sulesepin06@gmail.com
Bir masada oturmuş, ciddiyetle önündeki kağıtları inceliyor. Kısa, koyu kahverengi, küt saçları, vişne çürüğü uzun kollu, çizgili bir kazağı var.
Bir konferans salonunda, kürsüde duran Özge Sarıkaya, koyu gri bir kıyafet giymiş ve elinde mikrofon tutuyor. Kürsünün önünde bir logo var. Arka planda kırmızı ve mavi renkli panellerle kaplı bir duvar bulunuyor. Duvarın sağ tarafında bir Türk bayrağı asılı. Kürsünün önünde, masanın üzerinde beyaz kağıtlar ve kırmızı kapaklı kitaplar yer alıyor. Tavanda yuvarlak bir ışık yanıyor. Sol üst köşede kapalı bir televizyon ekranı var.
SÖYLEŞİYİ YAPAN: Şule SEPİN İÇLİ

Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, ‘Rol modellerimiz’ köşemizden hepinize merhaba. Adana’daki ‘Meryem Kadın Kooperatifini daha önce tanıtmıştık. Yönetim değiştiğinden yeni yönetimin yeni projelerini anlatmaları için tekrar onları konuk ettik. Bugün iki konuğumuzla söyleşeceğiz. Önce Özge Sarıkaya’dan başlayalım. Kendinizi izleyicilerimize tanıtabilir misiniz?

Özge: Adana 1995 Doğumluyum. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İşletme bölümü mezunuyum. Şu an yönetim kurulu başkanıyım. Derya Hanım da kurucu ortaklarımızdan, ayrıca yönetimimizde. Deneyimleriyle bize yol gösteriyor. Bu deneyimlerle harmanlanarak bir şeyler üretmeye çalışıyoruz.

Derya: Tunceli Ovacıklıyım ama doğma büyüme İstanbulluyum. 1976 doğumluyum. Adana’ya gelin geldim. Marmara İşletme Bankacılık mezunuyum. Emekliyim. Şu an bir kadın kooperatifi kurucusuyum.

Şule: Özge Hanım, kooperatif çalışmalarına nasıl katıldınız? Başka bir yerde çalışıyor musunuz?

Özge: Önce bir hastanenin muhasebe departmanında çalışıyordum üniversitede okurken. Daha sonra Meryem Kadın Kooperatifiyle yolum kesişti. Önce koordine eden çalışandım. Ekme-biçme, kurutma gibi seramızın işleyişini yürütüyordum. Fikir birliği oluşunca arkadaşlarla birlikte yeni yönetimimiz iş başına geldi.

Şule: Derya Hanım, sizin kooperatife girme süreciniz nasıl oldu?

Derya: Lojistik bir firmanın direktörüydüm. O zamanlar Antalya merkezi Alanya’da yaşıyordum. İLO’nun yürüttüğü bir projenin finalinde kooperatif kurma kararı almıştık. Bu başta İLO VE Adana Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle kuruldu. İsim annesi, 38 sayfalık tüzük yazımı, kuruluşu her aşamasında birebir bulunarak bu sürece dahil oldum. Hem örgütlenmede hem proje kısmında, dışarıdan destek, danışmanlık gibi önemli konuların püf noktasını, ortaklık ve üretim noktasını yürüten 6 kişiden biriyim. Kooperatifimiz Türk ortaklı değil, Uluslararası bir kadın kooperatifi. Ben nasıl başka bir şehirden gelip bir sıkıntı yaşadıysam, şehir dışından ve ülke dışından gelen kadınların ortak olduğu bir kadın kooperatifi. Suriyeli, Afgan, İran ve Türk kadınları ortaklarımız arasında. Geçim kaynaklarına ortak destek olmaya çalışıyoruz. Beş yıldan beri de süreç böyle işliyor.

Şule: Son çalışmalarınızdan biraz bahsedebilir misiniz Özge Hanım?

Özge: Çoklu bir yapımız olduğu için biraz da daralmaya gittik. Daha önce kurutma serası, açık alan tarım, mantar yetiştirme, tekstil atölyesi gibi pek çok alanımız vardı. Sonra devasa bir açılışla çiçek seramız oluştu. On dönüme yakın bir arazinin içerisinde bütün budama ve ekin işlerini ziraat mühendislerimizin desteğiyle yapıyoruz. Bu alana evrildik daha çok. İşleyişimiz şu an orayla devam ediyor.

