seymaurvay@gmail.com
Genç, beyaz kazağı, çiçekli eşarbıyla gülen gözleriyle görülüyor.
 alanda orta yaşlı bir baba ile 4-5 yaşlarında bir oğlan çocuğu karşılıklı olarak duruyorlar. Çocuk,  babanın sol elini iki eliyle çekiştiriyor. İkisinde de gözlük var. Baba çocuğa gülümseyerek bakıyor.
YAZAN: Psikolojik Danışman Şeyma BÜYÜKURVAY ŞATAY

Bir okul psikolojik danışmanı olarak çalıştığım farklı yaşlardaki çocuklardan, tahminimden daha fazla önemli olduğunu öğrendiğim bir konudur babalık ve şiddetsizlik. Bu yazıda, daha önce Youtube kanalımda ele aldığım video içeriğini paylaşacağım.
Bildiğiniz gibi şiddet pek çok yerde erkeklikle eşleşiyor. Aslında bunun erkeklikle hiçbir ilgisi yok ama şiddet, sahip olduğun gücü nasıl kullandığınla ilgili. Yani fiziksel olarak güçlü olan, toplumca daha güçlü algılanan kişinin elinde bir seçenek şiddet. Tam da bu yüzden babaların şiddet karşısındaki tutumu çok önemli.
Şiddet sadece fiziksel değil. Sözle de hakaretle de şiddet uygulanabilir. Sürekli baskıcı, yargılayıcı olarak da suçlayıcı olarak da şiddet uygulanabilir. Örneğin hatayı asla kendinde bulmamak, tamamen karşıda bulmak bir psikolojik şiddettir. Diğer insanın kendini ifade etmesine, onu anlamaya yer bırakmaz.
Peki, baba hem kendi tavırlarındaki şiddetsizliği hem de bu tavrı karşı tarafa yansıtmayı nasıl başarabilir? Öncelikle tek başına yapılabilecek bir şey değil bu ama her birimiz elbette önce kendimizden sorumluyuz. Dolayısıyla babalar da en önce kendilerinden sorumlu.
Şiddetsizlik için babaların kendilerini sorgulayabileceği üç tane başlık söyleyeceğim: eşle ilişki, çocukla ilişki, öfkeyi ifade biçimi. İlişki için sevgi dili çok önemli. Aileler sevgi ve saygı temeliyle kurulduğuna, gerçek bir aile ancak böyle oluşturulabileceğine göre eşler arasındaki sevgi ve saygı çocuklara yansımalı. Birbirine teşekkür etmek, bazen en basit şeyler için… En basit hatalar için özür dileyebilmek mesela… Sevgiyi ifade etmekten kaçınmamak, sözlerle, bakışlarla, davranışlarla… Bazen eşlerin, kendi kendilerine kalarak birbirleriyle vakit geçirmesi gerekir. “Buna zaman yok, para yok” denebilir ama mevcut şartlarda birlikte keyifle yapabilecek şeyler mutlaka bulunur.
Hiçbir aile mükemmel değil. Zaten bu, mümkün de değil. Aileleri gerçek bir aile yapan, çatışmalarını çözme biçimleri. Sorunu örtmek, üstünü kapatmak değil; açıkça konuşmak… Sorunu iyice anlamaya çalışmak cesaret gerektirir. Buysa, “ben bu sorunu yaratmak veya büyütmek için ne yaptım” diye sorma cesaretiyle mümkün. Önce “Evet ben! “Hata yaptım” diyebilmek bir onurdur. Diğer kişinin hatalı gördüğümüz yanını söylemek daha sonra gelebilir. Sonra onun kendisini sakince açıklamasını beklemek, ondan bunu istemek ve anlamaya çalışmak… Bu kolay değil tabii. Zaman, emek ve ısrar ister.
Peki, çocukla ilişki… Kontrol eden, yöneten, sürekli kurallar koyan veya tamamen serbest bırakıp karışmayan bir baba çocuğuyla sağlıklı ilişki kurmuyor demektir. Hayatı çocukla paylaşmak gerekir. Onunla oyun oynamak, yaptığınız işte size yardım etmesini sağlamak, onunla sohbet etmek, anlattığı şeyleri önemseyip saçma bulmadan dinlemek çok önemli. Eğer onu dinleyen bir babaysanız “Şimdi yorgunum, sonra konuşsak olur mu?” dediğinizde anlayış bekleyebilirsiniz.
Yaşadığı sorunları çözmesi için onunla birlikte şiddetsiz yöntemler bulmaya çalışın. Mesela arkadaşı sürekli kalemlerini alıp alıp kaçıyor diyelim. Çocuğunuza “Bir tane vur bakalım yapıyor mu” şeklinde konuşursanız olmaz. Umursamamasını, öfkesini ifade etmesini, çözemediğinde öğretmeninden yardım almasını söyleyebilirsiniz.
Kendi sorunlarınızı çözme tarzınızla örnek olmanız çok önemli şiddetsizlik için. Hatta bunları örnekleyerek, bazen çözümü engelleyen hatalar da yapabildiğinizi ve kendinizi değiştirmeye çalıştığınızı anlatabilirsiniz.
Oğlunuzu ve kızınızı eşit yetiştirin. Katı kurallar koyarak değil onlarla birlikte birtakım sınırları hem kız hem oğlan çocuklar için belirlemek çok önemli. Yani çocuklar sizden eşitliği öğrensin. Erkek işi, kadın işi diye bir şey olmadığını anlatın. Mesela trafikte hatalı park yapan birinden “Kesin kadındır” diye bahsetmeyin. Kızların maviyi, oğlanların pembeyi sevebileceğini anlatın. Kızınızla futbol da oynayın, oğlunuzla ip de atlayın. Küfür etmeyin. Evde cinsiyet eşitliğini ele aldığım “Evde Cinsiyet Eşitliğini Sağlamak” başlıklı videoma da bakabilirsiniz.
Öfkeyi ifade tarzı demiştik son olarak. Öfkeyle kalkan zararla oturmak zorunda değil. Öfke diğer tüm duygular gibi doğaldır, güzeldir. Öfke iyi bir duygudur. Öfke mutlaka sözle, fizikle saldırıya dönüşmez. Üzerinizdeki yükü, çaresiz kaldığınızı, yorulduğunuzu, bunaldığınızı, daraldığınızı ve öfkenizi yakınlarınızla paylaşın. Onlardan destek isteyin. Çünkü biriken duygular çok şişmiş bir balon gibidir. Patlar, yıkar, zarar verir. Çok şişmiş bir balonu iğneyle patlattığınızı ve şişmiş bir balonu ağzını bırakarak havaya bıraktığınızı hayal edin. İkincisi ne kadar komik ve eğlenceli fosalır döne döne. İlkinde ise balon artık kullanılmaz haldedir. Yani biriktirmeden bütün duygularımızı açıkça konuşabilmeliyiz. Şiddetsizlik adına atılacak her adım değerlidir.
Kaynaklar
Youtube linki:
https://youtube.com/@guvencocuk
Evde Cinsiyet Eşitliği video linki:
https://youtu.be/jClUnKnjyS8

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.