selvetbayraktarr@hotmail.com
Uzun, gür, kahverengi saçları, mavi kazağıyla, elleri klavyenin üzerinde çalışıyor.
Gri bir arka plan önünde duran bir kadın astronotu gösteren bir fotoğraf. Astronot beyaz bir uzay giysisi giymiş ve başında beyaz bir kask var. Kaskın vizörü açık. NASA amblemi ve Amerikan bayrağı giysinin üzerinde yer alıyor. Astronotun yüzü gülümseyerek görünüyor ve eldivenli elleri yanlarda duruyor.

Merhabalar değerli Umudun Kadınları Dergisi takipçileri. Öncelikle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde hak mücadelesinde gerek ülkemizde gerekse dünyada yaşamını yitiren hemcinslerimizi özlemle ve saygıyla anıyoruz. Yayın kurulu üyeleri olarak bütün kadınları dünya emekçi kadınlar gününde selamlıyoruz.



Yine kadına dair mücadele örnekleriyle dolu haberlerlesizlerleyiz.  



Önce başlıklar:



Kadın savunma ağından açıklama: Cinayetler politik



Öğreten kadın, yöneten erkek



Kadın hekimlerin 6 yıl önce kurduğu KAHEV, 23. Vehbi Koç Ödülü'nün sahibi oldu



Cinsiyet eşitsizliği her alanda var



ABD’de Türkevi önünde İstanbul Sözleşmesi protestosu



Danimarka'da kadınlara zorunlu askerlik: hizmet süresi 11 aya çıkacak 



NASA eğitiminden geçen ilk Arap ve başörtülü kadın astronot, uzay yolculuğuna hazır



Kadın savunma ağından açıklama: Cinayetler politik



Kadın Savunma Ağı üyeleri İstanbul Kadıköy’de “İçinde Öldürüldüğümüz Aileniz Batsın” sloganıyla bir araya geldi. Süreyya Operası önünde eylem yapan kadınlar, “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları attı. “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” diye haykıran kadınlar, 6 Mart’ta boşandığı kocası Mustafa Yıldır tarafından silahla vurularak öldürülen kızı Mervegül Bayer’in gelinliğini yakan anne Hatice Kurt’a atıfta bulunarak üzerinde “Bununla başladı. Bu son olsun. Öldüren aileniz batsın” yazılı gelinliği ateşe verdi. Eftelya Koyuncu grup adına yaptığı basın açıklamasında, “Hatice Kurt, kızının gelinliğini ‘Her şey bununla başladı, bununla bitti. Hepinize ders olsun, evlenirken 40 kere düşünün’ diye haykırıp yakmıştı. Şimdi onun sesini İstanbul’dan yükseltiyoruz” ifadesini kullandı. 



“Bu gelinlikler bir kadının daha kefeni olmasın istiyoruz” diyen Koyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu kadın cinayetlerini işleyen failler kim peki? Bazen babalarımız, bazen kocalarımız, bazen abilerimiz, bazen sevgililerimiz! Yani en yakınımızdakiler. Kadınlar en çok aile içinde, aile ferdi erkekler tarafından öldürülürken iktidar kutsal aile yalanlarına inanmamızı bekliyor. Bizler, o kutsal dedikleri ailelerin içinde istismar ediliyoruz, şiddet görüyoruz, öldürülüyoruz.” diyerek açıklamayı sonlandırdı.



Öğreten kadın, yöneten erkek



Yükseköğretim Kurumu’nun (YÖK) son yayımladığı veriler, üniversitelerde kadın akademisyen ve öğrenci sayısının artmakta olduğunu gösteriyor.



Ancak yöneticilik söz konusu olduğunda aynı artıştan söz etmek mümkün değil. 128 devlet üniversitesinin sadece 5’inde kadın rektör görev yapıyor. 74 vakıf üniversitesinin 14’ünde kadın rektör bulunuyor. Eğitim uzmanı Alaattin Dinçer’in bu konudaki analizi şöyle:



“Kadın öğrenci sayısının daha yüksek olduğu sağlık ve refah, eğitim, sanat ve beşerî bilimler alanlarında bile yöneticiliğin çoğunluğu erkeklerde. YÖK açıklamasında kullanılan tanımlarda bir netlik yok. Bir yerde “kız” tanımı kullanılırken başka bir yerde tanım “kadın” olarak geçiyor. Oysa bütün açıklamalarda mutlaka “kadın” tanımı kullanılmalı.



Türkiye’deki üniversitelerde toplam 181 bin 498 öğretim elemanı bulunuyor. Bunlardan 97 bin 291’i erkek, 84 bin 207’si kadın. Buna göre kadın akademisyenlerin oranı yüzde 46,4’e yükselmiş oldu.



Türkiye’deki üniversitelerde kadın akademisyenler arasında 12 bin 296 profesör, 9 bin 947 doçent, 20 bin 728 doktor öğretim üyesi görev yapıyor. Profesörlerin yüzde 34,3’ü, doçentlerin yüzde 41,8’i, doktor öğretim üyelerinin yüzde 47,4’ü yine kadınlardan oluşuyor. Kadın öğrenci ve akademisyen sayısında artış olması olumlu bir durumdur, ancak yeterli değildir.



