YAZAN: Gülseren MUNGAN
“Öfke, erkekleri kolay avlara dönüştürür.”
Zaman zaman kendimden, dünyada ve ülkemde olan bitenden, zorlu edebî okumalardan, hiçbir şey yazamamaktan, tembel ruh hâlimden kaçmak istediğimde, kızımın kütüphanesinden aşırdığım polisiye, gerilim, korku, fantastik öğeler içeren romanlara sarılırım. Zihnime çöreklenmiş, okuma, okuduğunu anlama, inceleme, irdeleme, yaratma, üretme adlı yılanın (İspanyollar gibi uzun bir adı var.) zehrinden kurtulmayı umarım. Bu tür okumalar, bedence ve zihince dinlenmem için bana iyi geldiğine inandığım okumalar…
Stephen King’in “DOKTOR UYKU” su bu nedenle seçtiğim romanlardan biri. Tanrı’nın, bazı insanlara doğaüstü yetenekler bakımından cömert davrandığını düşünmüşlüğüm çoktur. Özellikle bilimsel yöntemlerle kanıtlananlar konusunda bilgi sahibi oldukça, kanıtlanamayanlar için “henüz” ve “neden olmasın” demelerimi devreye sokarım. Fantastik gelir bazı şeyler bize, evet! Hayal dünyamızın ucu bucağı yoktur, evet! Ama heyecan verici, şaşırtıcı ve yaratıcı olan da bu değil midir?
Danny Torrance, özel yetenekleri olan küçük bir çocuktur. Gördüğü bazı şeylerden korkmaması için, kendi gibi bir yetişkinden ne yapması gerektiğine dair öğütler alır ve uygular. Bu yetişkin eğitici, büyükbabasının taciziyle karşılaşmış, aynı zamanda sadist olan bu adamdan ölesiye korkmuştur; büyükbaba, ölümünden sonra da torununun peşini bırakmamıştır. Kitabın ilk sayfalarında, sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun da (Andi) babasının tacizine yıllarca katlanmış olduğunu ve sonunda onu öldürerek hapse düştüğünü öğreniyoruz.
Stephen King’in neredeyse dünyanın her toplumunda rastlanan aile içi taciz ve şiddeti konu edinmiş olması, kabuk bağlamış derin bir yarayı açmaya çalışması hissiyatını yaşattı bana. Yakınları tarafından tacize uğrayanların ne yöne gidecekleri, çok bilinmeyenli bir denklem gibi karşımıza çıkar. Kimi, ruh sağlığını asla düzeltemezken, kimi küreksiz bir sandalda yol almaya çalışır.
Danny Torrance büyüdükçe, kendine acı, korku, kaygı veren özel yeteneklerini ötelemek için içkiye verir kendini. O dönemde yaptığı önemli bir hata, uzun yıllar yakasını bırakmayacaktır. Babasının tacizinden kurtulmak için onu öldüren, cezası bitince hapisten çıkan Andi’nin yolu, insandan başka bir türe dönüşmüş, özel yetenekli insanları bulup öldürerek “Buhar” adını verdikleri özleriyle beslenen bir klanla kesişir. Zira Andi’nin insanları uyutabilme yeteneği dikkatlerini çekmiştir. “Biz Gerçek Kardeşlikiz” adlı bu göçebe klan, üstün yetenekleri olan Şapkalı Rose tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Klanı, seçilmiş ve şanslı olduğuna inandıran bu kadın, Andi’yi öldürüp buharıyla beslenmek yerine onu dönüştürüp klana katılmaya ikna eder. Andi’nin dönüşümü sürecinde klanın özelliklerini daha iyi anlamak mümkün olur. Aslında, liderin tercihinin ardında onu acılarından kurtarmak ve intikam alma duygusunu yaşamasını sağlamaktır.
Danny, özel yeteneklerini yönetebileceğini öğrendiğinde, alkol alışkanlığından kurtulmayı başarır ve bir yaşlılar evinde çalışarak onların son yolculuğuna yardım eder. Ona bu nedenle “Doktor Uyku” adı verilir.
