YAZAN: Aynur YURTSEVEN
Alışverişe gitmek üzere otobüse bindim. Araç ağzına kadar doluydu. Her zaman olduğu gibi engellilere ayrılmış yerlerde engelsizler oturduğu için ben bir engelli olarak savrula savrula gidiyordum.
Bir sonraki durakta iki kadın bindi. Biri sürekli sallanıyor, değişik sesler çıkarıyordu. Yolcuların bazıları rahatsız olduklarını ifade edince kadınlar inmek zorunda kaldı; ben de arkalarından üzüntüyle indim. Sonra yanlarına gidip onlarla tanışınca, annesi anlatmaya başladı.
Hiç çocuklarının olmayacağını öğrendiklerinde eşiyle birlikte çocuk yuvasına başvuruyorlar. Bütün istenilen özellikler tamam olunca bu kız çocuğunu alıyorlar adını Rüya koyuyorlar. “Rüyalarımız gerçek oldu” diye seviniyorlar. Çocuk büyüdükçe sağlık sorunlarının olduğu ortaya çıkıyor. Doktora gittiklerinde Rüya’nın otistik olduğu anlaşılıyor.
Anne baba için durum değişmiyor ve çocuklarını daha çok seviyorlar. Anne yalnızca bir gün kendileri öldüklerinde Rüya’ya ne olacağının kaygı ve korkusunu yaşıyordu. Onların yokluğunda bu çocukları kim sahiplenecekti?
Evet o bir otistikti ama böyle olması kuşkusuz onun seçimi değildi. Aileler ilkin bu durumu kabullenmekte zorlansalar da zamanla her şeyi kabullenip yola devam ediyorlar.
“Ah arkadaşım ah! Bunları anlatmak, bu sorunların nasıl çözüldüğünü ölmeden önce görmek isterim. Beni anlamak için yaşamak gerek” demişti Rüya’nın annesi.
‘Umudun Kadınları’ dergisi olarak, devlet büyükleri ve yerel yönetim yetkililerine sesleniyoruz; gelin bu sorunların çözümü için hep birlikte hareket edelim; sorun hepimizin, öyle değil mi?
14 KASIM 2022
Alışverişe gitmek üzere otobüse bindim. Araç ağzına kadar doluydu. Her zaman olduğu gibi engellilere ayrılmış yerlerde engelsizler oturduğu için ben bir engelli olarak savrula savrula gidiyordum.
Bir sonraki durakta iki kadın bindi. Biri sürekli sallanıyor, değişik sesler çıkarıyordu. Yolcuların bazıları rahatsız olduklarını ifade edince kadınlar inmek zorunda kaldı; ben de arkalarından üzüntüyle indim. Sonra yanlarına gidip onlarla tanışınca, annesi anlatmaya başladı.
Hiç çocuklarının olmayacağını öğrendiklerinde eşiyle birlikte çocuk yuvasına başvuruyorlar. Bütün istenilen özellikler tamam olunca bu kız çocuğunu alıyorlar adını Rüya koyuyorlar. “Rüyalarımız gerçek oldu” diye seviniyorlar. Çocuk büyüdükçe sağlık sorunlarının olduğu ortaya çıkıyor. Doktora gittiklerinde Rüya’nın otistik olduğu anlaşılıyor.
Anne baba için durum değişmiyor ve çocuklarını daha çok seviyorlar. Anne yalnızca bir gün kendileri öldüklerinde Rüya’ya ne olacağının kaygı ve korkusunu yaşıyordu. Onların yokluğunda bu çocukları kim sahiplenecekti?
Evet o bir otistikti ama böyle olması kuşkusuz onun seçimi değildi. Aileler ilkin bu durumu kabullenmekte zorlansalar da zamanla her şeyi kabullenip yola devam ediyorlar.
“Ah arkadaşım ah! Bunları anlatmak, bu sorunların nasıl çözüldüğünü ölmeden önce görmek isterim. Beni anlamak için yaşamak gerek” demişti Rüya’nın annesi.
‘Umudun Kadınları’ dergisi olarak, devlet büyükleri ve yerel yönetim yetkililerine sesleniyoruz; gelin bu sorunların çözümü için hep birlikte hareket edelim; sorun hepimizin, öyle değil mi?
14 KASIM 2022
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.