selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Beyaz fonun önünde, sırt kısımları arkaya gelecek şekilde üç tane kitap üst üste konulmuş. Kitapların en üstünde, siyah yuvarlak bir tabanın üzerinde krem rengi çubuğa sabitlenmiş ağırlıklı olarak pembe renkte olmak üzere yeşil ve kahverengi renklerinde bir insan beyni maketi var.
HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT

Merhabalar değerli dinleyenlerimiz ve okuyanlarımız, birbirinden farklı bilimsel araştırma haberleriyle sizlerleyiz. Önce başlıklar:
İngiliz doktor, migren atağını 15 dakikada kesen ve hiçbir yan etkisi olmayan mucize yöntemi paylaştı
Bilim insanlarından devrim niteliğinde keşif: En ölümcül beyin kanserine çözüm bulundu
Nefes alan, terleyen ve titreyen" robot icat edildi
Covid-19 geçiren milyonlarca kişinin koku duyusu geri gelmedi
İngiliz doktor, migren atağını 15 dakikada kesen ve hiçbir yan etkisi olmayan mucize yöntemi paylaştı
TikTok'ta paylaştığı içerikler milyonlarca kişi tarafından izlenen Doktor Sood, yayınladığı güncel bir video ile dünya çapında milyonlarca kişinin İnternetten arattığı "Migrene ne iyi gelir" sorusunun yanıtı olan mucize bir tedavi yöntemi paylaştı. Üstelik uygulamak için ihtiyacınız olan tek şey sıcak su. Bildiğiniz üzere migren, beyindeki sinirler ve kan damarlarında oluşan değişiklikler sonucu ortaya çıkan bir baş ağrısı tipidir. Migrenli bireylerde ataklara duyarlı olan bir sinir sistemi mevcuttur ve ataklar, dış çevredeki bazı faktörler ile tetiklenebilir. Doktor Sood'a göre, migren hastalarının dayanabilecekleri ısıda sıcak bir suyun içinde ayaklarını bekletmeleri, hastalara uzun süreli rahatlama yaşatıyor. Deneyimli doktor bu uygulamanın sizi neden rahatlattığını ise şu şekilde açıklıyor:
Ayaklarınızı sıcak su içerisinde bekletmek, ayak bölgesindeki kan damarlarını genişletir, kanı başınızdan uzaklaştırır ve bu da migreninize neden olan kan damarları üzerindeki baskıyı hafifleterek baş ağrınızı azaltır... Doktor Sood, paylaşımının ardından takipçilerine, bu hızlı tedavi yöntemini deneyip denemediklerini sordu. Pek çok kişinin memnun olduğu yaptıkları yorumlardan anlaşılırken, bazı hastaların bu yöntemi uzun süredir kullandıkları öğrenildi. Yöntemi uygulayan insanlar, ağrılarının yaklaşık 15 dakika içerisinde geçtiğini ve 4 saat kadar etkili bir rahatlama yaşadıklarını ifade ettiler.
Bilim insanlarından devrim niteliğinde keşif: En ölümcül beyin kanserine çözüm bulundu
Bilim insanları, en agresif beyin kanseri tümörlerini tedavi etmek ve hücreleri kuantum düzeyinde değiştirmek için özel bir sprey kullanmayı öneriyorlar. Nottingham Üniversitesi'nde yürütülen bu çalışma, ABD'de her yıl 10 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği ve oldukça ölümcül bir beyin kanseri olan glioblastomu tedavi etmek için benzersiz bir yaklaşım sunuyor.
Bu çalışma aynı zamanda kanserin, hücrelerin biyolojik yapılarını kuantum düzeyinde değiştirerek yok edilebileceğini gösteren ilk "kuantum terapötik" yaklaşım olma özelliği taşıyor. Bilim insanları, biyo-nanoantenleri glioblastoma tümör bölgelerine püskürterek ve ardından bir elektrik alanı uygulayarak kanser hücrelerini öldürebildiklerini iddia ediyorlar.
Frankie Rawson, Nottingham Üniversitesi'nde araştırma görevlisi ve çalışmanın yazarlarından biri, bu biyo-nanoantenlere "biyo-nanoanten" adını verdiklerini ve bunların elektrik alanlarını biyolojik sinyallere dönüştürerek hücre işlevlerini düzenlediklerini belirtiyor. Rawson, "Bu biyo-nanoantenler, elektrik alanını biyolojik sinyallere dönüştürerek hücre işlevlerini düzenleyerek çalışıyorlar" diyor.
Glioblastom, tanı konulduktan sonra çoğu hastanın sekiz aydan fazla yaşamadığı ve beş yıllık sağkalım oranının sadece yüzde 6,8 olduğu oldukça ölümcül bir kanser türüdür. Bu kanserin agresif olmasının nedeni, hücrelerin çevreleyen beyin dokusuna yayılması ve tamamen çıkarılmasını neredeyse imkânsız hale getirmesidir.
