sulesepin06@gmail.com
Bir masada oturmuş, ciddiyetle önündeki kağıtları inceliyor. Kısa, koyu kahverengi, küt saçları, vişne çürüğü uzun kollu, çizgili bir kazağı var.
Fatma Aykın, Atatürk'ün at üstünde olduğu bir heykelin önünde duruyor. Beyaz bir kapüşonlu sweat tişört ve siyah bir ceket giymiş, mavi kot pantolon ve pembe spor ayakkabılarla tamamlamış. Heykelin kaidesi taş bloklardan yapılmış ve üzerinde bir çelenk yer alıyor. Arka planda yeşil ağaçlar ve Türk bayrakları görülüyor. Gökyüzü açık ve güneşli.
SÖYLEŞİYİ YAPAN: Şule SEPİN İÇLİ

Şule: Umudun Kadınları Dergimizin sevgili izleyicileri. ‘Arı Kovanı’ köşemizde Fatma Aykın arkadaşımızla birlikteyiz. Kendisi teknolojiye hâkim ve kitaplarla çok geniş uğraşıları var. Biz onu bu iki yönüyle tanıyoruz ama farklı farkliyönleri de olabilir. Önce kendisini kısaca tanıtmasını isteyelim.

Fatma: Ben Fatma Aykın, 1993 doğumluyum. Memleketim Kastamonu. İstanbul’da yaşıyorum. Lise mezunuyum. Tanıttığım gibi kitaplarla ve teknolojiyle ilgilenmeyi onlarla uğraşmayı ve daha çok yeni bilgiler öğrenmeyi seviyorum.

Şule.: Körlük durumu nasıl oluştu?

Fatma: Doğduğumda iki gözüm de görmüyormuş. Katarakt varmış hatta bir tanesinde. Bir ameliyat sonrası bir gözüm
görmeye başladı. Uzun bir süre gördüm, normal yazı yazdım, okudum, yazdm ama daha sonra göz tansiyonu nedeniyle o gözüm de kapandı. Şu anda çok hafif bir ışık var diyebilirim, o da varla yok arası.

Şule: Körler okuluna gittin mi?

Fatma: Evet. Ortaokulda körler okuluna gittim, Türkan Sabancı’ya gittim, orta okulu orda tamamladım. Kabartma yazıyı, Brailleyi orada öğrendim.

Şule: Baston kullanmaya Hâkim misin?

Fatma: Evet, onu da Emirgan’da Reşitpaşa’da öğrendim. Bilgisayar kursu, baston eğitimi vardı, onları da orda öğrendim.

Şule: Şu an herhangi bir işte çalışmıyorsun sanırım.

Fatma: Hayır, çalışmıyorum.

Şule: Fatma, bilgisayar merakın nasıl oluştu? Yani neler yapıyorsun, ne kadar zamandan beri ilgileniyorsun bu işlerle?

Fatma: Bilgisayar merakım aslında Ortaokulda başladı benim, yani ben ortaokula gittiğimde ilk gördüm bilgisayarın konuşabildiğini, jawsla ben o zaman tanışmıştım, asında böyle ortamlara girmeyince, teknolojiden de bihaber oluyorsun. O yüzden bu okulların, bu eğitim merkezlerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Keza telefonu da ben ilk orada görmüştüm konuşabildiğini, o zamanlardan teknolojiye merakım gelişti. Daha çok İphonecular üzerinde ben kendimi geliştirdim. Daha sonra GETEM’de Engin Yılmaz’ın anlatımlarını dinledim. Daha sonra erişilebilir İphonecular platformunda ben de yönetici görevini aldım. İphone ile ilgili youtubede içerikler üretmeye başladım. Nasıl kullanabiliriz, hangi uygulamada neler
yapabiliriz gibi konuları anlatmaya başladım.

Şule: Bunlar çok güzel ve verimli çalışmalar. Bazan sıkıntı yaşadığınız oluyor mu? İnsanlar çok fazla soru soruyorlar, herkesin öğrenme biçimleri farklı olabiliyor.

