HAZIRLAYAN: Selvet BAYRAKTAR TOKAT
Fatma Rüçhan ÇAMAY 30 Mayıs 1931'de İstanbul'da doğdu. Annesi Mebrure Hanım (Hasekin), babası Asım Bey'dir. Annesi ve babası o henüz bir yaşındayken ayrıldı. Mebrure hanım hamile kalınca Zoraki bir evlilik yapmıştı zaten Asım Bey babasının da baskılarıyla. Ona kalsa bebek hemen aldırılmalıydı. Çocukluğunda bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra, Ankara Radyosu'nda Türkiye'nin ilk kadın spikerlerinden biri olarak çalışmaya başlayan annesi Mebrure hanımla Ankara’ya taşındılar. Dolayısıyla çocukluğunun bir bölümü Ankara’da geçti. İlkokul ikinci sınıftan itibaren Maarif Koleji'nde yatılı olarak eğitim gördü. Müzik yeteneğini, müzik öğretmeni Celal İnce fark etti. BU durumu şu cümlelerle anlatır: “Türk Maarif Koleji’nde okurken iyi bir talebe değildim. Müzik hocamız da Celal İnce’ydi. Anneme ‘Bu kızın sesi fevkalade bir kabiliyettir. Mutlaka konservatuvara gitmesi lazım’ dedi. Çünkü o sıralarda beni çocuk müsamerelerine çıkartır, piyeslerde oynatırdı. Daha sonra da konservatuvara gönderdiler. Önce piyano talebesi olarak başladım. Şan derslerine de girip çıkıyordum çünkü şarkı söylemek istiyorum. Okulun meşhur caz sesi Erdoğan Çaplı’ydı. Caz şarkıları söylememi tavsiye etti. Radyolardan Amerikan caz müzisyenlerini dinlerdim. O şekilde de caz sanatçılığım ortaya çıktı.”
12 yaşında konservatuvar öğrencisi iken Ankara Radyosu Çocuk Kulübü'nde Nedim Otyam'ın yönetimindeki koroda yer aldı. Caz müziğe ilgisi öğrencilik yıllarında başladı ve Ankara Radyosu'nda caz söyledi. Sahneye ilk kez 1947 yılında İstanbul'da çıktı. Konservatuvar eğitimini yarıda bırakarak İstanbul'a yerleşti. Taksim Belediye Gazinosu'nda bir Hollandalı kimliğinde şarkı söylemeye başladı; Rüşan" adını kullandı; Türk olduğu anlaşılınca Taksim Belediye Gazinosu'nun gece kulübü bölümünde (pavyon) orkestra şarkıcısı olarak devam etti. Eşi film yapımcısı ve yönetmeni Turgut DEMİRAĞ ile orada tanıştı. 1948 yılından itibaren dört sene kendisiyle bütün aile baskılarını aşarak birlikte yaşamayı başardı. O yıllar düşünülünce gerçekten büyük bir cesaret. Sırılsıklam âşık olmuştu Turgut’a. Sevgilisi sahneye çıkmasını yasakladı. Ne kadar da tanıdık değil mi? O arada birkaç sene sahne yaşamına ara verdi. Evlilik teklifi beklerken Amerika’dan bir iş teklifi aldı. Turgut bunu kabul etmez diye düşündü ama çok yanıldı. Sevgilisi bilhassa gitmesini istedi. Planları farklıydı çünkü. Hayatında başka bir kadın vardı. Zaten oldukça varlıklı olan Turgut DEMİRAĞ fazlasıyla çapkındı. Rüçhan defalarca aldatıldı. Amerika da harika bir caz kariyeri yolunda ilerlerken Turgut DEMİRAĞ tarafından apar topar evleneceklerini söyleyerek geri çağırıldı. Çünkü yokluğunda nişanlanan Turgut’u nişanlısı ortada bırakmıştı. Aşkı seçti ve hemen Türkiye’ye döndü. Kariyeri ortada kala kaldı.1953 yılında evlendiler. 1954'te Muhteşem, 1956'da film yıldızı ve şarkıcı olan kızı Melike dünyaya geldi. Çocuklarını büyütürken 9 yıl sanat hayatına ara verdi. Yılları çok kalabalık bir çevrede geçti. Çocukluğunda babasından asla göremediği ilgiyi ne yazık ki eşinden de hiç görmedi. Oysa en büyük ihtiyacı buydu. Değerli olma ve sevilme. Oğlunun doğumu bir hayli zor geçti. 3 günlük doğum sürecinde eşi hastaneye sadece bir kez uğradı. 1961 yılında evliliklerini sonlandırdılar, ancak 1965 yılında yeniden evlendiler. Tabi ki ne çapkınlıklar bitti ne de huzur geldi. Yeniden ayrıldılar.
