SÖYLEŞİYİ YAPAN: Şule SEPİN İÇLİ
Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz,Arı Kovanı köşemizin bu ayki konuğu, Ekin Yılmaz. Onu bizim için yaptığı seslendirmelerden de tanıyabilirsiniz. Ama kendisi tanıtsın kendini isterseniz. Hoş geldin, Ekin.
Ekin: Hoş buldum. Ben İzmir’de yaşıyorum. Adıyamanlıyım. 31 yaşındayım. Şu an çalışmıyorum. İş arıyorum. Üniversite sınavlarına girdim. Hukuk okumak istiyorum.
Şule: Peki, senin bipolar rahatsızlığın var, bunu söylemekten çekinmiyorsun. Hatta bize kısa bir yazı yazmıştın. Onun üzerine seninle söyleşmeye karar verdik. Bu rahatsızlığın belirtileri neydi sende? Kısaca anlatabilir misin?
Ekin: Bir atak sırasında ortaya çıktı. 19 yaşındaydım. Ailemi tanımadım. Kısa süreli bir hafıza kaybı yaşadım. 9 ay kadar. Kısa gel- gitlerle sürdü. Mücadele etmeyi, araştırmayı, sorgulamayı öğrendim. Kitap okuma hevesim arttı. Zaten çocukluğumdan beri kitap okumayı severdim. Doktorumla ailemin gözlemleri aynı doğrultudaydı. Bipolarların en zekisi olduğumu söylüyorlardı. Hafif seyretmekteydi. Hatta, 2015-2016 yıllarında çok iyi bir profesöre, Ayhan Bayraktar’a gitmiştim, benim bipolar olduğuma inanamamıştı, “Sen bipolar olduğunu mu düşünüyorsun, git, oyuncu ol” demişti. Çocukluğumdan beri oyunculuk da yaptım. 2018’den sonra Uğur Mumcu’da, Sahne TOZu’nda oyunculuğumu sürdürdüm. Liseyi akşam lisesinde bitirip birincilikle mezun oldum. Pes etmemeyi öğrendim. Affetmeyi, olayları, insanları olduğu gibi kabul etmeyi öğrendim. Tartışma ortamlarından uzak durup bilgi edinmeye yöneldim. Bilgi seminerlerine katılıyorum bir yıldır. Temmuz ayında beni öğretmen yapacaklar orada. Güneş öğretmeni olacağım. Frekanslarla ilgili, yaşamla ilgili bütün bilgileri kapsıyor. Egonun, hırsların olmadığı bir durumu anlatıyor. Egoyla, hırsla gemi yürümez, biz algısını kendimizde yaratıp bu mesajı topluma verebilirsek, hoşgörülü olursak, kibirden uzak olursak hayatın daha güzel olacağını anlatıyor.
Şule: O kadar çok bilgi verdin ki bize, pek çok bilmediğimiz yönünü öğrendik. Önce bu bipolar meselesini bitirelim de sonra başka sorular da soracağım. 19 Yaşında ilk belirtiyi gösterdin. Sonra doktor arayışına girdin. Araştırmalarda ne tür kitaplar okudun da karar verdin bipolar olduğuna
Ekin: Benim araştırmam o değildi. Doktorum beni bir yıl boyunca takip etti. Bu tanı sonra ortaya çıktı.
Şule: sonra sen bipolar konusunda araştırmalara başladın. Kabullendin de bu durumu. Kabullenmek baş etmenin yarısı zaten. Kabullenilmeyince sonuç alınamıyor. Peki, sen bu durumu çevrenle paylaşınca ne tür tepkiler aldın?
Ekin: Bilen insanlar normal karşılıyor. Anlamayacağını düşündüğüm insanlarla paylaşmıyorum.
Şule: Genetik bir geçişi var mı bu rahatsızlığın?
Ekin: Kuzenlerimde var.
Şule: Sürekli ilaç kullanmayı gerektiriyor mu?
Ekin: Gerektiriyor. Evet, ömür boyu.
Şule: sen durumunu kabullendiğine göre ilaç kullanmayı da kabullenmişsindir.
Ekin: bir uyku gibi beslenme gibi düşünmemiz gerekiyor.
Şule: Kandaki bir eksiklikten kaynaklanabiliyor mu?
Ekin: Evet, vücuttaki lityum eksikliğinden kaynaklanıyormuş.
Şule: sık sık duymaya başladık. Bipolar rahatsızlığıyla ilgili gruplar var. Onlara katıldın mı?
Ekin: Evet, ama o grupları artık sağlıklı bulmuyorum. Doktorculuk oynamaya kalkanlar oluyor. “Şu ilacı bırak, bunu kullan.” Şeklinde. O grupla bağlantım yok artık. Bilinçli gidiyorum artık.
