ebrubozcuk@hotmail.com
Açık sarı, yarı toplanmış dalgalı fönlü saçları ve makyajıyla, siyah kıyafeti ve yine siyah kolyesi ile gülümsüyor.

​Cumhuriyet Gazetesi Pazar Ekinde yazıyor.

Ebru Bozcuk Tarafından Yazılmış Yazılar

Çocukken annem bana hep "icat çıkarma" derdi... Ne yazık ki bu uyarı hiçbir zaman işe yaramadı. Hayatım boyunca ne icatlar çıkardım bir bilseniz... 

Başım ağrımadı dersem yalan olur fakat ne yapalım ben de böyleydim işte...

Bilirsiniz çocukken oynadığımız oyunlarda herkes kendine bir rol… Devamını Oku
Duyduğunda içinin ısındığı, seni sen yapan değerlere tutunduğun, kırılıp tuzla buz olduğunda bile hatırladığında gülümsediğin tek yerdir memleket...

Belki de unutamadıklarındır... 

Çünkü hep iyi şeyler kalmıştır aklında. Galiba hafıza, kötü şeyleri silmekte pek hünerli ki… Devamını Oku
Hayatımda iz bırakan bir sürü saat olduğunu düşünüyorum. Babam, saatlere hep çok meraklıydı. Haber vaktinde, spiker "İyi akşamlar, saat 19" dediğinde muhakkak saatini kontrol eder, bir saniye bile geri kalsa hemen düzeltirdi... Kol saatini ve alyansını ömrü boyunca elinden çıkarmadı. Alyansı için "… Devamını Oku
Hafızamızda ne kadar çok koku izi var hiç düşündünüz mü?...

Bir şey yerken ya da bir sokaktan geçerken duyduğunuz kokuların sizi birdenbire başka zamanlara götürdüğü eminim çok olmuştur... 

Bu sabah annemin yaptığı üzüm reçelini yerken, yine aynı hissi yaşadım. 

Üstümde lacivert jilem… Devamını Oku
Kendi özgürlüğünüzle, kendi seçimlerinizle yaşamak istediğiniz vakit şu durum kaçınılmaz bir son oluyor... Sürekli bir direnme ve ayakta kalma çabası... 

Bu topraklarda bir kadının kendi varlığını yaşaması zor zanaat.

Bunu boşanma davası 4 yıl sürmüş bir kadın olarak söylüyorum. Bırakınız… Devamını Oku
Yaz günleri ciddi şeyleri düşünmekten vazgeçmek için şahane bir fırsattır...

Hoş; düşünmenin hiçbir fayda sağlamadığını hayat bize ne güzel öğretmiştir oysa...

Her şey olacağına varır ya da olmasa da olur derken buluveririz kendimizi. Teslimiyet gibidir bu hal ama ruhu da ferahlatır inceden… Devamını Oku
Her dönemin kendine özgü bir yaşam biçimi olduğuna inanır, nostaljinin öyle çok da pompalanması gereken bir şey olmadığını düşünürdüm hep.

Ama şimdilerde öyle değilim çünkü ben de artık bayağı büyüdüm galiba.

Eskileri düşündüğünüzde içinize yayılan o sıcaklık, ya da yüzünüze ansızın yerleşiveren… Devamını Oku
İnsan bir çarkın içinde dönüp dururken, kendine dışarıdan bakmayı çoğu kez pek beceremiyor aslında...

Hatta en yakınlarınızın yaptığı eleştiriler bile size dayanılmaz gelebiliyor o süreçte. Kolay kolay gidemiyoruz biz nedense... Bir korku hali mi, bilinmezlikten kaçma hali mi, düzen saplantısı mı… Devamını Oku
Üzüldüğümde ya da neşelendiğimde aynı tepkileri verdiğimi fark edip, kendi kendime gülümsüyorum.

Ben de senin gibi sabahları uyanır uyanmaz önce camları sonra radyoyu açıyorum. Dışarı çıkmasam bile senin gibi kırmızı rujumu sürmeyi ihmal etmiyorum ki çoğuna soğan doğrarken kırmızı rujlu bir kadın… Devamını Oku
Yüzümü güneşe çevirdim... Pencereyi hafifçe aralayıp dışarıdaki havayı soludum. Sonra cam kenarındaki o meşhur koltuğuma oturdum... Bir süre sessizce güneşin yüzümü ısıtmasının keyfini sürdüm. Kim bilir belki kalbimin odaları da ısınır diye geçirdim içimden... Hiç bir şey yapmamanın, o telaşsız… Devamını Oku