O yılları 91 yaşındayken hürriyet gazetesine verdiği röportajda şöyle anlatıyor: “Turgut Demirağ ile daha önce karşılaşmıştık. Beni dinlemişti fakat ilgilenmemişti bile. Rüyamda bir ses ‘O adam senin kocan olacak’ dedi. Amerika’da çok da meşhur olacakken döndüm ve evlendim. Sahnelere de ara verdim. 1956’da kızım Melike Demirağ dünyaya geldi. Evlendikten sonra mutlu bir hayatım olmadığı ve kocamla iyi geçinemediğim için boşandım.”
ÇAMAY, “Amerika’dan döndüğünüz için pişman mısınız?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Pişmanlık tabii var. Keşke daha iyi bir kariyerim olsaydı. Çünkü kocam bana çok çok üzüntülü yıllar yaşattı. Aşk ve kariyer bir arada gitmedi. Âşık oldum ve eski eşim kariyerimi engelledi.” Dönelim sanat hayatına.
1948 yılında Kani Kıpçak'ın yönettiği, baş rolünde Cahide Sonkun’un oynadığı Yuvamı Yıkamazsın adlı filmde rol aldı.
1950'de İstanbul Radyosu'nda Şerif Yüzbaşıoğlu orkestrası eşliğinde Rüçhan ÇAMAYve Arkadaşları adıyla caz programları yapmaya başladı. Mehmet Muhtar'ın yönettiği İstanbul Geceleri adlı komedi filminde rol aldı, şarkı söyledi. 1952 yılında ABD'li sanat ajanı William Morris'ten aldığı davet üzerine ABD'ye gitti. 2,5 ay kaldığı New York'ta Mezonette adlı kulüpte çalıştı; çok sayıda radyo programına katıldı. CBS televizyon kanalının bir programına davet edildi ve konuk olduğu Art Link Letter Show adlı programda Türk Halk Müziği seslendirdi. Çamay, bu programa katılarak Türk sanat dünyasından "televizyonda şarkı söyleyen ilk şarkıcı" oldu. 1969 yılında ise Alman televizyonunda Studio Europa adlı programda Helmut Zacharias orkestrası eşliğinde Samanyolu şarkısını ve modernize edilmiş bir Azeri türküsünü seslendirdi. Çamay, 1962 ve 1964 yıllarında iki filmde daha rol aldı.1960'lı yıllarda Türkiye'de Türkçe şarkı talebi artınca "Gölgen Yeter Bana" adlı parçasını 45'lik plak yaparak ilk Türkçe sözlü plağını çıkardı. 1966'da Moskova Film Festivali'nde konserler verdi. Milliyet Liseler arası Müzik Yarışması’nda, Ayla Dikmen, Erkin Koray, Bedri Koraman ve Dario Moreno ile birlikte jüri üyesi olarak yer aldı.
Rüçhan Çamay, 1967'de bir kez daha ABD'ne giderek burada çalışmalar yaptı.
Sanatçı, 1972 ve 1974 yıllarında iki plak kaydetti. 1974 yılında kızı Melike Demirağ'ın başrollerinden birini oynadığı Arkadaş filmi ve aynı isimli şarkısıyla yaptığı çıkışın ardından Rüçhan Çamay, 1975 yılında bir yüzünde, Cabaret müzikalindeki Money Money şarkısından esinlenerek oluşturulan "Para Parra Parrra" adlı şarkının, diğer yüzünde Şanar Yurdatapan-Atilla Özdemiroğlu'nun Çocukluğum adlı şarkısının yer aldığı plağı kaydetti. Bu plak çok kısa sürede en çok satanlar listesine girdi. 1980 yılında şarkıcı Leyla Sayar ile beraber Sümer Bayer tarafından fidye için kaçırıldı. Sümer Bayer, Vatan Şaşmaz’ı öldüren Filiz Aker’in ağabeyidir. 9 Ağustos 1981 tarihinde Fenerbahçe'de bir gazinoda jübile yaparak sanat çalışmalarını bıraktı. 2003 yılında, intihar sonucu oğlu Muhteşem Demirağ'ı kaybetti.
