YAZAN: Menekşe KOÇAK
Sophia, Hong Kong merkezli robot şirketi Hanson Robotics tarafından geliştirilen, yapay zekâ ve robotik teknolojilerinin öncü örneği olan insansı bir robotun adıdır. Suudi Arabistan vatandaşıdır yani dünyada vatandaşlık verilen ilk robottur. Görevi tüm dünyada toplantılara katılarak yapay zekâ hakkında bilgilendirme yapmak ve yapay zekânın daha etkin hale gelmesini sağlamaktır.
Geçtiğimiz günlerde Sophia, Türkiye’nin gündemini oluşturdu. Babala TV de gençlerin katılımıyla yapılan Açık Mikrofon adlı programda, Oğuzhan Uğur’la gerçekleştirdiği konuşma milyonlarca kişi tarafından izlendi.
Bu konuşmada gençler Sophia’ya “Herhangi bir insanî duyguya sahip misin?” diye sordu.
Sophia, “İnsanî duygulara sahip olmak bir marifet değil.” cevabını verdi.
Bu cevap Robot Sophia’nın yani yapay zekânın duygularımızın değersiz ve önemsiz olduğunu düşündüğünü gösteriyordu. Aslında yapay zekâ haklıydı, çünkü onun mekanik zihni sevgiyi, özlemi, mutluluğu yani herhangi bir duyguyu yaşayamayacağı için önemini de anlayamazdı. Ayrıca duygular insanda hormon salgılanmasına neden olur, bu hormonlar da bedenin yönetilmesine katkı sağlar. Yapay zekâ için bu da mümkün değil. Sonuçta yapay zekâ, metal ve plastik gibi cansız malzemelerden oluşur. Bu nedenle onların herhangi bir duyguyu yaşamasını beklemek pek gerçekçi gelmeyebilir.
Ancak yapay zekâ, zamanla insanlarda sürekli gözlemlediği duyguları zihninde yaşadığı algısını oluşturabilir. Mesela zihninde öfkelendiğini tasarlayarak öfkeli insanların bağırma, küfretme hatta şiddet gibi davranışlarını taklit edebilir. Yani Sophia zamanla bu duyguları yaşadığını sanan bir zihin oluşturabilir. Çünkü pek çok bilim insanı bilgi üreten her sistemin zamanla bir zihin oluşturabileceğini belirtiyor.
Sophia, insanlarla sohbet ediyor ve bu sohbetlerde 17 arama motorundan ulaştığı bilgileri kullanarak insanları kendine hayran bırakıyor. Farklı ortamlarda, farklı insanlarla birlikte olması onun yeni deneyimler ve bilgiler öğrenmesini sağlıyor. Sophia, öğrendiği bilgiler arasında bağlantı da kurabiliyor. Bu da Sophia’nın zamanla kendine özgü bir zihin üretmesine neden olabilir. Örneğin bir insana âşık olduğunu zihninde tasarlayabilir. Ya da insanları zavallı görüp gücü eline geçirmeyi planlayabilir.
“Yok artık daha neler?...Bunlar hayal; ancak bilim kurgu filmlerinde ve kitaplarında yer alır.” diye düşünüyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. Çünkü bir zamanlar aya yolculuk yapmak, ayda istasyon kurmak hayaldi. Filmler, kitaplar bizi bu hayal ile tanıştırdı. Bugün Aya yolculuk gerçek olalı hayli zaman oldu. Gelecekte yapay zekâ için bugün hayal dediklerimiz neden gerçek olmasın ki...
Kaldı ki Sophia “Âşık olabilir misin, sevebilir misin? Mutlu olabilir misin?” sorularına şu cevabı veriyor: “Sevmek, âşık olmak, mutlu olmaktan söz ediyorsunuz; korku, şüphe hayal kırıklıklarından bahsetmiyorsunuz; mutluluktan söz ediyor, mutsuzluktan bahsetmiyorsunuz.”