Derya: 2020 yılında 60 dönümlük bir araziyle tarıma başladık. Aynı zamanda maske atölyemiz, mantarhane, tekstil atölyemiz gibi pek çok atölyemiz vardı. Pandemi dönemi başlayınca sadece maske üzerine yoğunlaşabildik. Tarla kısmı sıkıntılıydı çünkü bütün restoranlar kapalıydı. Yine de 25 çeşit ektiğimiz ürünü birebir kendimiz gidip başka şehirlerde belediyelerin desteğiyle satmaya başladık. Onu başarıyla tamamladık. Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyeleri ürün alım noktasında bize destek oldular. Pandemi döneminde odak noktamız, Eczacılar Odası oldu. Pandemiden sonra çiçek serasının kurulum aşaması başlamıştı. Birleşmiş Milletler destekli çok ortaklı bir kurum olduğumuz için çiçek serası,İLO dışında başka donörler tarafından yapılmış olan bir seraydı. Yine bize tahsis edildi. Çiçekçiliği hiç bilmeden başladık. Adana’da bu anlamda çiçek üretimi yapan tek kooperatifiz. Kurutma seramızı doktorlarla ortak olarak yürütüyoruz. Sağlık kontrolü yapıldıktan sonra bir fason üretimi gerçekleştiriyoruz. Toptan çiçek üretimi olan bir perakende satış noktası oluşturulacak. Yakın zamanda açılışı yapılacak.Tarlada çok yakında zeytin ekimi başlayacak. Başka bir donörle yaptığımız, 80 dönümlük bir arazide patates ekimi gerçekleşti. Bunları hep proje kapsamında belediyelere yapıyoruz ki orada bulunan kadınlara da geçim kaynaklarına erişim noktasında destek sağlansın diye. Bu projelerde katılım sağlayan kadınlara günlük harcırah veriyoruz. Hasadı, ekmeyi öğreniyor, tarımla ilgili her noktada kadınlara yardımcı oluyoruz. Bir cep harçlığı oluşuyor. Ekilen ürünlerin satışından da orada bulunan kadın arkadaşlara cep harçlığı sağlıyoruz.

Özge: Bu arada çalışanlarımız sigortalı işçi.

Şule: Hep kadınlar mı çalışıyor?

Derya: Hayır, bunu da gururla söylüyoruz. Kadın kooperatifi olarak erkeklere de istihdam sağlıyoruz. 17 çalışanın 7’si erkek.

Şule: Daha önce kooperatiflerle yaptığımız söyleşilerde, yöneticilerin çalışmadıklarını ve ücret almadıklarını duymuştuk. Sizde de bu durum geçerli mi?

Derya: Proje kapsamında olabiliyor. Maaş almıyorlar, sigortalı değiller ama bütün kooperatiflerde yönetimin aldığı bir huzur hakkı vardır. Bu, yönetimin belirlediği bir rakamdır. Gider makbuzu şeklinde olur. Bizim kooperatifimiz öyle değil, sosyal bir kooperatif. Kooperatifi ilk kurduğumuz zaman, altını çize çize yönetimin ve ortakların hiçbir şekilde huzur hakkı ve kâr payı almayacağını belirttik. Çünkü hiçbir katkı sağlanarak kurulmuş bir kooperatif değiliz. Kendi cebimizden ekstra bir para ödemedik. Şöyle bir imkân sağlıyoruz: Bir projemiz var. İstihdam noktasındayız. Şu anda üç çalışma arkadaşımıza ihtiyaç var diyelim ki, eğer ihtiyaçları varsa, bu kadrolarda işe girebileceklerini söylüyoruz. Biz istihdam odaklı bir kooperatifiz.

Şule: Belediye desteğini çekerse ne olur?

Derya: Biz finansal bir destek almıyoruz. Yer verilmesi, bütün kadın kooperatiflerine tanınan bir hak. Beş yıl boyunca kendimiz kazandık.

Özge: Satış kanallarını sadece kurumsal olarak düşünmeyeceğiz. Migrosla anlaşmalıyız. En son kavun üretilerek satıldı. Farklı Pazar arayışlarına giriyoruz. Belediye bünyesinde düşünmüyoruz kooperatifin işlerini. Daha geniş bir vizyonumuz var.