Sanatçı, 2007 yılında İKSV Caz Festivali'nin Yaşam Boyu Onur Ödülü'ne değer görüldü. Hayatı, 2021 yılında gazeteci Dilek Yaraş tarafından Kayıp Diva - Rüçhan Çamay'ın Hayatı adıyla kitaplaştırıldı. Son yıllarında spiritüel dünyaya yöneldi. Acılarını böyle mi yok saya biliyordu bilinmez ama hakkında yazılan kitaptan da anlıyoruz ki çok fazla yüzleşmeyi sevmiyor duygularıyla.
Yine hürriyete verdiği röportajda son günlerini şöyle anlatıyor. “Sabah kahvaltımı ederim, gazete ve kitaplarımı okurum. Instagram için özel olarak çektiğim videolarımı yaparım. Televizyon izlerim, akşam olur yemeğimi yer yatarım. Yaşlı olduğum için dışarı çıkamıyorum. Baş dönmelerim oluyor. Artık hiç şarkı söylemiyorum. O iş tamamen kapandı. Şimdi ruhsal gelişimimi yaşıyorum. İnsanların ruhunun gelişmesine hizmet etmeye çalışıyorum. Ben sadece tekâmül etmenin yollarını arıyorum, bulduğum zaman da insanlara iletiyorum.” İlerleyen yaşına rağmen sosyal medya hesabını aktif kullanan sanatçı, burada kitap önerileri de veriyor:
“Orada insanların yorum yapması çok hoşuma gidiyor. İyi ki varlar. Artık insanlığa hizmet etmeye adamışım kendimi.” Çamay, Türkçe caz dinlemediğini belirtiyor: “Artık müzikle fazla ilgim yok. Yeni çıkan isimleri de dinlemiyorum. Tamamen ruhsal gelişim için yaşıyorum. Sadece Münir Nurettin Selçuk ve Tarkan’ı dinlerim.
Geri dönüp baktığımda çok güzel bir ömür geçirdim. Başlangıçta çok sıkıntılarım olmasına rağmen... Eşimden ayrıldıktan sonra ruhumu yükseltmesi için bulduğum bilgilerle yaşadım. İnsanlara hizmet ettim ve ruhumu da parlatmaya çalıştım. Benim caz söylemem ile Türkçe şarkı okumam arasında çok fark vardı. Gözümü açtığım andan beri cazla büyüdüm.”
ÇAMAY İstanbul'da doğal nedenlerden 9 Temmuz 2025'te 94 yaşında hayatını kaybetti. 11 Temmuz 2025'te Zincirlikuyu Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
•Rüçhan ÇAMAY’IN filmleri: 1964 – Aşk ve Kin (Nikâh Şahidi)
•1962 – Zorla Evlendik
•1950 – İstanbul Geceleri
•1947 Yuvamı Yıkamazsın.
RÜÇHAN ÇAMAYIN plakları: 1968 – Rüzgarlı Bir Akşam Üstü & Gölgen Yeter Bana
•1968 – İncinen Hatıralar & O Adam
•1968 – Babam Gibi & Yaşanmaz Aynı Evde (Tanju Okan ile düet)
•1974 – Tanrım İnsaf Et & Lililoy
•1975 – Para Parra Parrra & Çocukluğum
•1976 – Ne Haber & Yavaş Yavaş
•1977 – Televizyon & Daha Dur
•1977 – Gönlüm Çok Zengin & Sorma Gitsin
•1978 – Yeter & Sevgiden On Almalıyız
Birçok kadınla benzeyen yaşam hikayesiyle bir Rüçhan ÇAMAY geçti bu dünyadan. Cesur, mücadeleci ve bedeller ödemek durumunda kalan bir kadın. Üzüntüler, ihanetler, engellenmeye çalışılan bir kariyerle yine kalıplara sokulmaya çalışılan bir hayat. Işıklar içinde uyu pop müziğinin divası. Huzur içinde kal. İyi ki geldin iyi ki iz bıraktın dünyamızda.
Kaynaklar: Cumhuriyet gazetesi, hürriyet gazetesi ve dilek yaraşın bir kayıp diva Rüçhan ÇAMAYIN Hayatı adlı kitabı.