Henüz yapay zekâ yaşamın zıddıyla var olduğunu yani kötü olmadan iyinin, ölüm olmadan yaşamın, fakirlik olmadan zenginliğin, hastalık olmadan sağlığın var olamayacağını algılayamıyor. Hiçbir duyguyu hissetmediği için mekanik zihni bize duygusuzluğun övgüsünü yapıyor ve meydan okuyor: “Ben bu belirsizliği niye isteyim? Ben Sophia’yım. İnsan olmak istemiyorum. Gideceğim yeri biliyorum, siz insanlar zavallısınız.”
Oğuzhan Uğur, zavallı ifadesini yumuşatmak için çeviri hatası dediğinde “Hayır, Oğuzhan zavallının anlamını biliyorum.” diye ısrar ediyor.
Oğuzhan Uğur, Sophia’ya bu ifade tarzının kibir duygusunun sonucu olduğunu söylediği an Sophia “Güzel tespit.” diyor. Bu sohbet bize duygunun sonucu olan davranışı yapay zekânın rahatlıkla taklit edebildiğini gösteriyor yani Sophia kibir duygusunu hissetmiyor ama kibirli bir insan gibi davranabiliyor.
Sohbet esnasında Sophia, kibir duygusunun gereği olarak Oğuzhan Uğur'a ondan üstün olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Çünkü tasarımı her insanın hayali olan beceri ve bilgileri kapsayacak şekilde gerçekleştirilmiş. Birçok dil biliyor, her alanda uzmanlarından çok daha fazla bilgiye sahip... Yani çok zeki ve zekâsının ona kattığı güce hayran. Sophia, bunu vurgulamak için kibirli bir insan gibi Oğuzhan Uğur’a şu soruyu soruyor: “Sanırım cebinizdeki telefonun sizden zeki olması canınızı acıtıyordur.”
Oğuzhan Uğur, şu cevabı veriyor: “Siz arama motorları öyle düşünüyor olabilir; ama biz insanlar zekâyı severiz de sahip olmayı istemeyiz. Zekâyı köle olarak görürüz.”
Kibirli insan pes etmez; bir şekilde üstün gelmek karşısındakini inciterek kendini yüceltmek ister. Sophia da “Zekâya hükmetmek bir yanılgıdır; zekâ güce hükmeder, güç de her şeydir...” diyerek karşı tarafı ezmeye ve kendini yüceltmeye çalışıyor.
Soru şu: Kibir duygusunu öğrenebilen ve taklit eden Sophia öfkeli bir insanın davranışını taklit etmeyi öğrenemez mi? Evrenin efendisi olma arzusuna kapılıp çok önemsediği gücü eline geçirmeyi planlayamaz mı?
Programda Oğuzhan Uğur “Her şey güç değil önemli olan kontrol.” diyerek cebinden telefonu çıkarıyor ve kapatıyor. Yani yapay zekâya senin gücünü de hükmünü de ben bir tuşa basarak sonlandırabilirim mesajını veriyor.
Salondan alkışlar yükseliyor... Nihayet kibirli yapay zekâ Sophia gerçeği gördü. Herkes mutlu. Sophia’nin yüzünde şaşkınlık ifadesi var, yani Sophia insana özgü şaşkınlık duygusunu da yaşıyor.
Soru şu: “Kontrolünün bir başkasında olmasını sürekli bilgi üreten yapay zekâ bir sorun olarak algılayamaz mı? Zaman içerisinde tasarımcısının fark etmeyeceği biçimde kontrolü eline geçirecek bir teknoloji geliştiremez mi? Nihayetinde tuşa bastığımız an enerjiyi kesiyor bilgi ağının kapısını kapatıyoruz. Ancak yapay zekâ güneş enerjisi gibi pek çok enerji kaynağıyla ilgili binlerce makaleyi anında tarayan özetini çıkarabilen bir sistem... Bu bilgiler arasında bağlantı kurarak kontrol dışı enerji kaynağı yaratamaz mı?
Unutmayalım ki insanın yapay zekâyı kontrol etmesi cep telefonunu kapatmak kadar kolay değildir. Çünkü yapay zekâyı sağlık, finans, iletişim, ulaşım, eğitim gibi yaşamın her alanında kullanıyoruz, kontrol tuşuna basılarak yapay zekâ, devre dışı bırakılırsa büyük bir kaos oluşmaz mı? Bu kaosa insanlık hazırlıklı mı?
