Merhabalar, değerli okuyucu ve dinleyenlerimiz. Bu defa kadının güncesinde ülkemizdeki belediyelerin bazılarında yapılan güzel uygulamalara yer vereceğiz. Üretici kadınlarımızı unutur muyuz? Tabii ki hayır. Haydi, bakalım önce başlıklar:
CHP'li belediyeden kadınlara 'hijyenik ped' desteği
Buca’da cinsiyet eşitliğinde Avrupa standartları uygulanacak
7 yıl önce yapmaya başladığı reçelleri Japonya'dan bile sipariş alıyor
Tuzla Belediyesi personeline toplumsal cinsiyet eğitimi verildi
Mersin Büyükşehir Belediyesinden anne-çocuk kampı
Kocandan yazılı izin getir
Afgan kadınlara özgürlük' demişti: Paris 2024'ten diskalifiye edildi
CHP'li belediyeden kadınlara 'hijyenik ped' desteği
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi aracılığıyla kadınlara ayda bir kez 1 paket hijyenik ped desteği sağlanacağını duyurdu.
Kadınlar her ay 1 paket ücretsiz hijyenik pedi, merkezden kendileri başvurularıyla alabilecek.
Yetkililer, uygulamadan faydalanmak isteyen kadınların İstiklal Mahallesi Şair Fuzuli Caddesi No: 40 Kat: 5 adresine başvurabileceğini bildirdi.
Buca’da cinsiyet eşitliğinde Avrupa standartları uygulanacak
Belediyeler ve Bölgeler Konseyi (CEMR) tarafından hazırlanan Avrupa Yerel Yaşamda Kadın Erkek Eşitliği Şartı’na imza atan Buca Belediyesi, toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısını tüm hizmetlerine yaymak amacı ile Yerel Eşitlik Eylem Planı’nı hazırlıyor. Buca Belediyesi Meclis Salonu’nda birim müdürleri ve personele hazırlanan planla ilgili eğitim verildi. Yerel düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik etmek ve kadınların yaşam kalitesini artırmak için düzenlenen stratejik tutum belgelerinden oluşan plan hayata geçtiğinde, Buca’da cinsiyet eşitliğinde Avrupa standartları uygulanacak. Eylem planı doğrultusunda Buca Belediyesi kadınların yerel hizmetlerden eşit şekilde yararlanmaları, temsiliyetlerinin güçlendirilmesi, kent yönetimde eşit ve aktif rol oynayabilmeleri için somut çözümler belirleyerek kurum politikalarına entegre edecek.
7 yıl önce yapmaya başladığı reçelleri Japonya'dan bile sipariş alıyor
Aydın'ın Nazilli ilçesindeki kadın girişimciler örnek olmaya devam ediyor. Yaklaşık 7 yıl önce tek tencere ile başladığı reçel yapma işini geliştirerek bugün 40 çeşit reçele ulaştıran dört çocuk annesi Sevgül Batur, ürünlerini Avrupa'ya ihraç ediyor.
Aydın'ın coğrafi işaretli yöresel tarım ürünleri ile meşhur Nazilli ilçesinde ev ekonomisine destek amacıyla dün tencerelerinde kaynattıklarını bugün ihraç eder duruma gelen girişimci kadınlardan Sevgül Batur, ürettiği 40 çeşit reçelin yanı sıra son 7 yıldır taze incirden elde ettiği cipslerle de marka olma yolunda hızla ilerliyor. İlçeye bağlı DallıcaMahallesi'nde bulunan işletmesinde 20'den fazla kadına da istihdam sağlayan Batur, Avrupa ülkelerinin yanı sıra şimdi de Amerika için incir cipsi üretiyor. Hedefinin büyük olduğunu ifade eden Batur, “Aydın'ımızın güzel ürünlerini dünyada tatmayan kalmasın diye yurt dışına da açıldım. Ürünlerimiz Hollanda, Almanya ve İspanya'da marketlere girdi. Amerika, Japonya, İrlanda gibi birçok ülkeden de sipariş geliyor. Hedefim, devlet desteğiyle işletmemi büyütüp, kendi ismim ve markam ile yurt dışı pazarında önemli bir marka haline gelebilmek” dedi.
