ebrubozcuk@hotmail.com
Açık sarı, yarı toplanmış dalgalı fönlü saçları ve makyajıyla, siyah kıyafeti ve yine siyah kolyesi ile gülümsüyor.

​Cumhuriyet Gazetesi Pazar Ekinde yazıyor.

Ebru Bozcuk Tarafından Yazılmış Yazılar

YAZAN: Ebru BOZCUK

Kendi özgürlüğünüzle, kendi seçimlerinizle yaşamak istediğiniz vakit şu durum kaçınılmaz bir son oluyor... Sürekli bir direnme ve ayakta kalma çabası...
Bu topraklarda bir kadının kendi varlığını yaşaması zor zanaat.
Bunu boşanma davası 4 yıl sürmüş bir kadın olarak söylüyorum.… Devamını Oku
YAZAN: Ebru Bozcuk

Hafızamızda ne kadar çok koku izi var hiç düşündünüz mü?...
Bir şey yerken ya da bir sokaktan geçerken duyduğunuz kokuların sizi birdenbire başka zamanlara götürdüğü eminim çok olmuştur...
Bu sabah annemin yaptığı üzüm reçelini yerken, yine aynı hissi yaşadım.
Üstümde lacivert… Devamını Oku
YAZAN: Ebru BOZCUK

Her kadının kendi hikâyesi vardır fakat özellikle bu coğrafyada katlanılması istenen şey tüm kadınlar için ortaktır. Evet, bunun adı ataerkilliktir.
Kadın, yaşam ve özgürlük üçlemesi bu topraklarda her zaman kanayan bir yara olmuştur.
Kadını susturduklarını zanneden feodal… Devamını Oku
YAZAN: Ebru BOZCUK

Uzun bir sabah yürüyüşünden sonra bir ağacın altına oturuyorum. Sırtımı heybetli gövdesine dayayıp, yüzümü güneşe çeviriyorum.

Aklıma birden büyük usta Nazım’ın dizeleri geliyor…

“Sonra saygıyla toprağa oturdum

Dayadım sırtımı duvara

Bu anda ne düşmek dalgalara

Bu anda ne… Devamını Oku
“Gidiyor musunuz?... Güle güle 

Kapıyı iyice kapayın, sizden üşüdüm.”

FÜRUZAN 

Ayrılık kararı, o üşüdüğün anın gelip çattığı andır ve İranlı şair Füruzan bunu ne muhteşem ifade etmiştir. 

Oysa biz, sonu tatlıya bağlanan ve “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine” diye… Devamını Oku
Sabahın erken saatleri. Yeni bir gün başlıyor. Yaz günlerinin bu saatleri günün en güzel zamanıdır ki bize hediye edilmiş bu yeni günü yatakta karşılamak olmaz.

Yürüyüşe çıkıyorum. Rüzgâr zeytin ağaçlarının arasında dans ediyor.

Denizin mavisi “Her şey yoluna girer” dercesine… Devamını Oku
Kadın akşam yatarken bir kaba nohut ısladı. Kocası nohut yahnisini pek severdi, yanına da muhakkak tereyağlı pirinç pilavı isterdi.

Birden "Ben nohut yahnisini sever miyim?" diye geçirdi içinden. Kendi kendine şaşırdı.

"Sahi ben en çok hangi yemeği severim" diye… Devamını Oku
Anneannem hep “Karı koca arasındaki küslük tülbent kuruyuncaya kadar olmalı” derdi… Bu tarif, genç kızlığımda bana hep çok romantik gelirdi.

İnsan sevdiğine neden küserdi ki, elbette çabucak barışılmalıydı diye geçirirdim içimden.

Yıllar sonra bu durumun hiç de böyle olmadığını hayat… Devamını Oku
Eskiden Anadolu'da, bir kadının yeni doğmuş oğlanbebekleri art arda ölürse, yeni doğan oğlan bebeğin kulağını delerlermiş.

Şeytan gelirse kız sanıp gitsin diye... Şeytanın bile yüz vermediği canım kız çocukları.

Bu coğrafyada kadın olmanın yazgısı da ayrı bir hikâyetakdir… Devamını Oku
Çocukluğundan bu yana en özendiği şey, isimlerin yazılı olduğu zillerdi...

İki kişiye ait bir ev olduğunu belgeleyen bir şeydi bu sanki ya da kadın öyle zannetmişti.

Ahhh biz kadınlardaki bu aidiyet duygusu, ne çok iş açtı başımıza...

Bir evi var etme çabası, ihtiyaç hissedilir… Devamını Oku