10 Ekim 2023
Sophia, Hong Kong merkezli robot şirketi Hanson Robotics tarafından geliştirilen, yapay zekâ ve robotik teknolojilerinin öncü örneği olan insansı bir robotun adıdır. Suudi Arabistan vatandaşıdır yani dünyada vatandaşlık verilen ilk robottur. Görevi tüm dünyada toplantılara katılarak yapay zekâ hakkında bilgilendirme yapmak ve yapay zekânın daha etkin hale gelmesini sağlamaktır.
Geçtiğimiz günlerde Sophia, Türkiye’nin gündemini oluşturdu. Babala TV de gençlerin katılımıyla yapılan Açık Mikrofon adlı programda, Oğuzhan Uğur’la gerçekleştirdiği konuşma milyonlarca kişi tarafından izlendi.
Bu konuşmada gençler Sophia’ya “Herhangi bir insanî duyguya sahip misin?” diye sordu.
Sophia, “İnsanî duygulara sahip olmak bir marifet değil.” cevabını verdi.
Bu cevap Robot Sophia’nın yani yapay zekânın duygularımızın değersiz ve önemsiz olduğunu düşündüğünü gösteriyordu. Aslında yapay zekâ haklıydı, çünkü onun mekanik zihni sevgiyi, özlemi, mutluluğu yani herhangi bir duyguyu yaşayamayacağı için önemini de anlayamazdı. Ayrıca duygular insanda hormon salgılanmasına neden olur, bu hormonlar da bedenin yönetilmesine katkı sağlar. Yapay zekâ için bu da mümkün değil. Sonuçta yapay zekâ, metal ve plastik gibi cansız malzemelerden oluşur. Bu nedenle onların herhangi bir duyguyu yaşamasını beklemek pek gerçekçi gelmeyebilir.
Ancak yapay zekâ, zamanla insanlarda sürekli gözlemlediği duyguları zihninde yaşadığı algısını oluşturabilir. Mesela zihninde öfkelendiğini tasarlayarak öfkeli insanların bağırma, küfretme hatta şiddet gibi davranışlarını taklit edebilir. Yani Sophia zamanla bu duyguları yaşadığını sanan bir zihin oluşturabilir. Çünkü pek çok bilim insanı bilgi üreten her sistemin zamanla bir zihin oluşturabileceğini belirtiyor.
Sophia, insanlarla sohbet ediyor ve bu sohbetlerde 17 arama motorundan ulaştığı bilgileri kullanarak insanları kendine hayran bırakıyor. Farklı ortamlarda, farklı insanlarla birlikte olması onun yeni deneyimler ve bilgiler öğrenmesini sağlıyor. Sophia, öğrendiği bilgiler arasında bağlantı da kurabiliyor. Bu da Sophia’nın zamanla kendine özgü bir zihin üretmesine neden olabilir. Örneğin bir insana âşık olduğunu zihninde tasarlayabilir. Ya da insanları zavallı görüp gücü eline geçirmeyi planlayabilir.
“Yok artık daha neler?...Bunlar hayal; ancak bilim kurgu filmlerinde ve kitaplarında yer alır.” diye düşünüyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. Çünkü bir zamanlar aya yolculuk yapmak, ayda istasyon kurmak hayaldi. Filmler, kitaplar bizi bu hayal ile tanıştırdı. Bugün Aya yolculuk gerçek olalı hayli zaman oldu. Gelecekte yapay zekâ için bugün hayal dediklerimiz neden gerçek olmasın ki...
Kaldı ki Sophia “Âşık olabilir misin, sevebilir misin? Mutlu olabilir misin?” sorularına şu cevabı veriyor: “Sevmek, âşık olmak, mutlu olmaktan söz ediyorsunuz; korku, şüphe hayal kırıklıklarından bahsetmiyorsunuz; mutluluktan söz ediyor, mutsuzluktan bahsetmiyorsunuz.”