Aydın'ın en önemli marka değerleri arasında yer alan incirin tazesinden elde ettikleri incir cipsinin çok beğenildiğini ve artan talepler üzerine hem ürün çeşitliliğini hem de üretimini artırdığını söyleyen Batur, “2015-2016 yılında başladığımız işimizi 2024 yılına kadar daha da büyüttük. Nazilli'mizin ve Aydın'ımızın en kıymetli ürünleri arasında yer alan incirimize daha fazla katma değer katmak için buna yoğunlaştık. Sabah erken saatlerde bahçelerden toplanarak işletmemize getirilen en kaliteli, en güzel, en taze incirleri tek tek elden geçirerek dilimleyip kurutmaya hazırlıyoruz. Teraslarımızdaki güneş görmeyen özel kurutma alanlarına serdiğimiz incirler, kokusunu, aromasını yitirmeden 3 günde kuruyor. Güzel bir esinti altında tamamen hijyenik koşullarda kuruttuğumuz incir cipslerini, kışın canınız incir çektiğinde taze gibi yiyebileceğiniz şekilde hazırlamış oluyoruz. Taze incirin hafif yumuşaklığı, kokusu ve aroması gerçekten dalından koparılmış gibi yiyebiliyorsunuz. O lezzetine doyulmayan inciri biz Türkiye'nin dört bir yanına gönderdiğimiz gibi Avrupa'ya da gönderiyoruz. Son olarak bu sezonda Amerikalılar da taze incir cipsimizden tadacak. İncirimiz, Nazilli'ye getirdiği bereketi inşallah gittiği her eve de götürür. Geleneksel tat, uluslararası lezzet Nazilli'mizin incir cipsini muhakkak deneyin” şeklinde konuştu.
Tuzla Belediyesi personeline toplumsal cinsiyet eğitimi verildi
“Eşit Bir Gelecek Yerelden Başlar” projesi kapsamında Tuzla Belediyesi personeline toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme konularında eğitim verildi.
Tuzla Belediyesi ve Yanındayız Derneği iş birliği ile Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı (KAPI) Başkanı ve Akademisyen Ayşe Kaşıkırık’ın rehberliğinde personel için toplumsal cinsiyet eğitimi düzenlendi. İki gün süren eğitimde katılımcılar belediye faaliyetlerine toplumsal cinsiyet eşitliğini entegre etme, eşitlikçi politikaların uygulanabilirliğini, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi ve yerel eşitlik planlarını nasıl geliştireceklerini öğrendi.
Akademisyen Ayşe Kaşıkırık, eğitime ilişkin şunları söyledi:
“Eğitimin ilk gününde, belediye personeline toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılması, bu eşitliğin hizmet olarak uygulanması ve izlenmesi konusunda bilgiler sunduk. İkinci gününde ise muhtarlara ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik genel anlamda yerelde toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını inceledik. Ayrıca, farklı toplumsal grupların belediye hizmetlerinden nasıl daha adil bir şekilde faydalanabileceğini anlattık. Belediye personelinin amacı, yerelde farklılıkları dikkate alarak vatandaşlara adil ve eşit hizmet sunmaktır. Bu farklılıkların gözetilmesi, yerelde vatandaş memnuniyetini artıran önemli bir unsurdur.”
Mersin Büyükşehir Belediyesinden Anne-Çocuk Kampı
Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Silifke Belediyesi iş birliğinde anne-çocuk kampını Ata Park alanına taşıdı.
Katılımcılar deniz kampında; folklor gösterisi, dans eğitimi, doğa yürüyüşü, sabah egzersizi, yüzme, satranç gibi pek çok etkinliğin tadını çıkardı. Anne-Çocuk Kampı’na yoğun ve güzel bir katılım olduğunu kaydeden Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, etkinliğe ilişkin şunları söyledi:
“Genellikle anne-çocuk etkinlikleri yaparak hem aile bütünlüğü açısından hem anne çocuğun sağlıklı iletişimi açısından hem de onların doğaya açılması, sosyalleşmesi açısından olanaklar sağlıyoruz. Kadınlar ne etkinlik yaparsak yapalım en çok sosyalleştikleri etkinlikleri seviyorlar. Biz de o konuda biraz daha yoğunlaştık. Mümkün olduğunca Mersin içerisinde kendimize ait alanlarda kadın arkadaşlara sosyalleşebilecekleri ortamlar ve etkinlikler düzenliyoruz. Bu tarz etkinlikleri İnstagram adresimiz '@mbbkadınaile' sayfasından takip edebilirler. Biz etkinlik düzenlemesek bile kadın arkadaşlar ihtiyaç duydukları etkinlikler konusunda talepte bulunarak bize başvurabilirler. Mutlaka değerlendiriyoruz”.
Kocandan yazılı izin getir
İran'da doğalgaz mühendisliği yüksek lisansına sahip Neda, "Bir iş mülakatında kocamın çalışmama izin verdiğine dair yazılı bir ifade vermem istendi" diyor. Aşağılanmış hissettiğini söylüyor.
"Onlara bir yetişkin olduğumu ve kararlarımı kendim verdiğimi söyledim."
