eminekamci@hotmail.com
Açık kahverengi saçlarını toplamış, üzerinde siyah montuyla, açık alanda, gülümsüyor.

1 Mart 1963 Trabzon Akçaabat doğumlu. Marmara Üniversitesi basın yayın Yüksekokulu ikinci sınıftan ayrıldı. İzmir’e yerleştikten sonra Anadolu Üniversitesi açık öğretim fakültesi ev ekonomisi bölümünü bitirdi. Atatürk İl halk kütüphanesi ’nde emekli. Ufak tefek şiir denemeleri olsa da aslında öykü yazarı İlk öykü kitabı Anıları tutunmak ilk öykü kitabı “Yatak, siyah paltolu adam, düdükler, Itır bir ağaç olsa, hendek” adlı öyküleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı.

Emine Kamçı Tarafından Yazılmış Yazılar

Bu kez de İzmir Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezi’nde söyleşiliyordu. Sunumda, Filiz Gülmez’in ‘Kıyıdaki Öyküler,’Hicran Efe’nin ‘Komşu Duvarı’ adlı kitapları tanıtılıyordu. İki bölümden oluşan söyleşi Hülya Soyşekerci tarafından yönetiliyordu.

İlk… Devamını Oku
Seni severim bilirsin deniz,

Hem de pek çok severim, değersin buna.

Sen de beni seversin, eminim bundan;

Bundandır beyaz ellerinin okşayışı bilirim

Bilirim de…

Neden zaman zaman incinirim?

 

Zaman zaman korkuyorum deniz;

Gönderme, sert çalkantılarını üzerime.

Sert… Devamını Oku
Maydanoz, dereotu, nane, roka gibi küçük yeşil yapraklı sebzeleri daha taze saklamak için çeşitli yollarabaşvurulmaktadır. Aşağıda önereceğim bu yollardan birinisiz de deneyebilirsiniz.

Sebzeler güzelce yıkanıp kurulandıktan sonra saklama kabının içine nemlenmesini önlemek… Devamını Oku
O pencerede ne olaylar yaşanmış, ne hayatlar geçip gitmişti.

Yıl içinde annemi birkaç kez ziyarete geldiğimde onunla film izlerken de bu olaylara birlikte tanık olmuştuk. Annemle film izlemek bana doyulmaz bir keyif verirdi. İzleme sırasında kâh üzülür kâh eğlenirdik. Öyle ki zaman zaman olayların… Devamını Oku
Üç arkadaş bir araya geldik ve evine gittiğimiz arkadaşımız, sarımsakları soymanın güçlüğünden yakındı. Bunun üzerine üç kafadar başladık bildiğimiz yöntemleri saymaya. Meğer yazın toptan aldığımız antibiyotik değerinde olan bu yararlı sebzenin bir sürü saklama yöntemi varmış. İnsan kullandıkça… Devamını Oku
Yine uykusuz bir gece daha. Dört beş aydır bu hep böyle. Depresyon ilacımı bıraktığım günden beri uykusuzum. Oysa her şey yolunda. Onsuzluğa alıştım. İlk günlerdeki patlamalar da kalmadı artık. Şunu kesinlikle anladım ki ona gereksinimim yok bundan böyle. Onu bıraktığımdan beri… Devamını Oku
Onları görünce sevinçten uçtum adeta. Bir halı gibi örtmüşlerdi toprağı. Ortalarından yukarıya uzanan üç küçük ağaçsa, yeşil bir halının üzerine basan üç uzun boylu genç adam sanısını uyandırıyordu. 

Yaklaşık bir ay kadar önce oğlumun kız arkadaşıyla birlikte ekmiştik onları. Genç… Devamını Oku
Otobüs Susurluk’a gelince hemen aşağıya indiler. Birden Mine’nin aklına bir şey takıldı ve babasına dönerek sordu:

__İzmir buraya çok uzak mıdır?

Babası aradaki mesafeyi düşünmeye çalışırken ağabeyi Salih atıldı:

__Şu otobüsün muavinine soralım isterseniz, dedi.

Baba, düşünmeyi bırakarak… Devamını Oku
Sabiha Ziya ile ilgili videoyu izlediğimizde ‘dergimizin bu köşesinde yer alması gereken kişilerden birisi!’ diye düşündük ve tarihin bu kadın yüzüyle sizi de tanıştırmak istedik.​

Sabiha Hanım 1904 de İstanbul da doğdu. Evlenince ‘Bengütaş’ soyadını almıştır. İlköğrenimini EyubsultanReşadiye… Devamını Oku
Kapıyı açıp da onun üzerine bastığında, tanımlanamaz bir huzur duydu içinde. Bu huzuru, hafif hafif esen bir rüzgâr, insanı kavurmayan bir sabah güneşi, bütün güzelliğiyle destekliyordu.

Oysa ayağının altındaki hiçbir özelliği olmayan, eski, küçük, penyeden bir kilimdi alt tarafı. Yine de öyle bir… Devamını Oku