Kitabın en önemli karakterlerinden bir olan Abra, yüzünde bir zarla dünyaya gelmiş, henüz bebekken çevresini şaşırtacak olaylara neden olmuştur. Abra, tam bir doğa harikasıdır ve büyüdükçe, yapabilecekleri daha iyi anlaşılmaya başlar. Hiç tanımadığı Danny’yle zihinsel iletişim kurarak onunla arkadaş olur. Abra ve Danny, önemli diğer karakterlerle önemli işler başaracak, bilinmeyenleri ortaya çıkaracak ve aslında ne denli yakın olduklarını keşfederek kötülüğü yeneceklerdir. Kitapta çok sayıda ilginç karakter ve olayın işlenmiş olması, okuyucuya başka bir evrende şölene katılmış duygusu yaşatıyor.
Danny-Abra- Şapkalı Rose üçgeni, aslında bir hayatta kalma savaşımını barındırıyor. Yanı sıra, kin, nefret, intikam, öfke, korku, şiddet sarmalını içine alarak daha da güçleniyor. İnsanların yetenekleriyle beslenip yaşamını sürdüren, hiç beklenmedik bir nedenle (yazmıyorum çünkü can alıcı bir konu) yok olmaya mahkûm, şeffaflaşıp kaybolarak ölen üstün yetenekli kişilerden oluşmuş fantastik bir klanla, yine üstün yetenekli insanlar arasındaki ölüm-kalım mücadelesidir “Doktor Uyku”.
Kitabın dikkate değer en önemli yanı, bence, iyi-kötü arasında dengeyi kurmaya çalışması, iyiyi ve kötüyü sorgulatmasıdır. Ayrıca güzel bir atasözümüzü yaşatır bize: “Birlikten kuvvet doğar.”
30 Temmuz 2017
Doktor Uyku, Stephen King, Altın Kitaplar, 541 S.
“Öfke, erkekleri kolay avlara dönüştürür.”
Zaman zaman kendimden, dünyada ve ülkemde olan bitenden, zorlu edebî okumalardan, hiçbir şey yazamamaktan, tembel ruh hâlimden kaçmak istediğimde, kızımın kütüphanesinden aşırdığım polisiye, gerilim, korku, fantastik öğeler içeren romanlara sarılırım. Zihnime çöreklenmiş, okuma, okuduğunu anlama, inceleme, irdeleme, yaratma, üretme adlı yılanın (İspanyollar gibi uzun bir adı var.) zehrinden kurtulmayı umarım. Bu tür okumalar, bedence ve zihince dinlenmem için bana iyi geldiğine inandığım okumalar…
Stephen King’in “DOKTOR UYKU” su bu nedenle seçtiğim romanlardan biri. Tanrı’nın, bazı insanlara doğaüstü yetenekler bakımından cömert davrandığını düşünmüşlüğüm çoktur. Özellikle bilimsel yöntemlerle kanıtlananlar konusunda bilgi sahibi oldukça, kanıtlanamayanlar için “henüz” ve “neden olmasın” demelerimi devreye sokarım. Fantastik gelir bazı şeyler bize, evet! Hayal dünyamızın ucu bucağı yoktur, evet! Ama heyecan verici, şaşırtıcı ve yaratıcı olan da bu değil midir?
Danny Torrance, özel yetenekleri olan küçük bir çocuktur. Gördüğü bazı şeylerden korkmaması için, kendi gibi bir yetişkinden ne yapması gerektiğine dair öğütler alır ve uygular. Bu yetişkin eğitici, büyükbabasının taciziyle karşılaşmış, aynı zamanda sadist olan bu adamdan ölesiye korkmuştur; büyükbaba, ölümünden sonra da torununun peşini bırakmamıştır. Kitabın ilk sayfalarında, sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun da (Andi) babasının tacizine yıllarca katlanmış olduğunu ve sonunda onu öldürerek hapse düştüğünü öğreniyoruz.
