasına katılmıştım. Açıklamada söz alan bir arkadaşımız, “Biz sizden sevgi değil, haklarımızın gözetilmesini istiyoruz” dedi. Sonra CHP’nin grup toplantısına katıldık. CHP. Genel Başkanı Özgür Özel de engellileri çok sevdiklerini söylemesin mi? Başka mesajlar gelmeyince tepki verdim. Maden kazasıyla ilgili bu kadar donanımlı olan bir lider, benzer araştırmaları yapıp duyarlılık gösterse kim bilir hangi somut uygulamaları hayata geçirmek için kolları sıvardı. Daha sonraki konuşmasında, engellilerle ilgili bir bakanlık kurulması gerektiğini dile getirince çok rahatladım. Demek ki öğrenilebiliyormuş diye düşündüm.
Kadınlarla ilgili o kadar çok yazılmış, çizilmiş sevgi sözcükleri var ki anlatmaya kalksam bu yazı bitmez. Daha çok erkekler yazmış ve söylemiş bu sözleri. Şarkılar, şiirler, öyküler, romanlar, filmler, dizilerde kadınların güzelliğinden başlayan ve ölesiye sevmekle devam eden sözler olmasa, geriye yazılacak ve söylenecek hangi sözler kalırdı acaba bilemiyorum. Bu kadar sanat yapılmışken, sokakta sevgililerin özellikle kadınlara söyledikleri tatlı mı tatlı sözleri duymadan yürüdüğümüz bir ortam yok denecek kadar azdır. Bunun yanında sokakta kadına bağıran, döven, hatta öldürecek kadar sevip de kadınları öldüren erkeklere de bir o kadar çok rastlıyoruz.
Biz insanları özümüzle değil de sözlerimizle seviyoruz çoğunlukla. Katıldığım bir eğitimde terapist, “Günümüzde sevgisizlik giderek artacak, bizim işimiz daha çok bunlarla uğraşmak olacak” demişti. İnanasım gelmemişti buna. Toplum gelişiyordu, teknolojik yenilikler artıyordu, neden sevgisizlik artsındı ki? Şimdi üzülerek bu görüşe hak verdiğimi görüyorum. Sevgi, saygı, sorunluluk almaktan çok şiddet olayları var. Sevgi özünü kaybedince, sevgi sözleri de şiddetin içine yedirilmeye çalışılıyor.
Yıllar önce kadınlara, erkeklere, ana-babalara ve çocuklara yönelik uzun süreli eğitimler verilirdi. Bu eğitimler şekilsel olarak değil de içselleştirilerek uzun soluklu verilse, değişim yaratılır ve sevgi özde inşa edilir. Bunları katıldığımız ve verdiğimiz eğitimlerle deneyimledik. Buna inanmak ve hayata geçirmek gerekir. Sanki kapı biraz aralandı, umut ışığı kapıdan girmeye başladı. Ortaya koyduğumuz bu tabloyu değiştirmek için önce umut edeceğiz, sonra hayal kuracağız ve en sonunda hayata geçireceğiz. Çok özlemedik mi özüyle seven insanlarla yaşamayı?…
21 Mayıs 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.