selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Çeşitli renklerde ve şekillerde birçok ilaç hapı. Renkler arasında mavi, pembe, sarı ve beyaz bulunuyor. Bazı haplar yuvarlak, bazıları  oval şekilde.

Merhabalar değerli Umudun Kadınları takipçileri, yepyeni bilimsel araştırmalarla sizlerleyiz.



Önce başlıklar:



Antibiyotikler hakkında şaşırtan araştırma: 'Öksürüğün süresi ve şiddeti üzerinde etkisi yok’



Bilim insanları, abur cubur tüketmek ile kanser arasındaki bağlantıyı keşfetti



Antibiyotikler hakkında şaşırtan araştırma: 'Öksürüğün süresi ve şiddeti üzerinde etkisi yok



ABD'de yapılan bir çalışma, antibiyotiklerin çoğunun alt solunum yolu enfeksiyonunu geçirmede etkili olmadığını, enfeksiyon bakteri kaynaklı olsa da öksürüğün şiddeti ya da süresini etkilemediğini gösterdi. Georgetown Üniversitesi Tıp Fakültesinden yapılan açıklamaya göre, Georgetown Üniversitesi Tıp Merkezi ve Wisconsin Üniversitesinden araştırmacılar, ABD'de alt solunum yolu enfeksiyonları için birinci basamak veya acil sağlık ünitelerine başvuran kişilerle ilgili bir çalışma yaptı. Araştırmacılar, yüzde 29'u bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan uygun antibiyotikler reçete edilen bu hastalarda, antibiyotiklerin öksürüklerinin şiddeti ya da süresini etkilemediğini, bu anlamda antibiyotik reçete edilmeyen hastalarla aralarında fark olmadığını tespit etti. Enfeksiyonu belirlemek için mikrobiyolojik laboratuvar testlerinde patojen taraması yapan araştırmacılar, sonuçları sadece bakteri, sadece virüs, hem bakteri hem virüs içerenler ve hiçbir organizma içermeyenler olarak 4 sınıfa ayırdı. Bakteriyel enfeksiyonu teyit edilen kişilerdeki iyileşme süresi antibiyotik alanlarla almayanlarda aynı sürdü, yani 17 gün olarak belirlendi. Araştırmacılardan Dan Merenstein, üst solunum yolu enfeksiyonlarının soğuk algınlığı, farenjit, sinüs ya da kulak enfeksiyonlarını kapsadığını ve antibiyotik reçete edilip edilmeyeceğini belirlemenin iyi bilinen yolları olduğunu ifade etti. Diğer yandan alt solunum yolu enfeksiyonlarının daha tehlikeli olma potansiyeli taşıdığını, bu hastaların yüzde 3 ila 5'inde zatürre görüldüğünü belirten Merenstein, birinci basamak sağlık birimlerinde röntgene erişim kolay olmadığından hekimlerin bakteri enfeksiyonuna dair kanıt olmadan antibiyotik reçete edebildiğini kaydetti. Merenstein, "Ayrıca hastalar, faydası olmasa bile öksürük için antibiyotik beklentisine girdi.



Merenstein, temel semptom giderici ilaçlar ve zaman, çoğu insanda enfeksiyonlara çözüm getiriyor." ifadelerini kullandı.



Dünya Sağlık Örgütünün 4 Nisan'da yayımladığı bildiriye göre, antibiyotiklerin aşırı kullanımının neden olduğu kontrolsüz antimikrobik direncin, ortalama yaşam süresini kısaltması, benzeri görülmemiş sağlık harcamalarına ve ekonomik kayıplara yol açması bekleniyor.



Bilim insanları, abur cubur tüketmek ile kanser arasındaki bağlantıyı keşfetti



Singapur'daki bir araştırma ekibi, yüksek yağlı ve şekerli gıdalar tüketmenin vücudun tümör baskılamada çok önemli bir geni geçici olarak kapatabilen bir bileşik üretmesine neden olduğunu keşfetti. 



Çığır açan bir keşifle, metilglioksalın BRCA2 geninin kanserle mücadele yeteneklerini bloke edebildiği ortaya çıktı.



Singapur Ulusal Üniversitesi Kanser Araştırmaları Merkezi'nin baş araştırmacısı ve direktörü Dr. Ashok Venkitaraman, "[M]etilglioksal, BRCA2 proteininin yıkımını tetikleyerek hücrelerdeki seviyelerini düşürür. Bu etki geçicidir, ancak BRCA2'nin tümör önleyici işlevini engelleyecek kadar uzun sürebilir" dedi.



Medical News Today'e konuşan Dr. Venkitaraman, yağ ve şeker açısından zengin ultra işlenmiş gıdaların sık tüketiminin genetik hasarın artmasına ve kanser riskinin yükselmesine yol açabileceğini söyledi.



Dr. Venkitaraman ayrıca, "Metilglioksalın BRCA2'nin tümör önleyici işlevini engellediğini ve sonuçta DNA'mızda kanser gelişiminin erken uyarı işaretleri olan hatalara neden olduğunu bulduk" diye ekledi.



Cell dergisinde yayınlanan çalışmada, diyabetli ve prediyabetli bireylerin sıklıkla yüksek metilglioksal seviyelerine sahip olduğu da belirtildi. 



Araştırmacılar, çalışmanın insan denekler yerine hücre kültürleri üzerinde yürütüldüğü için daha fazla araştırmanın gerekli olduğu konusunda uyarıda bulundu.



İlginizi çekeceğini umduğumuz bilim haberleriyle buluşturmaya çalıştık sizleri. Gelecek sayımızda buluşmak üzere.



23 Nisan 2024

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.