Fatma: Tabii ki mutlaka yaşamaz mıyız. Bir kere şöyle bir durum oluyor. İnsanlar genelde takip etmiyorlar. Takip etseler, her sorunun cevabını alacaklar. Şöyle bir durum oluyor: “İşim düşünce soru sorayım. Gerisi önemli değil.” Diyorlar ama o soru daha önce sorulmuş, defalarca cevaplanmış olabiliyor. Bu konularda tekrara düştüğümüz için, aynı soruları cevaplamaktan bazan yorulduğumuz olabiliyor.

Şule: Bizler de çok mesaj gelince takip etmekte zorlanıyoruz. Öğrenme biçimleri de çok farklı. Bazıları uygulama yaparak,
bazıları araştırarak ve anlatarak öğreniyor. Teknoloji ve bilgisayar dışında özel olarak merak ettiğin uğraştığın başka konular var mı?

Fatma: Şu aralar youtuberlik sürecim başladı. Kitaplarla ilgili yazarları konuk alıyoruz. Kendime ait bir kanal açtım. Kitap anlatımları yapıyorum, ‘Kitap Kolikler’ isimli. Hangi yazarlar körler camiasında daha çok okunuyor? Kimi çağırabiliriz diye araştırıyorum. Arkadaşlar tarafından katılımlar ve güzel dönüşler keyifli oluyor.

Şule: Video kesme, yapıştırma gibi konulara hâkim misin?

Fatma: Bir ekibimiz var. Kız kardeşim Tuğçe Aykın ve Erişilebilir İPhonecular yönetiminden Murat Doğan Işık youtube kanalımın moderatörleri. Kesme, biçme, fazla eee dediğimiz yerleri montajlama, efekt koyma işlerini onlar çok güzel hallediyorlar. Çok başarılılar.

Şule: Bunları çok kolay yapabilirsin ama zaman bulamadığını düşünüyorum.

Fatma: Gerçekten zaman sorunu var.

Şule: Bir kitap grubun var. Kitaplara olan ilgini ve yaptığın farklı çalışmalarını biraz açabilir misin?

Fatma: Kitaplara ilgim lisede başladı. Daha öncesinde kitap dinleme gibi bir merakım hiç yoktu. Ortaokuldayken Türkçe öğretmenimiz bize sınıfta bir kitap dinletmişti. ‘Şeker Portakalı.’ Benim için bu kitabın özel bir yeri vardır. Bu kitabı çok beğenmiştim ama okumaya yönelmemiştim. Lisede bir edebiyat öğretmenimin teşvikiyle başladım. Daha sonra sesli kitaplarla tanıştım. Bu merakım gitgide arttı. Sonra whatsap gruplarına katıldım. Birkaç kitap kolikleri grubum var. Burada arkadaşlarla kitap üzerine sohbet ediyoruz. Bunu artık kendi kendimize yapmayalım. Bir de yazarları çağıralım. Okuduğumuz kitapları onlarla birlikte konuşalım istedim. Bu da güzel ve keyifli oldu. Kitap okuyup, film izleyip bunları biriyle konuşmayı çok seviyorum. Böyle bir topluluğa sahip olduğum için de çok mutluyum.

Şule: İnsanlarla bir şeyler paylaşınca hem o konular akılda kalıyor hem de daha çok bilgi edinmiş oluyoruz ve öğrenmiş oluyoruz. Yeni yeni yazarları da tvitırdan buluyorsun galiba.

Fatma: Bazılarını tvıterden, bazılarını da instegramdan buluyorum. Gruptaki arkadaşlar da sağ olsunlar bu konuda ayarlama yapıyorlar. Onlar da bazı yazarlara yazıyorlar. Gönüllü okuyucularımızdan sevgili Sema Özer destek çıkan isimlerden bir tanesi. Sağ olsun yazarlar da geri dönüş yapıyorlar. Rastgele Osman Balcıgil’e ilk kez yazmıştım. Cevap vereceğini hiç düşünmemiştim. Kafamda böyle bir proje dahi yoktu. Cevap verince, “Aa bu acaba devam eder mi?” diye düşünerek biz bu you tube kanalını kurduk. Sağ olsunlar yazarlarımız ilgi gösterdiler.