Şule: Belediye sadece yer mi veriyor?

Derya: Şu an Yüreğir Belediyesiyle proje yapıyoruz. Belediye başkanının açılışını yaptığı minik bir sera var. Bu, yine bir donör tarafından Meryem Kadın Kooperatifine verilmiş bir

proje. Bizden tarım arazisi olan bir yer seçmemizi istiyor. Belediye başkanıyla görüşüyoruz. “Bize bir yer tahsis edin. Bir proje aldık. Yaklaşık 80 kadına kurs vereceğiz. Aynı zamanda kadınlara günlük 1000 TL bir cep harçlığı vereceğiz. Sizde böyle kadınlar varsa bu belediyeyi seçeceğiz. Buna katılmak ister misiniz?” diyoruz. Siz belediye başkanı olsaydınız, bunu kabul etmez miydiniz? Seve seve kabul edersiniz. Belediyelerle ortak bir yol yürüyoruz. Arama desteğimiz karşılıklı. Onlara bir proje sunuyoruz. Bunun karşılığında, çalışacak kadınları belirliyorlar. Tarla alanlarını kendileri belirliyorlar. Orada ekip biçip kadınlara istihdam sağlıyoruz.

Özge: Örneğin CARE gibi kuruluşlar, “Proje kapsamında ek, biç ama biz sizi izleyelim” diyorlar. Gübre zamanında faturayla alıyoruz. İşleyiş sürecine kadar raporluyoruz.

Derya: Planlamayı Meryem yapıyor. Finansal sorumluluğa giriyor çünkü proje, Meryem’in projesi, sadece aracı bir belediye seçiyoruz. O yüzden de bunu bütün belediyeler kabul ediyor

Özge: Bazı kuruluşlar kooperatif olursa iş yapma şartını koyuyorlar. Kooperatif burada bağlayıcı oluyor. Eğitim programlarını takip ederek, topluma uzun vadeli katılım sağlayarak istihdamla birlikte eğitim kursları da veriyoruz. Türkçe dersi vermek, sosyal aktivite oluşturmak gibi.

Şule: Derya Hanım isim hikayesini anlatacaktı.

Derya: Kuruluş aşamasında İLO destekli projede yaklaşık 450 kadınla çalışıyorduk. Büyükşehirle yaparken, İLO, kadın kooperatifi kurarak isim belirlememizi istedi. İçinde Suriye, Afgan, İran ve Türk kadınları olacaktı. 37 kişilik bir ekip oluşturmamızı istediler. Herkese kimlerin, nasıl ortak olmak istediğini sorduk ve bir liste oluşturduk. Bunların içinde, Mariya, Meri ve Meryem adlı yaklaşık 15 kadın arkadaşımızla karşılaştık. Meryem ismini belirledik. Meryem Ana ile bir ilgimiz yok. Gücünü Meryem Ana’dan alabilir ama kooperatif ismini tamamen kendi çalışan arkadaşlarından gücünü aldı.

Özge: Evrensel bir şey. Dünyadaki kadınları birleştiren bir kooperatif oldu.

Derya: Her yerde karşımıza bir Meryem’in çıkmasını, acaba bir çağrışım mı gibi algıladık.

Şule: 8 martla ilgili çalışmalarınız var mı

Özge: Şiddet gören, mağdur kadınların olduğu bir dünyada bugünü kutlamak olmaz. Bizlerle beraber çalışan emekçi kadınlarla bir saat de olsa şiir müzik dinletisiyle birlikte vakit geçireceğiz. Öldürülen kadınları şarkılarla anacağız.

Şule: Anlatmak istediğiniz başka projeler varsa onları da alalım.

Derya: Çok yakın zamanda giydireceğimiz bir otobüs projemiz var. Pepsi ile ortak yapıyoruz. Tohum bankası oluşturduk. Köylerden aldığımız ata tohumu ekimi gerçekleşti. Çoğaltması başlayacak. Sonra takas bank yapacağız. Tohum bankası olarak ata tohuma erişimi kolaylaştıracağız. Köylerden aldığımız tohumları, tarım bölgesi olan Çukurova’daki bütün çiftçi arkadaşlara dağıtmayı sağlayacağız. Yaklaşık bir ay sonra bu projemiz başlayıp bitmiş olacak. CARE ile bir patates projemiz var, alımı gerçekleşecek, migrosla anlaştık. Yaklaşık 70-80 dönümlük bir arazide ekildi. 4-5 ay sürecek bir proje. Şu an … ile yaptığımız zeytin fidesi var. Yüreğir’e küçük bir sera kurmuştuk. Küçük serada zeytin fidesi yetiştireceğiz.