Araştırmacılar, biyo-nanoantenlerin kanser hücreleri tarafından kolayca emildiğini ve bir elektrik alanı uygulandığında kanser hücrelerinin programlanmış hücre ölümünü başlattığını öne sürüyorlar. Bu süreç sırasında sadece kanser hücreleri öldürülürken, diğer beyin hücreleri zarar görmez. Rawson, "Kanser hücrelerindeki biyo-nanoantenlerin neden elektrik alanlarına duyarlı hale geldiğini tam olarak anlamıyoruz, ancak normal beyin hücreleri nispeten duyarsızdır" diyor.
Bu yaklaşımın kanser tedavisinde devrim niteliğinde bir adım olabileceğini belirten Rawson, "Bu, dünyanın ilk kuantum terapisi olabilir ve tedavi paradigmasında yeni bir dönemin başlangıcını temsil edebilir" diyor. Çalışma, Nature Nanotechnology dergisinde yayımlandı.
Uzmanlar, bu çalışmanın kanser tedavisinde yeni bir perspektif sunarak gelecekteki tedavi yöntemlerine ışık tutabileceğini belirtiyor. Kuantum terapinin, kanser hücrelerini hedef alarak normal hücrelere zarar vermeden kanseri tedavi etme potansiyeline sahip olduğunu ve bu alandaki araştırmaların daha da derinleştirilmesi gerektiğini vurguluyor.
"Nefes alan, terleyen ve titreyen" robot icat edildi
Andı adı verilen ısıya duyarlı "termal manken", insanlar gibi boncuk boncuk ter damlatan gözeneklerden oluşan, 35 ayrı ayrı kontrol edilen yüzeye sahip.
ABD'li Thermetrics firması tarafından Arizona Eyalet Üniversitesi'ndeki araştırmacıların kullanımı için tasarlanan robot, aşırı sıcaklıkların insanın vücut sağlığı üzerindeki etkilerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla üretildi. Independent Türkçe'nin aktardığı çalışması aşırı sıcakların insanlar üzerindeki etkilerini tespit edip ölçmeyi hedefleyen, ASU araştırma projesinin baş araştırmacısı Konrad Rykaczewski, "ANDI terliyor, ısı üretiyor, titriyor, yürüyor ve nefes alıyor" diyor.
Aşırı sıcaklarla ilgili pek çok harika çalışma olsa da pek çok eksik de var. Isının insan vücudunu nasıl etkilediğine dair çok iyi bir anlayış geliştirmeye çalışıyoruz, böylece bunu ele alacak şeyleri niceliksel olarak tasarlayabiliriz.
Araştırmacılar tarafından inşa edilen 10 terleyen robottan bazıları hâlihazırda giyim şirketleri tarafından kıyafet testlerinde kullanılıyor ancak ASU'nun androidi açık havada kullanılabilen tek robot.
Bu, aşırı sıcak ortamlarda daha önce mümkün olmayan deneyler yapılmasına ve güneş radyasyonunun etkisine ilişkin çalışmalara olanak tanıyor. ASU araştırmacıları, farklı yaş ve vücut tiplerinin yüksek sıcaklıklardan nasıl etkilendiğini anlamak amacıyla ANDI'yi bu yaz Phoenix çevresinde sıcaktan etkilenebilecek bölgelerde test etmeyi planlıyor.
Modelleme çalışmalarına liderlik eden ASU araştırma bilimcisi ve ANDI'nin baş operatörü Ankit Joshi, "Farklı vücut kitle endeksi modellerini, farklı yaş özelliklerini ve farklı sağlık sorunlarını ANDI'ye aktarabiliriz" diyor. Sonuçlar, sıcak çarpması ve sıcağa bağlı ölümlerden korunmak için serinletici giysiler ve teknolojiler gibi girişimlerin tasarlanmasında kullanılacak.
Covid-19 geçiren milyonlarca kişinin koku duyusu geri gelmedi
Healthday sitesinin haberine göre, The Laringoscope dergisinde yayımlanan araştırma kapsamında yaklaşık 29 bin 700 yetişkinle anket yapıldı. Araştırmacılar Covid-19’u şiddetli geçirme ile tat ve koku kaybı arasında bir ilişki olduğunu buldu.
Covid-19 geçiren 20 milyondan fazla Amerikalının koku ve tat duyusunu kaybettiği ve en az yüzde 25'inin bu duyuları geri kazanamadığı belirtildi.
Ulusal Sağlık Görüşmesi Anketi’nin 2021 verilerini kullanan araştırmacılar, Covid-19 geçirmiş katılımcıların yaklaşık yüzde 60'ının koku ve yaklaşık yüzde 58'inin tat duyusu kaybı yaşadığını tespit etti.
Bu katılımcıların yüzde 24’ünün yalnızca kısmi bir iyileşme gösterdiği, yüzde 3'ten fazlasının koku alma duyusunda hiç iyileşme olmadığı tespit edildi. Tat alma duyusu kaybı yaşayanların yüzde 20'sinin bu duyularını kısmen geri kazandığı, yüzde 2'den fazlasının ise hala tat alamadığı kaydedildi.
Çalışmanın ortak yazarlarından Dr. Neil Bhattacharyya, "Covid-19 kaynaklı koku kaybı yaşadığınızda çoğu insanın bu duyuyu geri kazandığını düşünürsünüz ancak ciddi oranda bu kayıp geri gelmiyor" dedi.
Gelecek sayımızda buluşmak üzere umutla kalın.

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.