Neda'nın yaşadığı münferit bir şey değil. İran'daki yasalara göre kadınlar çalışmak için kocalarının iznine ihtiyaç duyuyor. Bu, kadınların istihdam piyasasına girerken karşılaştığı çok sayıda yasal engelin sadece biri.
Dünya Bankası'nın bu yıl hazırladığı bir rapora göre İran,iş gücüne katılımda cinsiyete dayalı yasal engeller alanında en kötü durumdaki ülkelerden biri. Sadece Yemen, Batı Şeria ve Gazze İran'dan daha alt sıralarda.
Bu durumu başka istatistiklerde de görmek mümkün. Dünya Ekonomik Forumu'nun bu yılki Küresel Cinsiyet Uçurumu raporuna göre İran, çalışmada ele alınan 146 ülke arasında kadınların iş gücüne katılımında en düşük orana sahip.
2023 verilerine göre İranlı kadınlar, üniversite mezunlarının % 50'sinden fazlası. Ancak iş gücünün sadece % 12'sini oluşturuyorlar.
Cinsiyetçi yasaların dışında, yaygın cinsel taciz, kadınlara ve kabiliyetlerine karşı sıklıkla görülen cinsiyetçi tutumlar, çalışma ortamını kadınlar için çok hasmane bir hale getiriyor.
Bu makale için BBC'ye konuşan kadınların çoğu, iş yerlerinde yeterince ciddiye alınmadıklarını söylüyor.
Dünya Bankası'nın eski kıdemli danışmanlarından Nadire Çamlo "İran'da bir dizi yasal ve kültürel bariyer, İran'da kadınları iş gücünün dışında tutuyor" diyor.
Çamlo yasal düzenleme eksiklikleri, yasalardaki kısıtlamalar, ücretlerdeki büyük cinsiyet uçurumu ve kadınların iş yerlerinde ilerlemesinin önündeki engellerin, ülkede kadınların iş gücüne kısıtlı katılımında rol oynayan faktörlerden bazıları olduğunu söylüyor. Erkekler, eşlerinin çalışmasına yasal olarak engel olabileceklerinin farkında ve bazıları bu yasal ayrıcalığı kullanıyor.
BBC'ye konuşan İranlı girişimci Said bir seferinde "kızgın bir kocanın elinde demir sopayla ofise girip “Sana kim karımı işe almana izin verdi?” diye bağırdığını söylüyor.
Said şimdi, bir kadını işe aldığında kocasından yazılı izin aldığından emin olduğunu anlatıyor.
Özel bir şirkette çalışan genç Raziye de benzer bir olayı hatırlıyor. Kızgın bir kocanın ofislerine girip CEO'ya "Karımın burada çalışmasını istemiyorum" dediğini belirtiyor.
Raziye, CEO'nun kıdemli bir muhasebeci olan kadına "evine gidip, kocasıyla işleri yoluna koymaya çalışmasını istemek zorunda kaldığını, aksi takdirde istifa etmesi gerekeceğini söylediğini, kadının da sonunda istifa ettiğini" aktarıyor. Bazı şirketler, daha sonra evlenecekleri erkeklerin çalışmalarına izin vermeyebileceğini düşünerek, genç kadınları işe almıyor ve eğitimlerine yatırım yapmıyor.
Kadınlar sıklıkla çalışmak için izin almak adına kendi aileleriyle ya da eşleriyle mücadele ettikten sonra işe girseler bile, ayrımcılığın bir ölçüde hukuk tarafından desteklendiği bir iş gücüne dahil oluyorlar. İran yasalarına göre bu safran fabrikasında çalışan kadınlar aileyi geçindiren başlıca kişi olarak görülmüyor.
Bu yasalardan biri İslam Cumhuriyeti Medeni Kanunu'nun 1105. Maddesi. Bu maddede erkekler ailenin reisi ve "ailenin geçimini sağlayan başlıca kişi" olarak tanımlanıyor. Bu da erkeklerin istihdamda önceliklendirilmesi anlamına geliyor. Kadınların da bir işe girmeleri halinde bile, erkek çalışma arkadaşlarına kıyasla çok az para kazanmasına neden oluyor.
20'li yaşlarının sonundaki Raz, birkaç kez iş değiştirmiş. Çalıştığı her yerde önce kadınların işlerinin feda edildiğini söylüyor.
"Son çalıştığım yerde bir yeniden yapılanma oldu ve işten çıkartılanların neredeyse tamamı kadındı" diyor.
BBC'ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen bir başka kadın da 10 yıldan uzun süredir çalıştığı işini bırakıp, evde kalmaya karar verdiğini, "çünkü asla terfi alamayacağını bildiğini" belirtti.
