YAZAN: Jale YILDIRIM TUNÇ
Ülkemizi derinden sarsan deprem afetinin 6. gününde yaralar sarılmaya devam ediyor...
Kaybettiğimiz canlara rahmet, kalanlara sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
Hep deriz ya keşke olmasaydı, keşke önlem alınsaydı, keşke eğitimli personel yetiştirseydik, keşke sağlam binalar yapılsaydı, keşke önce insan diyebilseydik... Keşkeler sıralanamayacak kadar çok.
Bir vatandaş olarak benim de içim yanıyor, elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Her felaketin ardından yapmadıklarımızdan, yapamadıklarımızdan, yapılmasına engel olunanlardan söz etmeyeceğim. “Neler yapılmalı” başlığıyla gözlemlerime ve yaşadıklarıma dayanarak naçizane birkaç önerim olacak.
NELER YAPILMALI?
1. Her gün tüm TV kanallarında en az yarım saat süreyle ‘Deprem Özel Yayını’ yapılmalı. Deprem bölgesinde yaşananlar dışında çözüm üretme konusunda alanında yetkili kişilerce öneri ve bilgiler verilmeli ve bu durum üç ay beş ay değil o bölge yaşama hazırlanana kadar devam etmeli.
2. Gündüz kuşağındaki programlar yayından kaldırılmalı, bunun yerine psikologlar, pedagoglar, aile terapistleri, eğitmenler, hekimler tarafından insanları motive edecek, bilgilendirecek programlar yayınlanmalı.
3. Okullarda deprem sosyolojisi dersi konulmalı. Deprem neden olur, nasıl meydana gelir, hangi önlemler alınmalı gibi içeriklerle donatılmalı.
4. Üniversitelerde jeoloji dışında Deprem Bilimleri Enstitüsü açılmalı.
5. Televizyonlardaki haber programlarının konuşmacıları üsluplarını gözden geçirip alanlarında uzman kişilerden seçilmeli. Reyting uğruna yapılan değil insanlara bilgi sunacak, bilinçlendirecek, bilimden yana konuşmalar yapılmalı.
6. Siyasilerin devlet televizyonu kanallarında ayrım yapılmaksızın söz alıp yapacakları projeler hakkında bilgiler sunmalı. Çok bağırmak, çok konuşmak değil, çok çözüm üretmek, çok iş yapmak bilincinde olmalı.
7. Ülkemiz, insanlarımız siyasi hırsların üzerinde tutulmalı. Yapılan yanlışlardan bir an önce dönülüp, doğruluğu, iyiliği, adaleti, liyakati, sevgiyi şiar edinip bilim ve bilincin ışığında yeniden yaşama sevincini yeşertmeliyiz.
8. Doğaya özür borcumuz var..!!! Çok hor kullandık, bereketli topraklarımız üzerinde çok tepindik, çok hırpaladık. Gereksiz beton yığınları için ağaçlarımızı kanattık, yaraladık,
köklerinden söktük. Ağaçlar gidince kuşlar da gitti seslerini duyamaz olduk. Adına gökdelen dedikleri binalardan gökyüzüne hasret kaldık. Taş taş üstüne bindirdik, yaşadığımız depremle taşlar betonlar altında kaldık.
9. Aklımızı başımıza devşirelim, unutmayalım, unutturmayalım, çözüm üretelim, gönül gönüle, el ele canım memleketimizin KIYMETİNİ bilelim. Onun içindir ki ‘KIYMET BİLMEMEMİZ KIYAMETİMİZ OLMASIN...’
Sevgiyle kalın
12 Şubat 2023
Ülkemizi derinden sarsan deprem afetinin 6. gününde yaralar sarılmaya devam ediyor...
Kaybettiğimiz canlara rahmet, kalanlara sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
Hep deriz ya keşke olmasaydı, keşke önlem alınsaydı, keşke eğitimli personel yetiştirseydik, keşke sağlam binalar yapılsaydı, keşke önce insan diyebilseydik... Keşkeler sıralanamayacak kadar çok.
Bir vatandaş olarak benim de içim yanıyor, elimden geleni yapmaya çalışıyorum.
Her felaketin ardından yapmadıklarımızdan, yapamadıklarımızdan, yapılmasına engel olunanlardan söz etmeyeceğim. “Neler yapılmalı” başlığıyla gözlemlerime ve yaşadıklarıma dayanarak naçizane birkaç önerim olacak.
NELER YAPILMALI?
1. Her gün tüm TV kanallarında en az yarım saat süreyle ‘Deprem Özel Yayını’ yapılmalı. Deprem bölgesinde yaşananlar dışında çözüm üretme konusunda alanında yetkili kişilerce öneri ve bilgiler verilmeli ve bu durum üç ay beş ay değil o bölge yaşama hazırlanana kadar devam etmeli.
2. Gündüz kuşağındaki programlar yayından kaldırılmalı, bunun yerine psikologlar, pedagoglar, aile terapistleri, eğitmenler, hekimler tarafından insanları motive edecek, bilgilendirecek programlar yayınlanmalı.
3. Okullarda deprem sosyolojisi dersi konulmalı. Deprem neden olur, nasıl meydana gelir, hangi önlemler alınmalı gibi içeriklerle donatılmalı.
4. Üniversitelerde jeoloji dışında Deprem Bilimleri Enstitüsü açılmalı.
5. Televizyonlardaki haber programlarının konuşmacıları üsluplarını gözden geçirip alanlarında uzman kişilerden seçilmeli. Reyting uğruna yapılan değil insanlara bilgi sunacak, bilinçlendirecek, bilimden yana konuşmalar yapılmalı.
6. Siyasilerin devlet televizyonu kanallarında ayrım yapılmaksızın söz alıp yapacakları projeler hakkında bilgiler sunmalı. Çok bağırmak, çok konuşmak değil, çok çözüm üretmek, çok iş yapmak bilincinde olmalı.
7. Ülkemiz, insanlarımız siyasi hırsların üzerinde tutulmalı. Yapılan yanlışlardan bir an önce dönülüp, doğruluğu, iyiliği, adaleti, liyakati, sevgiyi şiar edinip bilim ve bilincin ışığında yeniden yaşama sevincini yeşertmeliyiz.
8. Doğaya özür borcumuz var..!!! Çok hor kullandık, bereketli topraklarımız üzerinde çok tepindik, çok hırpaladık. Gereksiz beton yığınları için ağaçlarımızı kanattık, yaraladık,
köklerinden söktük. Ağaçlar gidince kuşlar da gitti seslerini duyamaz olduk. Adına gökdelen dedikleri binalardan gökyüzüne hasret kaldık. Taş taş üstüne bindirdik, yaşadığımız depremle taşlar betonlar altında kaldık.
9. Aklımızı başımıza devşirelim, unutmayalım, unutturmayalım, çözüm üretelim, gönül gönüle, el ele canım memleketimizin KIYMETİNİ bilelim. Onun içindir ki ‘KIYMET BİLMEMEMİZ KIYAMETİMİZ OLMASIN...’
Sevgiyle kalın
12 Şubat 2023
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.