Kadın hekimlerin 6 yıl önce kurduğu KAHEV, 23. Vehbi Koç Ödülü'nün sahibi oldu



Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan kadın doktorlar... Çoğu anne… Sosyal medya üzerinden oluşturdukları sohbet platformunda içlerinden birinin “Bir öğrencinin okulunu bırakmasını önlemek için burs desteği verelim mi” sorusu ile birden farklı bir yöne evrildi. Bu kıvılcım tıp camiamızda adeta bir eğitim seferberliğinedönüştü. Ve 2018 yılında Kadın Hekimler Eğitime Destek Vakfı (KAHEV.) kuruldu. Sessiz sedasız on binlerce yüreğedokundular. Hem hekimlik görevlerini yaparlarken hem de “Tek reçetemiz eğitim” anlayışıyla çocuk ve gençlere burs sağlamanın yanı sıra okulların güncel eğitim olanaklarına kavuşmasına destek oldular. İşte bu KAHEV, 23. Vehbi Koç Ödülü’nün bu yılki sahibi oldu. Ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, “Bu kez altı yıl gibi kısa bir sürede binlerce öğrencimize umut olmuş bir kurumu ödüllendiriyoruz. Cumhuriyet kadınlarının dayanışmasının çok özel örneklerinden biri olan KAHEV, çağdaş ve müreffeh bir topluma ancak eğitim yoluyla erişebileceğimiz anlayışıyla da takdire şayandır” ifadelerini kullandı. KAHEV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Demet Orhan Başer ise “Biz, Cumhuriyet kadınları olarak bir öğrencinin eğitimini yarıda bırakmaması için sosyal medyada buluştuk ve bu kıvılcım adeta sağlık camiasında bir eğitim seferberliğine dönüştü. Her verdiğimiz burs diğerini her yaptığımız okul desteği başkasını doğurdu. KEHAV olarak bizler eğitimin insani bir hak olduğuna inanıyoruz. Ve bu hakka ulaşmak için tüm bireylerin eşit şartlarda olması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.



KAHEV, özellikle kırsal bölgelerdeki çocukları nitelikli eğitime, okulları da eğitim materyallerine eriştirmeyi amaçlıyor. Öğrencilere burs vererek başlattığı faaliyetlerini yıllar içinde genişleten vakıf, kırsaldaki okullara hem bakım onarım hizmetleri sunuyor hem de bu okullarda yeni sınıflar, laboratuvarlar ve kütüphaneler açıyor. 5 binden fazla öğrenciye düzenli burs sağlayan ve COVID salgını döneminde hayatlarını kaybeden sağlık çalışanlarının çocuklarına düzenli burs ve destek veren KAHEV’in 5 bin 500’den fazla resmi üyesi ve 26 binden fazla gönüllüsü bulunuyor. En büyük amaçlarının KAHEV’in dünyaca bilinen, güvenilir bir kurum olarak geleceğe uzanması olduğuna değinen Demet Orhan Başer, “Buna inanmış Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce kadın hekim ve binlerce destekçimizle biz ülkemizin gençleri ve eğitimi için daima çalışmaya devam edeceğiz. Vehbi Koç Ödülü’nün bizim için anlamına gelirsek; doğru ve iyi niyetli işler yaparsanız başka hiçbir şeye ihtiyacınız olmadan yollar size açılır. Biz Vakfımızdaki çalışmalarımızda yürekten hissettiğimiz projeleri yapmaktan ve sonuçlarından son derece mutluyken, bu ödül ve destek bizlere şu mesajı veriyor: ‘Ahlaklı, çalışkan, merhametli ve vicdanlı olmak mutlaka doğru kişiler tarafından ödüllendirilir ve doğru yoldasınız kızlar! Devam edin.’ Yalnız olmadığımızı bizlere hatırlattığınız için sizlere ne kadar teşekkür etsek az” diye konuştu.



Cinsiyet eşitsizliği her alanda var



7 bin kadınla dünya genelinde yapılan bir araştırma kadınların her alanda ayrımcılık yaşadığını kanıtladı.



Bir kozmetik markasının yaptığı araştırma cinsiyet eşitliği alanında ücret, fırsat ve karar alma süreçleri gibi kritik konularda dünya genelinde gerileme yaşandığını ortaya koydu.



7 ülkede 7 bin kadınla yapılan araştırmaya göre ücret farklılıklarının ve fırsat eşitliğinin önemli sorunlar arasında olmaya devam ettiğini düşünen kadınların sayısında artış oldu. Cinsiyet eşitliğinin kendi işlerini kurmalarının önünde bir engel olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 14’ten 20’ye yükseldi. Ankete katılan kadınların yaklaşık yüzde 90'ı cinsiyet kalıplarının fırsat eşitliğinin önünde bir engel olduğunu söyledi. Kadınların yüzde 35’i cinsiyetleri nedeniyle işyerinde kendilerini 'rahatsız', yüzde 17'si 'güvensiz', yüzde 16'sı ise 'taciz edilmiş' hissettiğini ifade etti.