"Ortada erkekler oldukça, daha az kalifiye olsalar bile maaş zammı ya da terfi için hiç akıllarına gelmeyecektim" diyor.
Kadınların hanelerin geçimini sağlayan başlıca kişi olarak görülmemesi hak ve ikramiyelere erişimlerini de olumsuz etkiliyor.
Eski kıdemli Dünya Bankası Danışmanı Çamlo "Yıllarca çalışıp elde ettikleri haklar ailelerine uzanmayabiliyor. Emeklilik gibi haklar. Dolayısıyla kadınların çalışmaktan elde ettiği ve ailelerine götürebilecekleri kazancı azaltıyorlar" diyor. Kamu sektöründeki bazı işler, sıkı örtünme kurallarına uymak istemeyen kadınlara her zaman açık değil.
Sepide, Tahran Üniversitesi'nde sanat yüksek lisansı yaptı. Üniversitede öğretim üyeliği de yapıyor ve bağımsız sanat projelerini yönetiyordu. Ancak birkaç yıldır çalışmıyor.
"Mezuniyetten sonra, tanıdığım birçok erkek gibi hayatımı kazanabileceğimi düşündüm ama sosyal, siyasi ve ekonomik yapı öyle bir tasarlanmış ki, bir kadının düzgün bir kariyere sahip olması ulaşılamaz bir rüya" diyor.
Zorunlu örtünme yasası, iki yıl önce İran'daki yaygın protestoların merkezindeydi ve bugün de başlıca tartışma ve siyasi muhalefet başlıklarından biri olmaya devam ediyor.
Bu yasa da özellikle kamu sektöründeki işleri, en sıkı örtünme kurallarına uymak istemeyen kadınlara erişilemez kılıyor.
'Kayıp Orta Kesim'
Nadire Çamlo "İran da bir de benim 'kayıp orta sınıf' diye adlandırdığım bir kitle var" diyor. Bununla "orta yaşlı, orta ya da lise eğitimi almış ve çalışmayan orta sınıf kadınları kast ettiğini" söylüyor.
"Yasal olarak kocaların eşlerine çalışma izni vermesi gereği ve İran'da kadınlar için 55 olan en düşük emeklilik yaşı, normalde diğer ülkelerde iş gücünün içinde olan bir yaş grubunu dışlıyor.
Kadınların başlattığı ve yönettiği şirketler, diğer kadınların iş gücüne katılımına yardımcı oluyor. Tahran'daki bu lüks pastanede çoğu kadın olmak üzere, 70 kişi çalışıyor.
İran'ın ekonomisi ambargolar ve kötü yönetim nedeniyle kötü durumda. Bir IMF raporuna göre, ekonomik büyüme kadın iş gücünün katılımıyla doğru orantılı. Raporda, İran'da kadınların iş gücüne erkekler düzeyinde katılması sağlanabilirse, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın % 40 oranında artacağı tahmin ediliyor.
Ancak Nadire Çamlo'ya göre şu anda kadınların iş gücüne katılımını gerçekleştirecek değişiklikleri yapmak için ‘aktif ve bilinçli bir siyasi irade’ yok.
Ancak Çamlo, İran'da kadınların küçük bağımsız işletmeler kurarak, meselenin çözümü için harekete geçtiklerine inanıyor.
"Yemek pişirme uygulamalarından, perakende satış platformlarına en yenilikçi iş fikirleri kadınlar tarafından başlatıldı." diyor. İran'daki "gerçek özel sektörün" de çoğunlukla kadınların sahip olduğu işletmelerden oluştuğuna inanıyor.
Afgan kadınlara özgürlük' demişti: Paris 2024'ten diskalifiye edildi
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nda break dansçı ManizhaTalash, 9 Ağustos günü India Sardjoe'ye karşı ön eleme mücadelesine çıktı. Mücadele sırasında sırtında, ‘Afgan kadınlara özgürlük’ (Free Afghan Women) yazılı bir pelerin gösterince alandan alkış almıştı. Dünya Dans Sporları Federasyonu (WDSF) konuya ilişkin bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Talash'ın "ön eleme mücadelesi sırasında kıyafetinde yer alan siyasi bir slogandan ötürü diskalifiye edildiği" bildirildi. Sosyal medyada "b-girl Talash" olarak da bilinen Manizha Talash, 2021'de Afganistan'ın tamamında yönetimi ele geçiren Taliban'dan kaçarak İspanya'ya sığınmıştı. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'na Mülteci Olimpiyat Takımı ile katılan Talash, mayıs ayında olimpiyat kadrosuna katılmıştı.
Gelecek sayımızda daha iç açıcı haberlerle buluşmak dileğiyle sevgiyle kalın.
16.Ağustos 2024
Yorumlar
Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.