Şule: Ailen nasıl karşılıyor bu durumu?
Ekin: Normal karşılıyorlar. Birbirimize açık olduk çünkü. Ben sorumluluklarımı yerine getirdim hep. Hiç bana “İlaçlarını al.” demediler, ben kendim aldım. “Uyku saatin geldi.” demediler, ben kendimin doktoru oldum.
Şule: Kabullenme sorunları olanlar bu gruplara ihtiyaç duyuyorlar. Senin böyle bir sorunun olmadığına ve ailen de normal karşıladığına göre ihtiyaç yok demek ki. Peki, bipolar rahatsızlığı olan bir insana biz nasıl davranmalıyız?
Ekin: Onun duygularını, duygu geçişlerini anlamak gerekiyor. Mesela bir öfke geçişinin bitmesini bekleyip ondan sonra iletişime geçmek gerekiyor. Anlayışlı, hoşgörülü olmak gerekiyor. Bipolar kişinin de bu durumundan yararlanmaması gerekiyor. O da çaba göstermeli. Mutsuzluğa takılıp kalmamalı. Güneş açacak, gökkuşağı doğacak demezsek onları göremeyiz.
Şule: Bir arkadaşım, “Ben mutsuz hissettiğimde, üstüme gelmeyin, biraz rahat bırakın diyorum, beni kimse dinlemiyor” demişti. Senin söylediklerin de bunu doğruluyor. İlaç kullanmanın dışında bir psikiyatrist tedavi ediyor tabii. Bunun dışında bir psikologdan yardım alıyor musun?
Ekin: Evet. 2013’te tedaviye başladım. 2015’te bir profesöre gittik. 2018’de hipnoz terapisi aldım. Bilinçaltındaki korkuları çıkardık, aşamaları atlattık. Yüzleşmem gereken konularla yüzleştim. MDR terapisi, şema terapi aldım. En son doktora gittiğimde tedavimin kontrol amaçlı sürdüğünü, olmam gereken yere geldiğimi söyledi.
Şule: Çok fazla doktor da değiştirmek doğru değil herhalde.
Ekin: Evet. Ben 19 yaşından beri aynı doktora gidiyorum. 2015’te tedavimin doğru yapıldığından emin olmak için profesöre gitmiştim.
Şule: Mevsimsel geçişlerde oluyor mu sende?
Ekin: Bu yılı her yıldan daha iyi geçirdim. Tatlı ve alkol tüketmememiz gerekiyor. Ben de buna uyuyorum. Enerjiyi arttırdığı için maniyi tetikleyebiliyor, uyku kaçırabiliyor bunlar.
Şule: Sen ne zaman krize gireceğini bildiğin için bunlara dikkat ediyorsundur, zaten. Dinleyicilerimiz arasında kendisi veya yakını bipolar olanlar vardır. Onlara son olarak ne söylemek istersin?
Ekin: Hayatı fazla ciddiye almamak lazım. Kavgayı beyinde değil, hayatın içinde yapmak lazım. Doktorlar beni hastaneye yatırmaya hiç gerek görmediler. Bende de hastalığın izi kalmadı zaten. Yalnızca biraz anksiyete kaldı. O da bebeklerde bile var. Ekonomik sıkıntılar, savaşlar. Tetikleyecek çok faktör var.
Şule: senin eski yaşamında bipoları tetikleyen hiçbir şey olmuş mu?
Ekin: Anne-baba ayrılığı yaşadım 15 yaşında. Bu oldu tetikleyen.
Şule: ne kadar sürede doktora gidiyorsun?
Ekin: Altı ayda, üç ayda bir giderdim önceden. Artık yılda bir gitmemi istedi doktorum. Altı ayda bir kan testlerimi yaptırıyorum.
Şule: Hangi ilaçları kullanıyorsun?
Ekin: Depakin ve Risperdal.
Şule: Bunlar rahatsızlığın türüne göre değişir herhalde. Herhangi bir yan etki hissettin mi?
Ekin: Hayır.
Şule: Bunları özellikle soruyorum ki bu rahatsızlıkta ilaç kullanmaya direnç gösterenler bilgilensinler diye. Bipoların dışında, oyunculuk yaptığını ve şan eğitimi aldığını söyledin. Koro çalışmaları var mı?
Ekin: bu yıl yok ama seneye çalışmalar başlayacak yeniden. Hoca solist olmamı istedi ama ben kendimi hazır hissetmedim geçen yıl.
Şule: Biz sana çok teşekkür ediyoruz bize içini açtığın için. Kimse bu tür konuları paylaşmak istemez ama sen başkalarına yararlı olacağını düşünerek paylaştın. Katıldığın için çok teşekkür ediyoruz. Sana sağlıklı, başarılı ve güzel günler diliyoruz.
