HAZIRLAYAN: Selvet Bayraktar Tokat
Merhaba değerli umudun kadınları takipçileri. Yine birbirinden farklı sanat ve kadına dair haberlerle sizlerleyiz.
Önce Başlıklar
Füsun Turcan, Gezi'nin tutsak kadınlarını çizdi
Jennifer Lopez'in kadın cinsiyet sembolüne yasak
Ayşe Kulin'e onur ve emek ödülü
Kitap önerisi: Aslı Kocaeli: Çocukluğum Ve Çocuğum
Füsun Turcan, Gezi'nin tutsak kadınlarını çizdi
İllüstratör Füsun Turcan, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen kadınların resimlerini çizdi.
Çizimler Çiğdem Mater'e özgürlük hesabından "50 gün oldu #ÇiğdemMater, #MücellaYapıcı, #MineÖzerden 50 gündür Bakırköy Cezaevi’ndeler" mesajıyla paylaşıldı.
Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilerek Bakırköy Cezaevi'ne gönderilmişti.
Jennifer Lopez'in kadın cinsiyet sembolüne yasak
Dünyaca ünlü şarkıcı Jennifer Lopez'in kadını güçlendirmek için düzenlenen Super Bowl şovu sırasında, kadın cinsiyet sembolünü kullanmasının yasaklandığı belirlendi.
Jennifer Lopez ve İngiliz yönetmen Hamish Hamilton arasındaki konuşma, Lopez’in Netflix’te yayınlanan ‘Halftime’ isimli belgeselinde ortaya çıktı.
İngiliz yönetmen Hamish Hamilton, Lopez’in dünya çapında 200 milyondan fazla kişinin izlediği performansında, 'tartışmalı' kadın cinsiyet sembolünü, kapsayıcı olmadığını düşündüğü için kullanmamasını istedi. Sembolizmin çok açık olduğuna atıfta bulunan Hamilton, "Muhtemelen şimdi kavgacı olacağım ama performans içinde kimlik siyasetiyle ilgili olan şeyler
düşünüldüğünde 'çekişmeli' olan tek şey, kadın cinsiyet sembolü. Bence bu, bazı insanlar tarafından 'ayrıcalıklı' görülebilir. Bunun arkasındaki anlamı anlıyorum ama sahnede söylediklerin o sembolün orada olmasından çok daha güçlü" ifadelerini kullandı. Jennifer Lopez de, Hamilton’ın kafeslerde performans sergileyen çocuk dansçıların yer aldığı bir sahne gösterisi düzenlemeyi onaylarken sembolün yasaklanmasını istemesine şaşırdığını ifade etti.
Miami’deki Hard Rock Stadyumu’nda gerçekleşen Super Bowl gösterisinin teması, Lopez’in özgüvenli bir imajı yansıtmak ve kadınları güçlendirmek için hazırladığı şarkı ve dans şovlarından oluşuyordu. Şehrin Latin kültürünü yansıtmayı amaçlayan canlı performansta çoğu kadın 130 dansçı yer aldı.
Ayşe Kulin'e onur ve emek ödülü
İstanbul'un Anadolu yakasındaki Kartal İlçe Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kartal Kitap Fuarı, edebiyat ve sanat dünyasının ünlü kalemlerini ağırlamaya bu sene de devam etti. Etkinliğin ikinci gününde, ünlü yazar Ayşe Kulin, onur ve emek ödülünü, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in elinden aldı.
Ödül töreninden önce, gerçekleşen söyleşide kısa bir konuşma yapan sevilen yazar, Covid-19 pandemisinden dolayı uzun süre fuarlara katılamadığını, bu yüzden Kartal Belediyesi tarafından organize edilen kitap fuarına davet edilmesinden dolayı yaşadığı mutluluğu ifade etti. Kulin, Srebrenitsa katliamıyla alakalı kaleme aldığı ‘Sevdalinka’ isimli kitabından sonra Avrupa ülkelerine olan kızgınlığından dolayı hiçbir zaman Avrupa ülkelerine seyahat etmediğini söyledi.