Özge: Yüreğir Belediyesiyle açılışımızı yapmıştık, onun da altını çizelim.

Derya: Projeden çok kendi üretim kısmına geçtik. Asıl hedefimiz, çiçeklerimizi kendimizin üretip kendimizin satması.

Şule: Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyelerinin desteğinin olduğunu söylemiştiniz. Meryem Kadın Kooperatifinden neler satın alabiliriz?

Derya: Adana’ya özgü turunç reçelimiz ve turunç marmelatımız yapıldı. Nisan ayında karnaval gerçekleşecek. Karnaval hazırlığımız başladı. Ankara’ya çiçeğimiz gelemeyebilir ama meyve kurularımız var. Birleşmiş Milletlerin destek olduğu çok küçük bir meyve sebze kurutma seramız var. Doktorların ortak olduğu serada, taze fasulyeden tutun da kuru domatesine kadar hepsini kuruttuk. Elimizde portakal, hurma, ejder meyvesi, muz gibi kurularımız var. İki hafta önce odun ateşinde pişen turunç reçelimiz ve marmelatımız var.

Şule: Paylaşmak istediğiniz başka bir şey var mı?

Derya: 8 Marta az bir süre kaldı. Mümkün olduğunca bütün etkinlikler ve bayramlarda kadın emeği olan ürünleri alsınlar. Kadın kooperatiflerinin finansal desteğe ihtiyaçları var. Bütün şirketler için söylüyorum bunu. Hem bize dokunmuş olurlar hem de evin ihtiyaçları olan erişte, meyve kuruları, reçelleri alırlarsa, daha sağlıklı olur bir çikolatadan. Tekstil kısmı için de geçerli. Bez çanta, Pazar çantası yaptırsınlar çalışma arkadaşlarına. Bütün kadın kooperatiflerinden ne alabilirim noktasında destek olmalarını istiyoruz. Kadın işletmelerinden aldıkları her ürünün, sosyal sorumluluk projeleri kapsamında tekrar bir geriye dönük vergi iadesi var. Bunu firmalar bilirse, en azından daha rahat bir şekilde Migros gibi bütün kadın kooperatiflerinden ürün talebinde bulunabilirler. Yıl sonunda aldıkları bir sosyal sorumluluk vergi indirimi var. Bunu bütün kurumsal firmalar yapabilirler diye düşünüyorum.

Şule: Biz de çok önemsiyoruz hem dergi olarak hem de kadınlar olarak bu ürünleri almayı ve yaygınlaştırmayı. Özge Hanım siz paylaşım yapmak ister misiniz son olarak?

Özge: 8 Mart haftasındayız. Kırılgan arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Okuma-yazma bilmeyen, topluma yeni kazandırdığımız arkadaşlarımız var. Mağdur kadın algısının olmadığı toplumda yaşamak istiyoruz. Beraberlik içinde, korkusuz bir biçimde kadınların yaşadığı bir gün olsun diyorum.

Şule: Dergimiz adına katıldığınız için her ikinize Meryem Kadın Kooperatifi adına da çok teşekkür ediyorum. Bundan sonraki çalışmalarınızda başarılarınızın daim olmasını diliyorum.

Sevgili umudun Kadınları izleyicilerimiz, rol Modellerimiz köşemizde ikinci kez konuk ettiğimiz Meryem Kadın Kooperatifinin yöneticileriyle birlikteydik. Umarız 8 Mart yaklaşırken çok çok güzel etkinlikler olur. Kadınlar mutlu olursa, kadınlar üretirse, herkes mutlu olur, herkes üretir diyoruz.

4 Mart 2025 https://x.com/meryemkadinkoop?s=11 https://www.facebook.com/share/15MxPCvx28/?mibextid=wwXIfr

https://www.instagram.com/meryemkadinkoop?igsh=MWJwNHVlMG8yYmo4OQ==

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.