Stephen King’in neredeyse dünyanın her toplumunda rastlanan aile içi taciz ve şiddeti konu edinmiş olması, kabuk bağlamış derin bir yarayı açmaya çalışması hissiyatını yaşattı bana. Yakınları tarafından tacize uğrayanların ne yöne gidecekleri, çok bilinmeyenli bir denklem gibi karşımıza çıkar. Kimi, ruh sağlığını asla düzeltemezken, kimi küreksiz bir sandalda yol almaya çalışır.
Danny Torrance büyüdükçe, kendine acı, korku, kaygı veren özel yeteneklerini ötelemek için içkiye verir kendini. O dönemde yaptığı önemli bir hata, uzun yıllar yakasını bırakmayacaktır. Babasının tacizinden kurtulmak için onu öldüren, cezası bitince hapisten çıkan Andi’nin yolu, insandan başka bir türe dönüşmüş, özel yetenekli insanları bulup öldürerek “Buhar” adını verdikleri özleriyle beslenen bir klanla kesişir. Zira Andi’nin insanları uyutabilme yeteneği dikkatlerini çekmiştir. “Biz Gerçek Kardeşlikiz” adlı bu göçebe klan, üstün yetenekleri olan Şapkalı Rose tarafından yönetilmekte ve yönlendirilmektedir. Klanı, seçilmiş ve şanslı olduğuna inandıran bu kadın, Andi’yi öldürüp buharıyla beslenmek yerine onu dönüştürüp klana katılmaya ikna eder. Andi’nin dönüşümü sürecinde klanın özelliklerini daha iyi anlamak mümkün olur. Aslında, liderin tercihinin ardında onu acılarından kurtarmak ve intikam alma duygusunu yaşamasını sağlamaktır.
Danny, özel yeteneklerini yönetebileceğini öğrendiğinde, alkol alışkanlığından kurtulmayı başarır ve bir yaşlılar evinde çalışarak onların son yolculuğuna yardım eder. Ona bu nedenle “Doktor Uyku” adı verilir.
Kitabın en önemli karakterlerinden bir olan Abra, yüzünde bir zarla dünyaya gelmiş, henüz bebekken çevresini şaşırtacak olaylara neden olmuştur. Abra, tam bir doğa harikasıdır ve büyüdükçe, yapabilecekleri daha iyi anlaşılmaya başlar. Hiç tanımadığı Danny’yle zihinsel iletişim kurarak onunla arkadaş olur. Abra ve Danny, önemli diğer karakterlerle önemli işler başaracak, bilinmeyenleri ortaya çıkaracak ve aslında ne denli yakın olduklarını keşfederek kötülüğü yeneceklerdir. Kitapta çok sayıda ilginç karakter ve olayın işlenmiş olması, okuyucuya başka bir evrende şölene katılmış duygusu yaşatıyor.
Danny-Abra- Şapkalı Rose üçgeni, aslında bir hayatta kalma savaşımını barındırıyor. Yanı sıra, kin, nefret, intikam, öfke, korku, şiddet sarmalını içine alarak daha da güçleniyor. İnsanların yetenekleriyle beslenip yaşamını sürdüren, hiç beklenmedik bir nedenle (yazmıyorum çünkü can alıcı bir konu) yok olmaya mahkûm, şeffaflaşıp kaybolarak ölen üstün yetenekli kişilerden oluşmuş fantastik bir klanla, yine üstün yetenekli insanlar arasındaki ölüm-kalım mücadelesidir “Doktor Uyku”.
Kitabın dikkate değer en önemli yanı, bence, iyi-kötü arasında dengeyi kurmaya çalışması, iyiyi ve kötüyü sorgulatmasıdır. Ayrıca güzel bir atasözümüzü yaşatır bize: “Birlikten kuvvet doğar.”
30 Temmuz 2017
Doktor Uyku, Stephen King, Altın Kitaplar, 541 S.
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.