Söyleşinin sonunda, ünlü yazara onur ve emek ödülünü takdim eden Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, “Kıymetli yazarımıza böyle bir fuarda bizleri yalnız bırakmadığı için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kartal’ı, İstanbul’un kültür sanat merkezi yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Diliyoruz ki tüm yazarlarımız özgürce eserlerini kaleme almaya devam edebilsin” ifadelerini kullandı.
Yazar Ayşe Kulin ise, onur ve emek ödülünü almaktan dolayı yaşadığı mutluluğu ifade ederek, ödülü hayatı boyunca saklayacağını belirtti.
Kitap önerisi: Aslı Kocaeli: Çocukluğum Ve Çocuğum
Yeni çıkan kitaplardan biriyle sizlerleyiz. Sosyal medyada annelik deneyimlerini paylaştığından dolayı tanınan Aslı Kocaeli’nin 2. Kitabı Çocukluğum ve Çocuğumla tanıştırmak istiyoruz sizleri. Küsurat yayınlarından çıkan kitap 165 sayfadan oluşan tür olarak anlatı kitabıdır. Yeni bir kitap olduğundan dolayı seslendirilmiş hali henüz yok. Ben bu köşeyi hazırlarken yeni çıkan kitaplara baktım ve bu eser bende merak yarattı.
Aslı Kocaeli, anne olduktan sonra âdeta kendi sihirli değneğini ve pelerinini bularak çocukluğuna bugünün gözüyle bakıyor, kabuk tutmuş yaraları iyileştirmeye niyet ediyor. “Büyüğüm ben anne olacak kadar, küçüğüm ben anne diye ağlayacak kadar,” diyor ve o zamanlar anlamadığı, içine kapandığı, mutsuz hissettiği tüm anların başını bir anne şefkatiyle okşuyor. Çocukluğum ve Çocuğum’da sıkı sıkı sarıldığı çocukluğu ve kendi çocuğu, el ele tutuşup huzur dolu bir yolculuğa çıkıyor. Milliyet gazetesine verdiği röportajda: hüzünlü ve huzurlu diyebileceğimiz duygu geçişleri arasından bir kitap. Tam olarak hüzünlü diyemeyiz belki çünkü çocukluğumda yaşadığım kalp kırıklıklarının sonucunda çocuğumun neye ihtiyacı olduğunu anlayabilmek bana huzur veriyor diye tanımlıyor hislerini yazar.
“Kitap yayınlandıktan sonra hem hüzünlendim hem huzur buldum. Hatta beni hiçbir zaman terk etmeyen ve bende ebedi olan çocukluğum da rahatladı diye tanımlıyor kendi ruh halini.
Çocuğum benden ayrı biri. Çocukluk meselelerimiz benzer olsa da, kendime her zaman hikâyelerimizin farklı olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum. Onun kendi mücadelesi, kendi istekleri, kendi ihtiyaçları olacak. Benim, çocukluğumdan alıntılamaya çalıştıklarımın temelinde ‘bir çocuğun nasıl sevilmek istediği’ ve ‘hayatı nasıl gördüğü’ sorularının cevapları var. Çünkü sanıyorum ki hikâyeler değişkenlik gösterse de, bunlar sabit kalıyor. Evet, bence hislerimizin temeli çocukluktan geliyor; hangi konularda ne hissedeceğimizin, hatta münferit olaylarda bir şeyler hissedip hissedemeyeceğimizin bilgisi bile ebeveynlerimizden geliyor. Sonra biz büyüdükçe onların üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Bazılarımızın bu konuda sınavı daha kolay oluyor, bazılarımız hislerini çözümlemek için çok uğraşıyor. Gerçek hislerimizi bulmaya çalışarak da içimizdeki o katıksız saf kendimizi görmeye çalışıyoruz. Diye bitiriyor sözlerini.
Şimdilik bizden bu kadar…
Gelecek sayımızda görüşmek üzere sevgiyle ve umutla kalın.
