ogoktogan@gmail.com
Kısa, kabarık, kahverengi saçları; yeşil hırkası içindeki beyaz gömleği, hırkasıyla boynunda şalıyla, arkasında Atatürk 'ün 3 farklı pozu olan fotoğraftan güç almışçasına gülümsüyor.

Bir şeyler onu engelliyordu, farkındaydı. Halinden hiç memnun değildi. Değiştirmek için çaba da sarf edemiyordu. Aslında nasıl bir adım atması gerektiğini de bilmiyordu. Ev işleri çok zamanını alıyor, “yoruluyorum” gibi bahaneler üreterek kendini savunmaya geçse de zamanı iyi kullanamadığının farkındaydı. O adımı bir atabilse…  



Ahh o televizyon proğramları! Ona büyü yapıyordu sanki.



Kendine kaç kez söz vermişti “İzlemeyeceğim artık” diye. Kocasından boşanmış kadınlar, karısını aldatmış adamlar; saçma sapan aile ilişkileri diye küçümsese de sonuçta ‘Ülkemizin gerçeği,’ diyerek iradesine yenik düşüyordu.   



Ya o akıllı telefonlar? Telefonu eline alınca zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu. Çocuklarının bile diline düşmüştü... Haklıydılar, telefonla çok konuşuyordu ancak bunun için de bir savunma mekanizması  geliştirmişti kendince:



“Her türlü bilgi artık telefonda”



Kendini bu mazeretlerle kandırsa da uzun süredir yeni bir şey öğrenemediğinin farkındaydı. Hep aynı sözler, hep aynı bakış açısı dönüp duruyordu sosyal medyada ya da kafasının içinde. Peki, onu, farklı davranmaktan alıkoyan neydi? Neden silkinemiyordu bir türlü? Neden hayatını bu aptal kutusuna esir etmişti? Onun engeli neydi? Bunu sordu kendine.



“Spor yapacak bacaklarım mı yok? Kitap okuyacak gözlerim mi yok? Okumayı hep erteliyorum, neden? Onları idrak edemeyecek zihinsel engelim mi var? Kulaklarım mı duymuyor da dünyanın alt üst oluş haykırışlarına kulak asmıyorum. Kendimi bu miskinliğe kaptırışımın gerçek engeli nedir?” diye sorgulamaya başlamıştı artık...



“Benim engelim ne? Hiç bir şey üretmeden -mış gibi yaşamak, sadece sosyal medyada fotoğraflarımın beğenilmesini istemek nasıl bir acizliktir? Gerçek fiziksel engelim olsa, hepsinin bir çaresi, eğitimi, teknolojik desteği var. Ama benim asıl engelim içimde! Bir türlü yenemediğim, irade koyamadığım, hayatta ben de üreterek varım diyemediğim o büyük ve aşılmaz zannettiğim engel... “



Bu engeli aşmanın tek çaresi ise üreterek var olmak.



Kararını vermişti; umutla bakıyordu artık gelecek çaba içeren günlere…

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.