Şule: Bu çalışmalarda yönetici olduğunu da gördük. Çok güzel yönetiyorsun. Bunu izleyicilerimiz duysunlar ki belki kayıtlardan ulaşıp izlemek isteyebilirler. Yazarlarımızla ilgili kayıt da alıyorsunuz değil mi?

Akşamları sunuculuk moderatörlük görevini üstleniyorum. Kayıt yapıyoruz. Moderatör yardımcılarım yine Tuğçe Aykın ve Murat Doğan Işık, onlar kayıt alıyorlar. Bu organizasyonda mikrofona hâkim olmak da çok önemli. Mikrofonları kapatma konusunda Tuğçe bize yardımcı oluyor. Yoksa sesler, tekrarlar üst üste biner ve hiçbirimiz ne konuştuğumuzu anlayamayız. Çok sağlıklı bir süreç oluyor bu Google Meet olayı.

Şule: Ekip olarak çalışmanın hali başka, tabii iyi bir ekipse. Kadınlar teknolojik konularda kendilerini daha az geliştiriyor gibi görünüyorlardı ama son zamanlarda bayağı bir artış oldu. Bu konuda neler söylersin?

Fatma: Merak, kendi kendine bir şey yapabilme isteğiyle doğuyor aslında. Eskiden akıllı telefon yoktu, tuşlu telefonları kullanıyorduk. Telefonu açma, alo deme mantığıyla yetiniyorduk hepimiz. Şimdi birilerinin bir şeyler yapabildiğini gördükçe insanın kendi kendine bir şeyler yapabilme ihtiyacı doğuyor. Face bookuma kendim gireyim, mesajlarımı kendim cevaplayayım, tiviti ben atayım, fotoğrafımı kendim paylaşayım ihtiyacı çok önemli bir ihtiyaç bence. Bundan dolayı artık kadınlar da teknolojiye merak sarıyorlar.

Şule: Biz de dergi olarak teknolojiye ilgi duyan kadınları Arı Kovanı köşemizde bolca ağırlıyoruz ki insanlar birazcık daha motive olsunlar, bu işlere ilgi duysunlar diye. Çünkü yapamayacağım diye bir şey yok.

Fatma: Kesinlikle. Hem bilgisayar konusunda hem de telefon konusunda yapabileceğimiz çok şey var. Mutlaka araştırsınlar, ilgi duysunlar.

Şule: Yazma konusunda bir deneyimin var mı?

Fatma: Eskiden çok fazla öykü yazardım. Sonra okumaya başlayınca öykü yazma olayını bıraktım. Tekrar geri dönmek istiyorum artık. Bu kadar okuduktan sonra, bu kadar birikimden sonra bir şeyler yazmayı düşünüyorum. Nasıl olur bilemiyorum.

Şule: Şöyle de bir durum oluyor: Farklı yazarlardan okuyunca kendi yazdıklarını beğenmemeye başlıyor insan. Çok da güzel yazılar ortaya çıkabiliyor. Kendimize haksızlık etmemeliyiz. Varsa öykülerin dergimizde seve seve yayımlayabiliriz.

Fatma: Çok teşekkür ederim. Bu konuda kendimi biraz daha geliştirmem gerekir. Ondan sonra yazarsam tabii seve seve.

Şule: Söylemek istediğin başka bir mesajın varsa onu da alalım istersen.

Fatma: Herkese selamlarımı gönderiyorum. Teknolojiden uzak durmamalarını, kitaplardan, filmlerden haberdar olmalarını, yeni bilgilere açık olmalarını, Öğrendiklerini paylaşmalarını tavsiye ederim. Paylaşmak çok güzel, insanı motive ediyor ve mutlu ediyor. Mutlu olmanın en kolay yollarından bir tanesi, bilgiyi bir başkasıyla paylaşmak herhalde.

Şule: Biz de seni yol gösterici olarak ilan ediyoruz zaten dergimizde.

Fatma: Çok teşekkür ediyorum.

Şule: Sevgili Umudun Kadınları izleyicilerimiz, bir söyleşimizin daha sonuna geldik. Arı Kovanı köşemizde Fatma Aykın arkadaşımızı konuk ettik. Başka bir söyleşide, kim bilir karşımıza kimler çıkacak, bunu da bilmiyoruz. Sürprizlerimizle kalın.

1 Mart 2025

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.