22 Haziran 2022
Merhaba değerli umudun kadınları takipçileri. Yine birbirinden farklı sanat ve kadına dair haberlerle sizlerleyiz.
Önce Başlıklar
Füsun Turcan, Gezi'nin tutsak kadınlarını çizdi
Jennifer Lopez'in kadın cinsiyet sembolüne yasak
Ayşe Kulin'e onur ve emek ödülü
Kitap önerisi: Aslı Kocaeli: Çocukluğum Ve Çocuğum
Füsun Turcan, Gezi'nin tutsak kadınlarını çizdi
İllüstratör Füsun Turcan, Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen kadınların resimlerini çizdi.
Çizimler Çiğdem Mater'e özgürlük hesabından "50 gün oldu #ÇiğdemMater, #MücellaYapıcı, #MineÖzerden 50 gündür Bakırköy Cezaevi’ndeler" mesajıyla paylaşıldı.
Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Mine Özerden Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilerek Bakırköy Cezaevi'ne gönderilmişti.
Jennifer Lopez'in kadın cinsiyet sembolüne yasak
Dünyaca ünlü şarkıcı Jennifer Lopez'in kadını güçlendirmek için düzenlenen Super Bowl şovu sırasında, kadın cinsiyet sembolünü kullanmasının yasaklandığı belirlendi.
Jennifer Lopez ve İngiliz yönetmen Hamish Hamilton arasındaki konuşma, Lopez’in Netflix’te yayınlanan ‘Halftime’ isimli belgeselinde ortaya çıktı.
İngiliz yönetmen Hamish Hamilton, Lopez’in dünya çapında 200 milyondan fazla kişinin izlediği performansında, 'tartışmalı' kadın cinsiyet sembolünü, kapsayıcı olmadığını düşündüğü için kullanmamasını istedi. Sembolizmin çok açık olduğuna atıfta bulunan Hamilton, "Muhtemelen şimdi kavgacı olacağım ama performans içinde kimlik siyasetiyle ilgili olan şeyler
düşünüldüğünde 'çekişmeli' olan tek şey, kadın cinsiyet sembolü. Bence bu, bazı insanlar tarafından 'ayrıcalıklı' görülebilir. Bunun arkasındaki anlamı anlıyorum ama sahnede söylediklerin o sembolün orada olmasından çok daha güçlü" ifadelerini kullandı. Jennifer Lopez de, Hamilton’ın kafeslerde performans sergileyen çocuk dansçıların yer aldığı bir sahne gösterisi düzenlemeyi onaylarken sembolün yasaklanmasını istemesine şaşırdığını ifade etti.
Miami’deki Hard Rock Stadyumu’nda gerçekleşen Super Bowl gösterisinin teması, Lopez’in özgüvenli bir imajı yansıtmak ve kadınları güçlendirmek için hazırladığı şarkı ve dans şovlarından oluşuyordu. Şehrin Latin kültürünü yansıtmayı amaçlayan canlı performansta çoğu kadın 130 dansçı yer aldı.
Ayşe Kulin'e onur ve emek ödülü
İstanbul'un Anadolu yakasındaki Kartal İlçe Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kartal Kitap Fuarı, edebiyat ve sanat dünyasının ünlü kalemlerini ağırlamaya bu sene de devam etti. Etkinliğin ikinci gününde, ünlü yazar Ayşe Kulin, onur ve emek ödülünü, Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel’in elinden aldı.
Ödül töreninden önce, gerçekleşen söyleşide kısa bir konuşma yapan sevilen yazar, Covid-19 pandemisinden dolayı uzun süre fuarlara katılamadığını, bu yüzden Kartal Belediyesi tarafından organize edilen kitap fuarına davet edilmesinden dolayı yaşadığı mutluluğu ifade etti. Kulin, Srebrenitsa katliamıyla alakalı kaleme aldığı ‘Sevdalinka’ isimli kitabından sonra Avrupa ülkelerine olan kızgınlığından dolayı hiçbir zaman Avrupa ülkelerine seyahat etmediğini söyledi.
