eminekamci@hotmail.com
Açık kahverengi saçlarını toplamış, üzerinde siyah montuyla, açık alanda, gülümsüyor.

1 Mart 1963 Trabzon Akçaabat doğumlu. Marmara Üniversitesi basın yayın Yüksekokulu ikinci sınıftan ayrıldı. İzmir’e yerleştikten sonra Anadolu Üniversitesi açık öğretim fakültesi ev ekonomisi bölümünü bitirdi. Atatürk İl halk kütüphanesi ’nde emekli. Ufak tefek şiir denemeleri olsa da aslında öykü yazarı İlk öykü kitabı Anıları tutunmak ilk öykü kitabı “Yatak, siyah paltolu adam, düdükler, Itır bir ağaç olsa, hendek” adlı öyküleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandı.

Emine Kamçı Tarafından Yazılmış Yazılar

Merhaba sevgili izleyicilerimiz;

Favayı yaparken kuru bakla kullanıyorsanız sadece baklalarla bir soğanı haşlayıp rondodan geçirmeniz yeterli olacaktır. Ancak koyacağınız su konusunda kontrollü olmalısınız. Rondodan sonra gerekli malzemeleri ilave edebilirsiniz.

Çoğumuzun bildiği üzere kuru… Devamını Oku
Aracımız sonunda Yalova’ya geldi ve gemiye girdik. Yolcuların çoğu aşağıya indiği halde ben yerimden kıpırdamadım. 

Aklım, hala bagaja konmuş kedimdeydi. Acaba yeteri kadar oksijen alabiliyor muydu?

Sabah veteriner gelmiş, uyku iğnesini yapıp gitmişti. Kedi iğneyi yer yemez halının ortasına… Devamını Oku
Güneş en tatlı rengini almıştı. Küçülerek uzaklaşırken, kendisine dikilen o yeşil gözlere sanki gülümsüyor gibiydi. Küçük kız, havuzun kenarına çömelmiş, o tatlı kızıllığı seyre dalmıştı. Sokağın en güzel yeriydi bu saatlerde burası küçük kız için.

“Kindinar!” demişti annesi buranın adına.… Devamını Oku
Merhaba sevgili izleyicilerimiz

Fırınınızı temizlerken birçok yol denediğinizden eminim. Çünkü ben de çok farklı yöntemler denedim ama en son denemiş olduğum yöntemden daha fazla sonuç aldım diyebilirim.

Sizlerin de bildiği gibi piyasaya birçok temizlik aracı sürüldü. Bunlardan biri de… Devamını Oku
Sokağımızın daha doğrusu komşumuzun papağanı yine işbaşında. Balkona geldiğimde güneşin sıcak yüzüyle karşılaştım. Bu görünmez kollarıyla balkonumda sıralanmış bütün çiçeklerimi sarıp sarmalamıştı. Ben de o sıcaklığa eşlik etmek için sevgi dolu yüreğimin uzantıları olan ellerimle o… Devamını Oku
Tiyatronun dev ustalarından Ayten Gökçer’i kısa bir süre önce maalesef kaybettik. İzlemiş olduğum oyunlarındaki sesi hala kulaklarımda çınlamakta. “Hey tanrım bana üç tane; üç de yetmez beş tane, beş de yetmez yedi tane ver, ver, ver, veeer…” diye hafif burundan konuşmasıyla,… Devamını Oku
Bir sağa, bir sola sıçrayıp duruyordu. Bir şeyleri görmeye, anlamaya çalışıyordu ama bir türlü beceremiyordu işte. Bir gözüyle gördüğünü, diğeriyle göremediğinden, başını bir o yana bir bu yana çevirip duruyor, görüntüleri tamamlamaya uğraşıyordu.

Kadın, delikanlının minik kahkahasıyla… Devamını Oku
Merhaba sevgili izleyicilerimiz;

Her zaman büyük balık alırken temizlettirmeyi unutmamaya özen gösterirdim. Oysa bu kez balığı marketten aldığım için böyle bir şansım yoktu. Eve geldiğimde doğaldır ki iş başa düşmüştü. Balığın pullarını her zaman yaptığım gibi bıçakla kazımayı denedim ama hemen… Devamını Oku
Yine o sevimli kafeye gitmiştik. Sık ağaçlar içindeki bu kafe, masaları çevreleyen minderli sedirleriyle bir ev sıcaklığını yansıtıyordu adeta. Evimizin bahçesinde söyleşiyormuşçasına rahat ve huzurluyduk orada. Bir yanda denizin o sarmalayan rüzgârı, diğer yandaysa fıskiyeli havuzun… Devamını Oku
Kovalandığım sanısına kapılarak yatak odama kaçtım. Kapıyı kilitledikten sonra sağdaki yatağımı geçerek karşıdaki tuvalet masama yöneldim. Aynanın hemen üstündeki cam açıktı. Bunu fark etmemle pencerede üç kadın başının belirmesi bir oldu. Kadınlardan biri benden kalem istedi;… Devamını Oku