22.07.2025
Fatma Rüçhan ÇAMAY 30 Mayıs 1931'de İstanbul'da doğdu. Annesi Mebrure Hanım (Hasekin), babası Asım Bey'dir. Annesi ve babası o henüz bir yaşındayken ayrıldı. Mebrure hanım hamile kalınca Zoraki bir evlilik yapmıştı zaten Asım Bey babasının da baskılarıyla. Ona kalsa bebek hemen aldırılmalıydı. Çocukluğunda bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra, Ankara Radyosu'nda Türkiye'nin ilk kadın spikerlerinden biri olarak çalışmaya başlayan annesi Mebrure hanımla Ankara’ya taşındılar. Dolayısıyla çocukluğunun bir bölümü Ankara’da geçti. İlkokul ikinci sınıftan itibaren Maarif Koleji'nde yatılı olarak eğitim gördü. Müzik yeteneğini, müzik öğretmeni Celal İnce fark etti. BU durumu şu cümlelerle anlatır: “Türk Maarif Koleji’nde okurken iyi bir talebe değildim. Müzik hocamız da Celal İnce’ydi. Anneme ‘Bu kızın sesi fevkalade bir kabiliyettir. Mutlaka konservatuvara gitmesi lazım’ dedi. Çünkü o sıralarda beni çocuk müsamerelerine çıkartır, piyeslerde oynatırdı. Daha sonra da konservatuvara gönderdiler. Önce piyano talebesi olarak başladım. Şan derslerine de girip çıkıyordum çünkü şarkı söylemek istiyorum. Okulun meşhur caz sesi Erdoğan Çaplı’ydı. Caz şarkıları söylememi tavsiye etti. Radyolardan Amerikan caz müzisyenlerini dinlerdim. O şekilde de caz sanatçılığım ortaya çıktı.”
12 yaşında konservatuvar öğrencisi iken Ankara Radyosu Çocuk Kulübü'nde Nedim Otyam'ın yönetimindeki koroda yer aldı. Caz müziğe ilgisi öğrencilik yıllarında başladı ve Ankara Radyosu'nda caz söyledi. Sahneye ilk kez 1947 yılında İstanbul'da çıktı. Konservatuvar eğitimini yarıda bırakarak İstanbul'a yerleşti. Taksim Belediye Gazinosu'nda bir Hollandalı kimliğinde şarkı söylemeye başladı; Rüşan" adını kullandı; Türk olduğu anlaşılınca Taksim Belediye Gazinosu'nun gece kulübü bölümünde (pavyon) orkestra şarkıcısı olarak devam etti. Eşi film yapımcısı ve yönetmeni Turgut DEMİRAĞ ile orada tanıştı. 1948 yılından itibaren dört sene kendisiyle bütün aile baskılarını aşarak birlikte yaşamayı başardı. O yıllar düşünülünce gerçekten büyük bir cesaret. Sırılsıklam âşık olmuştu Turgut’a. Sevgilisi sahneye çıkmasını yasakladı. Ne kadar da tanıdık değil mi? O arada birkaç sene sahne yaşamına ara verdi. Evlilik teklifi beklerken Amerika’dan bir iş teklifi aldı. Turgut bunu kabul etmez diye düşündü ama çok yanıldı. Sevgilisi bilhassa gitmesini istedi. Planları farklıydı çünkü. Hayatında başka bir kadın vardı. Zaten oldukça varlıklı olan Turgut DEMİRAĞ fazlasıyla çapkındı. Rüçhan defalarca aldatıldı. Amerika da harika bir caz kariyeri yolunda ilerlerken Turgut DEMİRAĞ tarafından apar topar evleneceklerini söyleyerek geri çağırıldı. Çünkü yokluğunda nişanlanan Turgut’u nişanlısı ortada bırakmıştı. Aşkı seçti ve hemen Türkiye’ye döndü. Kariyeri ortada kala kaldı.1953 yılında evlendiler. 1954'te Muhteşem, 1956'da film yıldızı ve şarkıcı olan kızı Melike dünyaya geldi. Çocuklarını büyütürken 9 yıl sanat hayatına ara verdi. Yılları çok kalabalık bir çevrede geçti. Çocukluğunda babasından asla göremediği ilgiyi ne yazık ki eşinden de hiç görmedi. Oysa en büyük ihtiyacı buydu. Değerli olma ve sevilme. Oğlunun doğumu bir hayli zor geçti. 3 günlük doğum sürecinde eşi hastaneye sadece bir kez uğradı. 1961 yılında evliliklerini sonlandırdılar, ancak 1965 yılında yeniden evlendiler. Tabi ki ne çapkınlıklar bitti ne de huzur geldi. Yeniden ayrıldılar.