Söyleşinin sonunda, ünlü yazara onur ve emek ödülünü takdim eden Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, “Kıymetli yazarımıza böyle bir fuarda bizleri yalnız bırakmadığı için sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kartal’ı, İstanbul’un kültür sanat merkezi yapma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Diliyoruz ki tüm yazarlarımız özgürce eserlerini kaleme almaya devam edebilsin” ifadelerini kullandı.
Yazar Ayşe Kulin ise, onur ve emek ödülünü almaktan dolayı yaşadığı mutluluğu ifade ederek, ödülü hayatı boyunca saklayacağını belirtti.
Kitap önerisi: Aslı Kocaeli: Çocukluğum Ve Çocuğum
Yeni çıkan kitaplardan biriyle sizlerleyiz. Sosyal medyada annelik deneyimlerini paylaştığından dolayı tanınan Aslı Kocaeli’nin 2. Kitabı Çocukluğum ve Çocuğumla tanıştırmak istiyoruz sizleri. Küsurat yayınlarından çıkan kitap 165 sayfadan oluşan tür olarak anlatı kitabıdır. Yeni bir kitap olduğundan dolayı seslendirilmiş hali henüz yok. Ben bu köşeyi hazırlarken yeni çıkan kitaplara baktım ve bu eser bende merak yarattı.
Aslı Kocaeli, anne olduktan sonra âdeta kendi sihirli değneğini ve pelerinini bularak çocukluğuna bugünün gözüyle bakıyor, kabuk tutmuş yaraları iyileştirmeye niyet ediyor. “Büyüğüm ben anne olacak kadar, küçüğüm ben anne diye ağlayacak kadar,” diyor ve o zamanlar anlamadığı, içine kapandığı, mutsuz hissettiği tüm anların başını bir anne şefkatiyle okşuyor. Çocukluğum ve Çocuğum’da sıkı sıkı sarıldığı çocukluğu ve kendi çocuğu, el ele tutuşup huzur dolu bir yolculuğa çıkıyor. Milliyet gazetesine verdiği röportajda: hüzünlü ve huzurlu diyebileceğimiz duygu geçişleri arasından bir kitap. Tam olarak hüzünlü diyemeyiz belki çünkü çocukluğumda yaşadığım kalp kırıklıklarının sonucunda çocuğumun neye ihtiyacı olduğunu anlayabilmek bana huzur veriyor diye tanımlıyor hislerini yazar.
“Kitap yayınlandıktan sonra hem hüzünlendim hem huzur buldum. Hatta beni hiçbir zaman terk etmeyen ve bende ebedi olan çocukluğum da rahatladı diye tanımlıyor kendi ruh halini.
Çocuğum benden ayrı biri. Çocukluk meselelerimiz benzer olsa da, kendime her zaman hikâyelerimizin farklı olduğunu hatırlatmaya çalışıyorum. Onun kendi mücadelesi, kendi istekleri, kendi ihtiyaçları olacak. Benim, çocukluğumdan alıntılamaya çalıştıklarımın temelinde ‘bir çocuğun nasıl sevilmek istediği’ ve ‘hayatı nasıl gördüğü’ sorularının cevapları var. Çünkü sanıyorum ki hikâyeler değişkenlik gösterse de, bunlar sabit kalıyor. Evet, bence hislerimizin temeli çocukluktan geliyor; hangi konularda ne hissedeceğimizin, hatta münferit olaylarda bir şeyler hissedip hissedemeyeceğimizin bilgisi bile ebeveynlerimizden geliyor. Sonra biz büyüdükçe onların üzerinde çalışmaya başlıyoruz. Bazılarımızın bu konuda sınavı daha kolay oluyor, bazılarımız hislerini çözümlemek için çok uğraşıyor. Gerçek hislerimizi bulmaya çalışarak da içimizdeki o katıksız saf kendimizi görmeye çalışıyoruz. Diye bitiriyor sözlerini.
Şimdilik bizden bu kadar…
Gelecek sayımızda görüşmek üzere sevgiyle ve umutla kalın.
22 Haziran 2022
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.