Rapora göre kadınların önemli bir kısmı kamusal alanlarda ve hatta işyerinde kendini güvende hissetmiyor. Yüz kadının 72’si akşamları dışarıda tek başlarına yürürken, yüzde 43'ü toplu taşıma araçlarında ve yüzde 55'i ise taksiye tek başlarına binerken kendilerini güvende hissetmediğini vurguladı.



Ankete katılan birçok kadın güvenlik endişelerine rağmen aile içi şiddet konusunda iş yerini güvenli buluyor. Kadınların yüzde 43’ü işyerini, evdeki her türlü çatışma veya istismardan uzak bir sığınak veya güvenli bir alan olarak gördüğünü aktardı.



ABD’de Türkevi önünde İstanbul Sözleşmesi protestosu



Birleşmiş Milletler'in toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi üzerine en büyük yıllık toplantısı olan 68. Kadının Statüsü Komisyonu (CSW68), bu yıl 11- 22 Mart tarihleri arasında "Cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadın ve kız çocuklarının güçlenmesinin hızlandırılması için yoksulluğun ele alınması ve kurumların ve cinsiyet perspektifiyle finansmanın güçlendirilmesi" ana teması altında gerçekleştiriliyor.



New York’ta devam eden toplantılara Türkiye'den katılan çok sayıda katılımcı Türkevi önünde İstanbul Sözleşmesi eylemi düzenledi.



CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’nun da katıldığı eylemde kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği için yıllardır mücadele veren kadın hakları savunucuları hep birlikte “vazgeçmiyoruz” sloganı attı.



Katılımcılar Türkevi’nin kapısına “İstanbul Sözleşmesi Bizim” yazılı maskeleri bıraktı.



Danimarka'da kadınlara zorunlu askerlik: hizmet süresi 11 aya çıkacak



Danimarka, Norveç ve İsveç ile birlikte kadınların silahlı kuvvetlerde görev yapmasını zorunlu kılan üçüncü Avrupa ülkesi olacak.



Danimarka, savunma bütçesini artıracağını duyurarak, ilk kez kadınları askere almayı planladığını açıkladı.



Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, ülkesinin zorunlu askerliği kadınları da kapsayacak şekilde genişleterek, hizmet süresini her iki cinsiyet için 4 aydan 11 aya çıkarmayı düşündüğünü kaydetti.



Hükümetin "cinsiyetler arasında tam eşitlik" istediğini söyleyen Frederiksen, "Savaş istediğimiz için silahlanmıyoruz. Savaştan kaçınmak istediğimiz için yeniden silahlanıyoruz" dedi.



NASA eğitiminden geçen ilk Arap ve başörtülü kadın astronot, uzay yolculuğuna hazır



Kendisinden önceki büyükleri gibi, kadın astronot Nura el Matruşi de hayatının büyük bölümünü yıldızlara bakarak ve Ay'a uçma hayalleri kurarak geçirmiş.



El Matruşi, çocukluk hayalini gerçekleştirerek ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) astronot eğitim programından mezun olan ilk Arap kadın oldu.



Birleşik Arap Emirliklerinden 30 yaşındaki el Matruşi, artık uzaya doğru yola çıkmaya hazır.



Mühendis olan Matruşi, 2021 yılında Birleşik Arap Emirlikleri Uzay Ajansı (UAESA) tarafından NASA ile bir eğitim programına katılmak üzere seçilen iki astronot adayından biriydi. Başörtüsü takan el Matruşi NASA'nın, ikonik beyaz uzay giysisi ve kaskını giyerken saçlarını örtmesine imkân tanıyacak bir strateji geliştirdiğini dile getiriyor:



"DAÜ'ye (Astronotların uzayda giydiği özel kıyafet) girdiğinizde (mikrofon ve hoparlörlerle donatılmış) bir başlığı takıyorsunuz, bu da saçınızı kapatıyor." diyor.



Ancak kendisi açısından zorluk, başörtüsünü çıkarıp iletişim kaskını takmadan önce ortaya çıkıyor. 



Zira uzay kıyafeti içinde yalnızca özel olarak izin verilen malzemeler giyilebiliyor.



"Benim için geçici bir başörtüsü diktiler. Bu şekilde başörtüsünü takıp giysinin içine girebiliyorum, sonra iletişim başlığını takıp çıkarabiliyorum ve saçlarım örtülü oluyor. Benim için bunu yaptıklarından ötürü onlara gerçekten minnettarım." diyor el Matruşi.



Giydiği özel kıyafetiyle, astronot arkadaşlarıyla birlikte uzaya adım atmaya hazır olduğunu ifade ediyor ve ekliyor:



"Dininiz ya da geçmişiniz ne olursa olsun astronot olmanın zor olduğunu düşünüyorum.”



Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle umutla ve sevgiyle kalın.



18 Mart 2024

Yorumlar

Bu yazı için yorum mevcut değil.
Dilerseniz Buradan yeni yorum gönderebilirsiniz.