Merhabalar değerli takipçilerimiz, yine birbirinden farklı bilimsel çalışmalarla sizlerleyiz.
Önce başlıklar:
Bilim insanları yapay testisler oluşturdu
Ayrılık acısını atlatmanın yolu bulundu
Covid-19 aşılarında iki yan etki tespit edildi
Bilim insanları yapay testisler oluşturdu
Laboratuvarda bir çift küçük yapay testis oluşturuldu.
"Cesur Yeni Dünya" romanında hayal edilen geleceğe bir adım daha yaklaşıyoruz Bilim insanları, yapay testisler oluşturma konusundaki araştırmalarını hızlandırıyor. Bu çalışmalar, üreme sağlığı alanında önemli bir ilerleme vadederken, kısırlık gibi ciddi sağlık sorunlarına çözüm bulma potansiyeline sahip olacak… Goodman Yaşam Bilimleri Fakültesi ve Nanoteknoloji Enstitüsü'nde kıdemli öğretim görevlisi Nitzan Gönen, "Yapay testisler, testis gelişimi ve işlevi üzerine temel araştırmalar için umut verici bir modeldir ve bu model, cinsel gelişim ve kısırlık bozuklukları için terapötik uygulamalara dönüştürülebilir." Dedi. Uluslararası Biyolojik Bilimler Dergisi'nde yayınlanan yakın tarihli bir çalışmada Gonan'ın laboratuvarı, doğal bir testisin boru şeklindeki yapılarına benzeyen, Organoid adı verilen küçük yapay organları başarıyla yarattı. Organoidler, doğal organlara benzeyen ve organ gelişimi ve hastalıklarına yeni bakış açıları sunan, yapay olarak büyütülmüş küçük hücre kütleleridir.
Bu yapay organ benzeri yapıları oluşturmak için Gönen ve meslektaşları, yeni doğmuş farelerden olgunlaşmamış testis hücreleri topladı ve kültürledi. Hücreler laboratuvarda dokuz hafta boyunca büyütüldü; bu, teorik olarak sperm üretimi ve hormon salgılama sürecini tamamlamaları için yeterli bir süre.
Ayrılık acısını atlatmanın yolu bulundu
Ayrılık acısı, yaşamın en zorlu dönemlerinden biri olabilir ve birçok kişi için derin bir acı ve üzüntü kaynağıdır. Ancak, son zamanlarda yapılan araştırmalar ve psikolojik çalışmalar, ayrılık acısını atlatmanın ve yeniden hayata bağlanmanın etkili yollarını keşfetti.
ABD'de bilim insanları, beyindeki biyolojik değişimlerin ayrılık acısını hafifletmeyi sağlayabildiğini belirtti. Tarla fareleri üzerinde yapılan çalışmada, eşlerini arayıp onlarla bir araya gelen kemirgenlerin beyinlerinde ‘zevk hormonu’ olarak bilinen dopamin seviyelerinde ciddi artış yaşandığını gözlemledi. Fakat tek eşli ilişkiler kuran bu kemirgenlerin, partnerlerinden uzun süre ayrı kaldıktan sonra dopamin seviyelerinde azalma gerçekleştiği belirlendi.
Bilimsel dergi Current Biology'de yayımlanan çalışmada, partnerinden 4 hafta ayrı kalan tarla farelerinin dopamin seviyesinde ciddi düşüş yaşandığına dikkat çekildi.
Colorado Boulder Üniversitesi'nden Zoe Donaldson, bu değişimin "ayrılık acısını azaltma" odaklı olduğunu belirtti. Araştırmanın yazarlarından olan nörobilimci, "Tarla fareleri, dopamin dinamiklerindeki bu değişimden sonra başka bir partner bulup tekrar bağ kurabiliyorlar. Fakat eski ilişkileri sürerken bunu yapamıyorlar" dedi. Donaldson, söz konusu durumun tarla farelerinin partnerlerini unuttuğunu değil, çiftlerin arasındaki bağın değer kaybettiğini gösterdiğini de söyledi.
Bu araştırmanın sonucunun ikili ilişkilerde yararlı olup olmayacağı tartışma konusu olabilir. Bu veriyle hareket edilirse, psikolojik zarara uğrayabilme olasılığı daha güçlü görünüyor.
Covid-19 aşılarında iki yan etki tespit edildi
Auckland Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı Küresel Aşı Veri Ağı (GVDN) adlı uluslararası iş birliğine katılan araştırmacılar, Covid-19 aşısı olduktan sonra hastaların daha büyük bir risk taşıyıp taşımadığını görmek için nöroloji, kan ve kalple ilgili 13 tıbbi durumu değerlendirdi.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre, çalışmada, kimlik bilgileri gizlenmiş milyonlarca Covid-19 aşısı olan kişinin verilerini inceledi ve aşı olduktan sonrasıyla öncesi karşılaştırıldığında çeşitli dönemlerde daha büyük bir sağlık durumu geliştirme riski olup olmadığını tespit etmeye çalıştı. Bazı hastaların mrna aşılarından sonra miyokardit ve perikardit gibi kalp iltihabı rahatsızlıklarına yakalandığı, bazılarındaysa viral vektör aşılarından sonra kas zayıflatan Guillain-Barré sendromu ve beyinde bir tür kan pıhtılaşması oluştuğu tespit edildi. Araştırmacılar ayrıca, viral vektör aşılarından sonra omuriliğin bir kısmında iltihaplanma (transvers miyelit) ve bazı kişilerde hem viral vektör hem de mrna aşısından sonra akut dissemine ensefalomiyelit diye de bilinen beyin ve omurilikte iltihaplanma ve şişme belirtileri buldu. Ancak esas koronavirüs enfeksiyonundan sonra nörolojik bir rahatsızlık geçirme riskinin, Covid-19 aşısından sonraki riske kıyasla yaklaşık 617 kat daha yüksek olduğunu belirten bilim insanları, "aşı olmanın faydalarının risklerinden önemli ölçüde daha ağır bastığını" öne sürüyor. Bilim insanları, "Bu çok ülkeli analiz; miyokardit, perikardit, Guillain-Barré sendromu ve serebral venöz sinüs trombozu için önceden belirlenmiş sinyalleri doğruladı" diye yazdı ve daha fazla çalışma gerektiren "diğer potansiyel sinyallerin" de belirlendiğini ekledi. Çalışmanın ortak yazarı Kristina Faksová yaptığı açıklamada, "Bu çalışmadaki popülasyonun büyüklüğü, nadir görülen potansiyel aşı sinyallerinin tespit edilme olasılığını artırdı. Tek bir merkez ya da bölgenin çok nadir sinyalleri tespit etmek için yeterince büyük bir popülasyona sahip olması pek mümkün değil" dedi. Araştırmacılar, Covid-19 aşılarının mevcut anlayışını geliştirmek ve büyük veriler kullanarak güvenirliğini daha iyi ortaya çıkarmak için daha fazla çalışma yürütüyor.
Gelecek sayımızda buluşmak dileğiyle umutla kalın.
20 Mart 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.