26 Haziran 2025
Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz,Arı Kovanı köşemizin bu ayki konuğu, Ekin Yılmaz. Onu bizim için yaptığı seslendirmelerden de tanıyabilirsiniz. Ama kendisi tanıtsın kendini isterseniz. Hoş geldin, Ekin.
Ekin: Hoş buldum. Ben İzmir’de yaşıyorum. Adıyamanlıyım. 31 yaşındayım. Şu an çalışmıyorum. İş arıyorum. Üniversite sınavlarına girdim. Hukuk okumak istiyorum.
Şule: Peki, senin bipolar rahatsızlığın var, bunu söylemekten çekinmiyorsun. Hatta bize kısa bir yazı yazmıştın. Onun üzerine seninle söyleşmeye karar verdik. Bu rahatsızlığın belirtileri neydi sende? Kısaca anlatabilir misin?
Ekin: Bir atak sırasında ortaya çıktı. 19 yaşındaydım. Ailemi tanımadım. Kısa süreli bir hafıza kaybı yaşadım. 9 ay kadar. Kısa gel- gitlerle sürdü. Mücadele etmeyi, araştırmayı, sorgulamayı öğrendim. Kitap okuma hevesim arttı. Zaten çocukluğumdan beri kitap okumayı severdim. Doktorumla ailemin gözlemleri aynı doğrultudaydı. Bipolarların en zekisi olduğumu söylüyorlardı. Hafif seyretmekteydi. Hatta, 2015-2016 yıllarında çok iyi bir profesöre, Ayhan Bayraktar’a gitmiştim, benim bipolar olduğuma inanamamıştı, “Sen bipolar olduğunu mu düşünüyorsun, git, oyuncu ol” demişti. Çocukluğumdan beri oyunculuk da yaptım. 2018’den sonra Uğur Mumcu’da, Sahne TOZu’nda oyunculuğumu sürdürdüm. Liseyi akşam lisesinde bitirip birincilikle mezun oldum. Pes etmemeyi öğrendim. Affetmeyi, olayları, insanları olduğu gibi kabul etmeyi öğrendim. Tartışma ortamlarından uzak durup bilgi edinmeye yöneldim. Bilgi seminerlerine katılıyorum bir yıldır. Temmuz ayında beni öğretmen yapacaklar orada. Güneş öğretmeni olacağım. Frekanslarla ilgili, yaşamla ilgili bütün bilgileri kapsıyor. Egonun, hırsların olmadığı bir durumu anlatıyor. Egoyla, hırsla gemi yürümez, biz algısını kendimizde yaratıp bu mesajı topluma verebilirsek, hoşgörülü olursak, kibirden uzak olursak hayatın daha güzel olacağını anlatıyor.
Şule: O kadar çok bilgi verdin ki bize, pek çok bilmediğimiz yönünü öğrendik. Önce bu bipolar meselesini bitirelim de sonra başka sorular da soracağım. 19 Yaşında ilk belirtiyi gösterdin. Sonra doktor arayışına girdin. Araştırmalarda ne tür kitaplar okudun da karar verdin bipolar olduğuna
Ekin: Benim araştırmam o değildi. Doktorum beni bir yıl boyunca takip etti. Bu tanı sonra ortaya çıktı.
Şule: sonra sen bipolar konusunda araştırmalara başladın. Kabullendin de bu durumu. Kabullenmek baş etmenin yarısı zaten. Kabullenilmeyince sonuç alınamıyor. Peki, sen bu durumu çevrenle paylaşınca ne tür tepkiler aldın?
Ekin: Bilen insanlar normal karşılıyor. Anlamayacağını düşündüğüm insanlarla paylaşmıyorum.
Şule: Genetik bir geçişi var mı bu rahatsızlığın?
Ekin: Kuzenlerimde var.
Şule: Sürekli ilaç kullanmayı gerektiriyor mu?
Ekin: Gerektiriyor. Evet, ömür boyu.
Şule: sen durumunu kabullendiğine göre ilaç kullanmayı da kabullenmişsindir.
Ekin: bir uyku gibi beslenme gibi düşünmemiz gerekiyor.
Şule: Kandaki bir eksiklikten kaynaklanabiliyor mu?
Ekin: Evet, vücuttaki lityum eksikliğinden kaynaklanıyormuş.
Şule: sık sık duymaya başladık. Bipolar rahatsızlığıyla ilgili gruplar var. Onlara katıldın mı?
Ekin: Evet, ama o grupları artık sağlıklı bulmuyorum. Doktorculuk oynamaya kalkanlar oluyor. “Şu ilacı bırak, bunu kullan.” Şeklinde. O grupla bağlantım yok artık. Bilinçli gidiyorum artık.
Şule: Ailen nasıl karşılıyor bu durumu?