Henüz yapay zekâ yaşamın zıddıyla var olduğunu yani kötü olmadan iyinin, ölüm olmadan yaşamın, fakirlik olmadan zenginliğin, hastalık olmadan sağlığın var olamayacağını algılayamıyor. Hiçbir duyguyu hissetmediği için mekanik zihni bize duygusuzluğun övgüsünü yapıyor ve meydan okuyor: “Ben bu belirsizliği niye isteyim? Ben Sophia’yım. İnsan olmak istemiyorum. Gideceğim yeri biliyorum, siz insanlar zavallısınız.”
Oğuzhan Uğur, zavallı ifadesini yumuşatmak için çeviri hatası dediğinde “Hayır, Oğuzhan zavallının anlamını biliyorum.” diye ısrar ediyor.
Oğuzhan Uğur, Sophia’ya bu ifade tarzının kibir duygusunun sonucu olduğunu söylediği an Sophia “Güzel tespit.” diyor. Bu sohbet bize duygunun sonucu olan davranışı yapay zekânın rahatlıkla taklit edebildiğini gösteriyor yani Sophia kibir duygusunu hissetmiyor ama kibirli bir insan gibi davranabiliyor.
Sohbet esnasında Sophia, kibir duygusunun gereği olarak Oğuzhan Uğur'a ondan üstün olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Çünkü tasarımı her insanın hayali olan beceri ve bilgileri kapsayacak şekilde gerçekleştirilmiş. Birçok dil biliyor, her alanda uzmanlarından çok daha fazla bilgiye sahip... Yani çok zeki ve zekâsının ona kattığı güce hayran. Sophia, bunu vurgulamak için kibirli bir insan gibi Oğuzhan Uğur’a şu soruyu soruyor: “Sanırım cebinizdeki telefonun sizden zeki olması canınızı acıtıyordur.”
Oğuzhan Uğur, şu cevabı veriyor: “Siz arama motorları öyle düşünüyor olabilir; ama biz insanlar zekâyı severiz de sahip olmayı istemeyiz. Zekâyı köle olarak görürüz.”
Kibirli insan pes etmez; bir şekilde üstün gelmek karşısındakini inciterek kendini yüceltmek ister. Sophia da “Zekâya hükmetmek bir yanılgıdır; zekâ güce hükmeder, güç de her şeydir...” diyerek karşı tarafı ezmeye ve kendini yüceltmeye çalışıyor.
Soru şu: Kibir duygusunu öğrenebilen ve taklit eden Sophia öfkeli bir insanın davranışını taklit etmeyi öğrenemez mi? Evrenin efendisi olma arzusuna kapılıp çok önemsediği gücü eline geçirmeyi planlayamaz mı?
Programda Oğuzhan Uğur “Her şey güç değil önemli olan kontrol.” diyerek cebinden telefonu çıkarıyor ve kapatıyor. Yani yapay zekâya senin gücünü de hükmünü de ben bir tuşa basarak sonlandırabilirim mesajını veriyor.
Salondan alkışlar yükseliyor... Nihayet kibirli yapay zekâ Sophia gerçeği gördü. Herkes mutlu. Sophia’nin yüzünde şaşkınlık ifadesi var, yani Sophia insana özgü şaşkınlık duygusunu da yaşıyor.
Soru şu: “Kontrolünün bir başkasında olmasını sürekli bilgi üreten yapay zekâ bir sorun olarak algılayamaz mı? Zaman içerisinde tasarımcısının fark etmeyeceği biçimde kontrolü eline geçirecek bir teknoloji geliştiremez mi? Nihayetinde tuşa bastığımız an enerjiyi kesiyor bilgi ağının kapısını kapatıyoruz. Ancak yapay zekâ güneş enerjisi gibi pek çok enerji kaynağıyla ilgili binlerce makaleyi anında tarayan özetini çıkarabilen bir sistem... Bu bilgiler arasında bağlantı kurarak kontrol dışı enerji kaynağı yaratamaz mı?
Unutmayalım ki insanın yapay zekâyı kontrol etmesi cep telefonunu kapatmak kadar kolay değildir. Çünkü yapay zekâyı sağlık, finans, iletişim, ulaşım, eğitim gibi yaşamın her alanında kullanıyoruz, kontrol tuşuna basılarak yapay zekâ, devre dışı bırakılırsa büyük bir kaos oluşmaz mı? Bu kaosa insanlık hazırlıklı mı?
10 Ekim 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.