O yılları 91 yaşındayken hürriyet gazetesine verdiği röportajda şöyle anlatıyor: “Turgut Demirağ ile daha önce karşılaşmıştık. Beni dinlemişti fakat ilgilenmemişti bile. Rüyamda bir ses ‘O adam senin kocan olacak’ dedi. Amerika’da çok da meşhur olacakken döndüm ve evlendim. Sahnelere de ara verdim. 1956’da kızım Melike Demirağ dünyaya geldi. Evlendikten sonra mutlu bir hayatım olmadığı ve kocamla iyi geçinemediğim için boşandım.”
ÇAMAY, “Amerika’dan döndüğünüz için pişman mısınız?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Pişmanlık tabii var. Keşke daha iyi bir kariyerim olsaydı. Çünkü kocam bana çok çok üzüntülü yıllar yaşattı. Aşk ve kariyer bir arada gitmedi. Âşık oldum ve eski eşim kariyerimi engelledi.” Dönelim sanat hayatına.
1948 yılında Kani Kıpçak'ın yönettiği, baş rolünde Cahide Sonkun’un oynadığı Yuvamı Yıkamazsın adlı filmde rol aldı.
1950'de İstanbul Radyosu'nda Şerif Yüzbaşıoğlu orkestrası eşliğinde Rüçhan ÇAMAYve Arkadaşları adıyla caz programları yapmaya başladı. Mehmet Muhtar'ın yönettiği İstanbul Geceleri adlı komedi filminde rol aldı, şarkı söyledi. 1952 yılında ABD'li sanat ajanı William Morris'ten aldığı davet üzerine ABD'ye gitti. 2,5 ay kaldığı New York'ta Mezonette adlı kulüpte çalıştı; çok sayıda radyo programına katıldı. CBS televizyon kanalının bir programına davet edildi ve konuk olduğu Art Link Letter Show adlı programda Türk Halk Müziği seslendirdi. Çamay, bu programa katılarak Türk sanat dünyasından "televizyonda şarkı söyleyen ilk şarkıcı" oldu. 1969 yılında ise Alman televizyonunda Studio Europa adlı programda Helmut Zacharias orkestrası eşliğinde Samanyolu şarkısını ve modernize edilmiş bir Azeri türküsünü seslendirdi. Çamay, 1962 ve 1964 yıllarında iki filmde daha rol aldı.1960'lı yıllarda Türkiye'de Türkçe şarkı talebi artınca "Gölgen Yeter Bana" adlı parçasını 45'lik plak yaparak ilk Türkçe sözlü plağını çıkardı. 1966'da Moskova Film Festivali'nde konserler verdi. Milliyet Liseler arası Müzik Yarışması’nda, Ayla Dikmen, Erkin Koray, Bedri Koraman ve Dario Moreno ile birlikte jüri üyesi olarak yer aldı.
Rüçhan Çamay, 1967'de bir kez daha ABD'ne giderek burada çalışmalar yaptı.
Sanatçı, 1972 ve 1974 yıllarında iki plak kaydetti. 1974 yılında kızı Melike Demirağ'ın başrollerinden birini oynadığı Arkadaş filmi ve aynı isimli şarkısıyla yaptığı çıkışın ardından Rüçhan Çamay, 1975 yılında bir yüzünde, Cabaret müzikalindeki Money Money şarkısından esinlenerek oluşturulan "Para Parra Parrra" adlı şarkının, diğer yüzünde Şanar Yurdatapan-Atilla Özdemiroğlu'nun Çocukluğum adlı şarkısının yer aldığı plağı kaydetti. Bu plak çok kısa sürede en çok satanlar listesine girdi. 1980 yılında şarkıcı Leyla Sayar ile beraber Sümer Bayer tarafından fidye için kaçırıldı. Sümer Bayer, Vatan Şaşmaz’ı öldüren Filiz Aker’in ağabeyidir. 9 Ağustos 1981 tarihinde Fenerbahçe'de bir gazinoda jübile yaparak sanat çalışmalarını bıraktı. 2003 yılında, intihar sonucu oğlu Muhteşem Demirağ'ı kaybetti.