Ekin: Normal karşılıyorlar. Birbirimize açık olduk çünkü. Ben sorumluluklarımı yerine getirdim hep. Hiç bana “İlaçlarını al.” demediler, ben kendim aldım. “Uyku saatin geldi.” demediler, ben kendimin doktoru oldum.
Şule: Kabullenme sorunları olanlar bu gruplara ihtiyaç duyuyorlar. Senin böyle bir sorunun olmadığına ve ailen de normal karşıladığına göre ihtiyaç yok demek ki. Peki, bipolar rahatsızlığı olan bir insana biz nasıl davranmalıyız?
Ekin: Onun duygularını, duygu geçişlerini anlamak gerekiyor. Mesela bir öfke geçişinin bitmesini bekleyip ondan sonra iletişime geçmek gerekiyor. Anlayışlı, hoşgörülü olmak gerekiyor. Bipolar kişinin de bu durumundan yararlanmaması gerekiyor. O da çaba göstermeli. Mutsuzluğa takılıp kalmamalı. Güneş açacak, gökkuşağı doğacak demezsek onları göremeyiz.
Şule: Bir arkadaşım, “Ben mutsuz hissettiğimde, üstüme gelmeyin, biraz rahat bırakın diyorum, beni kimse dinlemiyor” demişti. Senin söylediklerin de bunu doğruluyor. İlaç kullanmanın dışında bir psikiyatrist tedavi ediyor tabii. Bunun dışında bir psikologdan yardım alıyor musun?
Ekin: Evet. 2013’te tedaviye başladım. 2015’te bir profesöre gittik. 2018’de hipnoz terapisi aldım. Bilinçaltındaki korkuları çıkardık, aşamaları atlattık. Yüzleşmem gereken konularla yüzleştim. MDR terapisi, şema terapi aldım. En son doktora gittiğimde tedavimin kontrol amaçlı sürdüğünü, olmam gereken yere geldiğimi söyledi.
Şule: Çok fazla doktor da değiştirmek doğru değil herhalde.
Ekin: Evet. Ben 19 yaşından beri aynı doktora gidiyorum. 2015’te tedavimin doğru yapıldığından emin olmak için profesöre gitmiştim.
Şule: Mevsimsel geçişlerde oluyor mu sende?
Ekin: Bu yılı her yıldan daha iyi geçirdim. Tatlı ve alkol tüketmememiz gerekiyor. Ben de buna uyuyorum. Enerjiyi arttırdığı için maniyi tetikleyebiliyor, uyku kaçırabiliyor bunlar.
Şule: Sen ne zaman krize gireceğini bildiğin için bunlara dikkat ediyorsundur, zaten. Dinleyicilerimiz arasında kendisi veya yakını bipolar olanlar vardır. Onlara son olarak ne söylemek istersin?
Ekin: Hayatı fazla ciddiye almamak lazım. Kavgayı beyinde değil, hayatın içinde yapmak lazım. Doktorlar beni hastaneye yatırmaya hiç gerek görmediler. Bende de hastalığın izi kalmadı zaten. Yalnızca biraz anksiyete kaldı. O da bebeklerde bile var. Ekonomik sıkıntılar, savaşlar. Tetikleyecek çok faktör var.
Şule: senin eski yaşamında bipoları tetikleyen hiçbir şey olmuş mu?
Ekin: Anne-baba ayrılığı yaşadım 15 yaşında. Bu oldu tetikleyen.
Şule: ne kadar sürede doktora gidiyorsun?
Ekin: Altı ayda, üç ayda bir giderdim önceden. Artık yılda bir gitmemi istedi doktorum. Altı ayda bir kan testlerimi yaptırıyorum.
Şule: Hangi ilaçları kullanıyorsun?
Ekin: Depakin ve Risperdal.
Şule: Bunlar rahatsızlığın türüne göre değişir herhalde. Herhangi bir yan etki hissettin mi?
Ekin: Hayır.
Şule: Bunları özellikle soruyorum ki bu rahatsızlıkta ilaç kullanmaya direnç gösterenler bilgilensinler diye. Bipoların dışında, oyunculuk yaptığını ve şan eğitimi aldığını söyledin. Koro çalışmaları var mı?
Ekin: bu yıl yok ama seneye çalışmalar başlayacak yeniden. Hoca solist olmamı istedi ama ben kendimi hazır hissetmedim geçen yıl.
Şule: Biz sana çok teşekkür ediyoruz bize içini açtığın için. Kimse bu tür konuları paylaşmak istemez ama sen başkalarına yararlı olacağını düşünerek paylaştın. Katıldığın için çok teşekkür ediyoruz. Sana sağlıklı, başarılı ve güzel günler diliyoruz.
26 Haziran 2025
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.