Sanatçı, 2007 yılında İKSV Caz Festivali'nin Yaşam Boyu Onur Ödülü'ne değer görüldü. Hayatı, 2021 yılında gazeteci Dilek Yaraş tarafından Kayıp Diva - Rüçhan Çamay'ın Hayatı adıyla kitaplaştırıldı. Son yıllarında spiritüel dünyaya yöneldi. Acılarını böyle mi yok saya biliyordu bilinmez ama hakkında yazılan kitaptan da anlıyoruz ki çok fazla yüzleşmeyi sevmiyor duygularıyla.
Yine hürriyete verdiği röportajda son günlerini şöyle anlatıyor. “Sabah kahvaltımı ederim, gazete ve kitaplarımı okurum. Instagram için özel olarak çektiğim videolarımı yaparım. Televizyon izlerim, akşam olur yemeğimi yer yatarım. Yaşlı olduğum için dışarı çıkamıyorum. Baş dönmelerim oluyor. Artık hiç şarkı söylemiyorum. O iş tamamen kapandı. Şimdi ruhsal gelişimimi yaşıyorum. İnsanların ruhunun gelişmesine hizmet etmeye çalışıyorum. Ben sadece tekâmül etmenin yollarını arıyorum, bulduğum zaman da insanlara iletiyorum.” İlerleyen yaşına rağmen sosyal medya hesabını aktif kullanan sanatçı, burada kitap önerileri de veriyor:
“Orada insanların yorum yapması çok hoşuma gidiyor. İyi ki varlar. Artık insanlığa hizmet etmeye adamışım kendimi.” Çamay, Türkçe caz dinlemediğini belirtiyor: “Artık müzikle fazla ilgim yok. Yeni çıkan isimleri de dinlemiyorum. Tamamen ruhsal gelişim için yaşıyorum. Sadece Münir Nurettin Selçuk ve Tarkan’ı dinlerim.
Geri dönüp baktığımda çok güzel bir ömür geçirdim. Başlangıçta çok sıkıntılarım olmasına rağmen... Eşimden ayrıldıktan sonra ruhumu yükseltmesi için bulduğum bilgilerle yaşadım. İnsanlara hizmet ettim ve ruhumu da parlatmaya çalıştım. Benim caz söylemem ile Türkçe şarkı okumam arasında çok fark vardı. Gözümü açtığım andan beri cazla büyüdüm.”
ÇAMAY İstanbul'da doğal nedenlerden 9 Temmuz 2025'te 94 yaşında hayatını kaybetti. 11 Temmuz 2025'te Zincirlikuyu Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
•Rüçhan ÇAMAY’IN filmleri: 1964 – Aşk ve Kin (Nikâh Şahidi)
•1962 – Zorla Evlendik
•1950 – İstanbul Geceleri
•1947 Yuvamı Yıkamazsın.
RÜÇHAN ÇAMAYIN plakları: 1968 – Rüzgarlı Bir Akşam Üstü & Gölgen Yeter Bana
•1968 – İncinen Hatıralar & O Adam
•1968 – Babam Gibi & Yaşanmaz Aynı Evde (Tanju Okan ile düet)
•1974 – Tanrım İnsaf Et & Lililoy
•1975 – Para Parra Parrra & Çocukluğum
•1976 – Ne Haber & Yavaş Yavaş
•1977 – Televizyon & Daha Dur
•1977 – Gönlüm Çok Zengin & Sorma Gitsin
•1978 – Yeter & Sevgiden On Almalıyız
Birçok kadınla benzeyen yaşam hikayesiyle bir Rüçhan ÇAMAY geçti bu dünyadan. Cesur, mücadeleci ve bedeller ödemek durumunda kalan bir kadın. Üzüntüler, ihanetler, engellenmeye çalışılan bir kariyerle yine kalıplara sokulmaya çalışılan bir hayat. Işıklar içinde uyu pop müziğinin divası. Huzur içinde kal. İyi ki geldin iyi ki iz bıraktın dünyamızda.
Kaynaklar: Cumhuriyet gazetesi, hürriyet gazetesi ve dilek yaraşın bir kayıp diva Rüçhan ÇAMAYIN Hayatı adlı kitabı.
22.07.2025
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.